- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye İstihbaratı, Amerika, İngiltere ve Fransa İstihbaratlarıyla Zorunlu İşbirliği Yapıyor
Haber:
İstanbul’daki El-Cezire muhabiri, bir Türk güvenlik kaynağından şunu aktardı: “Türk istihbaratları, Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim günü İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’na girmesinin ardından öldürülmesini kanıtlayan soruşturma sonuçlarını İngiltere ve Fransa gibi diğer Batılı ülkelerdeki muadillerine verdi.”
Amerikan Washington Post Gazetesi şunu aktardı: “Ankara, Washington’a elinde Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki konsoloslukta öldürüldüğünü ve cesedinin parçalandığını doğrulayan kayıtların olduğunu bildirdi.”
Yorum:
Ben bu yorumda, Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Konsolosluğu’nda öldürülmesinin gerekçeleri, cinayetin nedenleri ve dürtüleri, büyük ülkelerin bu konudaki tutumları ve bazı bölgesel ülkelerin onun öldürülmesi için Suudi tutumuyla gizli işbirliği yaptığının belirtileri hakkında konuşmak istemiyorum. Ben burada, Türkiye ile Amerika, İngiltere ve Fransa gibi büyük Batılı ülkeler arasında zorunlu güvenlik işbirliğinin yapılması gibi bu konunun başka bir yönü hakkında konuşmak istiyorum.
Şimdi aklımıza takılan soru şu: Türkiye istihbaratları, neden Amerika, İngiltere ve Fransa istihbaratlarına Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili bilgiler sağlıyor?
Bilindiği üzere bu günlerde Türkiye ile Amerika arasındaki diplomatik ilişkilerde büyük bir gerginlik yaşanmıştır ki bunların nedenlerinden bazıları şunlardır: Amerikalı Rahip konusu, Amerika’nın Türkiye karşıtı Kürtlere destek vermesi meselesi, Türk Lirasının döviz kurundaki düşüşünün nedenleri ve bu husustaki sorumluluğun Amerika’ya yüklenmesi, Amerikan Konsolosluğu’nun Kudüs’e taşınması ve Amerika’nın UNRWA (BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu) hakkında finansman kesinti kararı alması… Tüm bu nedenlerin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri bozması ve aralarındaki güvenlik işbirliğini zedelemesi gerekirken Türkiye, Amerika’ya Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Konsolosluğu’nda öldürülmesiyle ilgili kayıtlar teslim ediyor.
Bu verilere dayalı olarak mantık, en azından Türkiye’nin Amerika’ya herhangi bir istihbari bilgi vermemesi gerektiğini söylüyor. Ama Türkiye devleti, bu bilgileri Amerika’ya teslim etmekle kalmadı bunları aynı şekilde İngiltere ve Fransa’ya da teslim etti. Oysa Avrupa Birliği’ne girme meselesinde Türkiye’ye karşı takındığı haçlı ve düşmancıl tutumundan dolayı Türkiye’nin Fransa ile ilişkilerinin çok kötü olmasının yanı sıra Erdoğan ve iktidarına muhalefet eden Türk siyasi ve askeri ortamla ilgili son bağlantılar nedeniyle Türkiye’nin İngiltere ile olan ilişkilerinin de şüpheli ve kirli olduğu bilinmektedir.
Peki o halde Suriye’deki müttefiki Rusya iken -ki bu konuda bir şey söylemeye gerek yok- neden Türkiye özellikle bu üç sömürgeci Batılı ülkelerle istihbari olarak işbirliği yapıyor?! Sonra neden Türkiye devleti, Müslümanların ve Türkiye’nin düşmanı olan bu Batılı ülkelerle işbirliği yapıyor?!
Bu soruların cevabı şudur; Arap ülkeleri gibi “tüm bağımlı” ülkelere bu türden işbirliği yapması dayatıldığı gibi yine Türkiye gibi, büyük devletlerin yörüngesinde dönen tüm ülkelere de dayatılmaktadır. Bu yüzden tüm bağımlı ülkeler gibi Türkiye’nin de Batı ile işbirliğini reddetmesi imkansızdır. Çünkü bunların tamamı, Batı’nın nüfuzuna tam bir şekilde boyun eğen ülkelerdir. Dolayısıyla bunlar, müstakil bir devlet değillerdir. Zira özellikle Türkiye, Hilafet’i yıkan mücrim ve ajan Mustafa Kemal’in eliyle kurulmasından bu yana Batı nüfuzuna tabi olan bir ülke olup hala da Batı’ya bağımlılığını sürdürmektedir.
Eğer Türkiye gerçekten müstakil bir devletse, neden özellikle bu Batılı üç büyük devlete istihbari bilgileri verdi? Ona bunu yapmaya zorlayan şey neydi? Hem de bunlar, Türkiye’nin ümmetin düşmanı olarak kabul ettiği ülkeler olmalarına rağmen?
Bu da Türkiye’nin hala Batı’ya hizmet eden ülke olduğunu gösteriyor. Onun medya olarak Amerika ve Batı ülkelerine saldırıları ise medya bombardımanından öte bir şey değildir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Hutvâni