Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mısırlı Muhammed Abdulhafız İdama Gönderildi

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Mısırlı Muhammed Abdulhafız İdama Gönderildi

Haber:

İstanbul Valiliği, darbeci Sisi yönetiminden kaçarak Türkiye’ye sığınan Mısırlı Muhammed Abdulhafız Ahmed Hüseyin’in tepkilere neden olan iadesiyle ilgili soruşturma başlattı. 18 Ocak’ta siyasi sığınma talebini reddedilen ve hakkında idam kararı olmasına rağmen Hüseyin’in iade edilmesine karar verilmesiyle ilgili 8 polis görevden uzaklaştırıldı.

https://www.karar.com/guncel-haberler/son-dakika-misirli-gencin-ulkesine-iade-edilmesiyle-ilgili-8-polis-gorevden-uzaklastirildi-1110995

Yorum:

18 Ocak 2019 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanına gelen ve darbeci Sisi yönetimi tarafından idamla yargılanan Muhammed Abdulhafız Hüseyin, Mısır'a iade edildi. İdamla yargılanan Hüseyin'in iade sürecinde, ters kelepçe takılarak uçağa bindirildiği paylaşılan bir fotoğrafla ortaya çıktı. İhvan mensubu olduğunu ve Mısır'da hakkında idam kararı bulunduğunu defalarca dile getiren Hüseyin, siyasi sığınma talebinde bulunmasına rağmen bu talebi kabul edilmedi ve Mısır'daki darbeci yönetime teslim edildi. Sosyal medyada konu hakkında verilen tepkiler üzerine, iade işleminde rol alan alt düzey 8 Polis memuru hakkında ise soruşturma başlatıldı. Skandal bununla da kalmadı. Fotoğrafı çekip servis ettiği düşünülen, havalimanında temizlik işçisi olarak çalışan M. Emin Çelik’in de tutuklanarak hapse atıldığı ortaya çıktı. Yine sosyal medya da #BenÇektim etiketi ile verilen tepkiler üzerine M. Emin Çelik serbest kaldı. Eğer bu fotoğraf da çekilmemiş olsaydı idam “mahkûmu” bir Müslüman’ın Sisi rejimine teslim edildiği ortaya çıkmayacaktı.

Türkiye’den idama gönderilen Abdulhafız, ne ilk ne de son. Daha önce de binlerce, Türkiye’ye sığınmış Müslüman, katil rejimlere teslim edildi. Hala da ediliyor! Geri gönderme merkezleri Özbek, Kırgız ve Uygurlu Müslümanlarla dolu. Yine Türkiye, maalesef Rus istihbaratının, Çeçen Müslümanları öldürerek ellerini kollarını sallayarak gittikleri de bir ülke. Bu ülkede, istihbarat adım adım takip ettiği, ses ve kamara görüntüleri ellerinde olmasına rağmen, Suudi Konsolosluğunda bir gazetecinin öldürülmesini de sadece izledi. Katillerinin de geldikleri gibi gitmesine sessiz kaldı. Sonra da ceset nerede diye soruyor ve suçluların Türkiye’ye iade edilmesini istiyorlar.

Erdoğan her yerde “Türkiye, mazlumlar için güven yurdu” diye nutuklar atıyor. Bu nasıl bir güven yurdu ki, mazlumları katillere teslim ediyor? Birisini yağlı bir iple ölüme, kimileri bir suikasta, kimisi ise testere ile kesiliyor da devlet(!) bu mazlumlara sahip çık(a)mıyor! Hani Türkiye, güven yurduydu?

Erdoğan’ın söyledikleri ile yaptıklarının farklı olması artık kimseyi şaşırtmıyor. Filistin’i istismar eder, gider İsrail ile anlaşır. Rabia işaretiyle güya Mısır’da Mursi’ye destek verir, sonra Rabia’nın anlamını Kemalist ideolojinin mefhumlarıyla değiştirir. İdam “mahkûmu” Abdulhafız’ı ölüme yollar. En az 1 milyon kişinin katili Esed rejimine meydanlarda tepki veriyor, sonra da rejim destekçisi Amerika, Rusya ve İran ile işbirliği yapıyor. Halep’i rejime veriyor şimdi de İdlib ile ilgili pazarlıklar yapıyor. Adana mutabakatı üzerinden ise tüm Suriye’yi verecek. Erdoğan, “Suriye rejimi ile dolaylı temaslarımız var” diyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun sözlerine de yeni bir tanım getirerek Suriye rejimiyle; “alt düzeyde bir dış politika yürütülüyor” diyerek istihbarat üzerinden ilişkiler yürütüldüğünü itiraf ediyor.

Yoksa Mısırlı Abdulhafız’ın iade edilmesi de “alt düzey dış politikanın” bir sonucu mu?

Erdoğan oyunculukta birçok sanatçıya taş çıkartıyor. Filistinli dul kadın ve yetim çocuklar için Suriyeli, Rohingyalı ve Yemenli Müslümanlar için sözde gözyaşı döküyor ama onlara yapılan zulmü ortadan kaldırmak yerine, katilleriyle işbirliği yapıyor. Kimisiyle üst düzeyde, kimisiyle “alt” düzeyde! Akıttığı gözyaşları nasıl da timsahın avını yerken akıttığı gözyaşlarına benziyor!

Şimdi Abdulhafız’ın hesabını kim verecek? Bugün sadece 8 polis memurunu sözde yargılayarak bu işi kapatabilirsiniz. Medyaya baskı yaparak konuyu kapatabilirsiniz. Trol ordularınızla gerçekleri tersyüz ederek bu zulmü gizleyebilirsiniz. Peki, hesap gününde ne yapacaksınız?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Osman Ebu Erva

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER