بسم الله الرحمن الرحيم
“Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.” [Bakara 185]
Bir kaç gün sonra doğusuyla batısıyla tüm İslam ümmeti, kutsal Ramazan ayına kavuşacaktır. Ramazan ayı, iyilik, rahmet, mağfiret ve ateşten kurtuluş ayıdır. Bizi bu kutsal aya kavuşturan Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya hamdolsun. Bu ayda hâlâ ümmet, aynı gün oruca başlama ve bayram yapmanın özlemini çekiyor. Çünkü bu, İslam ümmetinin pratik birliğinin bir göstergesidir. Ancak uzun yıllar Müslümanlar, oruç ve bayramlarda bile Müslümanlar arasına ayrılık gayrılık tohumları saçan zorba ve totaliter yöneticilerin zorbalıkları nedeniyle bu iyilikten yoksundur. Hilalin gözetlenmesini bile kâfirlerin Müslümanlar arasına çizdiği sınırlara endekslediler. Saray mollaları da ya bunu tolere ederek ya da sessiz kalarak onların cürümlerine ortak oldular.
Ey Müslümanlar! Müslümanlar, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Raşidi Halifeler döneminde Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın buyruğuna ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetine uyarak aynı oruç tutuyor ve iftar ediyorlardı. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözüyle Ramazan orucu farz kılınınca:
فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ “Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.”[Bakara 185] Allah’ın elçisi Ramazan ayının başlangıcı dâhil olmak üzere bu buyruk ile ilgili her şeyi pratik bir şekilde uygulayarak açıkladı. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
صوموا لرؤيته وأفطروا لرؤيته، فإن غُبِّيَ عليكم فأكملوا عدّة شعبان ثلاثين“Hilali gördüğünüz zaman oruç tutun. Hilali gördüğünüzde iftar edin. Eğer hava kapalı olursa, Şa’bân ayını otuza tamamlayın.”[Buhari] Bu ve benzeri hadislerde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, tüm Müslümanlara hilalin görülmesiyle Ramazan ayı orucuna başlanılmasını gerektiğini emretmiştir. Hadiste geçen lafızlar geneldir, çünkü hadisteki çoğul zamirleri: “Oruç tutun... İftar edin”tüm Müslümanlara delalet eder. Aynı şekilde “Hilali gördüğünüzde”lafzı da, zamire izafe edilen cins isimdir. Dolayısıyla genellik ifade eder.
Sünneti şerif, oruç tutmak için bizzat her Müslümanın hilali görmesinin zorunlu olmadığını ifade etmiştir. Aksine bir Müslümanın görmesi, bütün Müslümanlar için yeterlidir. Bu bağlamda İbn Abbas RadiyAllahu Anh’dan rivayet edildiğine göre
جَاءَ أَعْرَابِيٌّ إِلَى النَّبِيِّ ﷺ، فَقَالَ: إِنِّي رَأَيْتُ الْهِلَالَ - يَعْنِي هِلَالَ رَمَضَانَ -، فَقَالَ: «أَتَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ؟» قَالَ: نَعَمْ، قَالَ: «أَتَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ؟» قَالَ: نَعَمْ، قَالَ: «يَا بِلَالُ أَذِّنْ فِي النَّاسِ أَنْ يَصُومُوا غَدًا“Bir bedevi Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e gelerek: Ben hilali (Ramazan hilalini) gördüm!” dedi. SallAllahu Aleyhi ve Sellem: “Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet getirir misin?” dedi. Adam, “Evet!” diye cevap verince, Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem: “Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet getirir misin?” diye tekrar sordu. Adam, “Evet!” diye cevap verince, Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem: “Ey Bilal! Dedi, halka yarın oruç tutmalarını ilan et!”[Hâkim]
Sonra sünneti şerif, herhangi bir ülkedeki Müslümanların hilali görmesi diğer ülkeler için de bağlayıcı olduğunu açıklamıştır. Hiç bir Müslüman, diğer Müslümandan ve hiçbir ülke de diğer ülkeden daha evla değildir. Ensarlı bir guruptan rivayet edildiğine göre
غُمَّ علينا هلال شوّال فأصبحنا صياماً، فجاء ركب من آخر النهار فشهدوا عند النبي ﷺ أنهم رأوا الهلال بالأمس، فأمرهم رسول الله ﷺ أن يفطروا ثُمَّ يخرجوا لعيدهم من الغد“Havanın elverişsizliği yüzünden Şevval ayının hilalini göremedik ve oruç tutuyorduk. Gündüzün geç vakitlerinde bir kafile geldi. Dün hilali gördüklerine dair şahitlik ettiler. Bunun üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, insanların oruçlarını bozmalarını ve ertesi gün bayram namazına gitmelerini emretti.”[Ahmed] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, geldikleri ülkeleri sormaksızın başka ülkelerden Medine’ye gelen bu Müslümanların şehadeti ile yetinmiş ve Medine halkına kardeşlerinin görmesi ile amel etmelerini emretmiştir. Bu sünneti şerif ile Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Allah’ın buyruğunu açıklamıştır. Ramazan orucu, tüm Müslümanlara farzdır. Şeri şartlar ve kriterleri barındırdığı zaman herhangi bir ülkeden bir Müslüman bile görse Ramazan hilalinin görülmesiyle Müslümanlar oruca başlar. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem zamanından günümüze kadar Müslüman âlimlerin çoğunluğunun ve tüm İslam mezheplerinin görüşü bu yöndedir.
Ey Müslümanlar! Bazı fakihler, İhtilafı Metali görüşüne kail oldular. Bu konudaki dayanakları ise şu hadistir:
أنّ أم الفضل بعثته إلى معاوية بالشام، فقال: فقَدِمتُ الشامَ فقضيتُ حاجَتَها واستُهل عليّ رمضان وأنا بالشام فرأيت الهلال ليلة الجمعة، ثم قدمت المدينة في آخر الشهر، فسألني عبد الله بن عباس، ثم ذكر الهلال، فقال: متى رأيتم الهلال؟ فقلت رأيناه ليلة الجمعة، فقال: أنت رأيته؟ فقلت: نعم، ورآه الناس وصاموا وصام معاوية، فقال لكنّا رأيناه ليلة السبت فلا نزال نكمل ثلاثين أو نراه، فقلت: ألا تكتفي برؤية معاوية وصيامه؟ فقال: لا، هكذا أمرنا رسول الله ﷺ“Küreyb’ten rivayet edildiğine göre Haris’in kızı Ümmü’l Fadıl Küreyb’i (o sırada) Şam’da olan Muaviye’ye göndermiş. Küreyb dedi ki: Şam’a varıp Ümmü’l Fadıl’ın istediğini yerine getirdim. Ben daha Şam’da iken Ramazan hilali görüldü. Biz hilali cuma gecesi gördük. Sonra ayın sonunda Medine’ye geldim. İbn Abbas benden (bazı şeyler) sordu. Sonra sözü hilale getirip; Hilali ne zaman gördünüz? dedi. Cuma gecesi gördüm, dedim. Onu, sen de gördün mü? dedi. Evet, (ben de gördüm) herkes de gördü ve Muaviye de Şamlılar da oruç tuttu, dedim. Ama biz hilali Cumartesi gecesi gördük ve otuza tamamlayıncaya veya (Şevval) hilali(ni) görünceye kadar oruç tutmaya devam edeceğiz, dedi. Muaviye’nin hilali görmesi ve oruç tutması yetmez mi? diye sordum. Hayır, Rasûlullah böyle emretti, cevabını verdi.”[Nesâi] Çoğu ilim adamı, bu görüş İbn Abbas’ın bir içtihadıdır diyerek reddetti. Malum, içtihat, Kuran ve Sünnetin genelliğini tahsis edemez. Üstelik bu içtihat, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine dışından gelen yolcuların görüşünü aldığı ile ilgili hadis dâhil yukarıda geçen delillerin genelliğine aykırıdır. Bu görüşe kail olanlar, metali ve aralarındaki mesafenin belirlenmesi konusunda çokça ihtilafa düştüler. Evet, İbn Abbas’ı taklit etmek ya da o zaman hükmün menatını tespit etmek zordu ya da bölgeler arasında iletişim kopuktu diyerek İhtilafı Metali’ye kail olmak mazeret sayılabilir. Ancak bugün İhtilafı Metali, hilalin görülmesini kâfirlerin Müslümanlar arasına çizdiği politik sınırlara bağlamak için asla kullanılamaz.
Geçerli olan görme, gözle görmektir. Gözle görme sabit olmadıkça astronomik hesaplamalar makbul değildir. Zira oruç ve iftarın sabit olmasında astronomik hesaplamaların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Çünkü oruç veya iftarın sebebi, hilalin gözle görülmesidir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إذا رأيتموه فصوموا، وإذا رأيتموه فأفطروا، فإن غُمَّ عليكم فاقدروا له“Hilali gördüğünüzde oruç tutun, hilali gördüğünüzde iftar edin. Göremezseniz takdir edin.”[Buhari]“Göremezseniz”sözü, yani hava kapalı olur da gözle göremezseniz demektir. “Takdir edin”sözü ise, astronomik hesaplamalara başvurmak anlamına gelmez, aksine buna Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şu sözüyle açıklık getirmiştir:
فإن غُمَّ عليكم فأكملوا العدّة ثلاثين“Eğer göremezseniz otuza tamamlayın” [Buhârî]
Ey Müslümanlar! Ümmetin aynı gün oruç tutması, ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslam ülkelerini birleştirmekle mümkündür. Hilafet, darmadağın olan Müslümanları bütünleştirecek ve yöneticilerin arzularına göre değil, Allah’ın buyruğu uyarınca İslam’ın şiarlarını uygulayacaktır.
Allah Subhânehu ve Teâlâ ibadetleri kabul ve makbul eylesin, genel olarak Müslümanların özel olarak Suriye halkının tüm sıkıntılarını gidersin. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Şeriatını ikame ederek ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulması müjdesine nail olarak bu ayı ümmetin zafer ayı nasip eylesin. İslam’ı ve Müslümanları izzetlendirsin.
Nice hayırlı yıllara
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
H. 20 Şa'bân 1437
M. Cuma, 27 May 2016