Haber - Yorum

Her Seçimin Geçer Akçesi; IMF

Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı bir TV programında sunucunun, ekonomideki son duruma ilişkin değerlendirmesini istemesi karşısında; göreve geldiklerinde IMF'ye olan borcun 23,5 milyar dolar olduğunu, o zaman Merkez Bankası'nın döviz rezervinin de 27,5 milyar dolar olduğunu anımsattı.

Şu anda da gelinen noktada da 2013 Mayıs'ında biz IMF'ye olan borcumuzu sıfırladık. Fakat sürekli hep bizim önümüze bu IMF getirilirdi. Eyvallah tamam, bunu biz başlatmadık. Kucağımızda bulduk ama bu işi biz çözeceğiz, çözdük ve bitti. (15.02.2019 AA/ Hürriyet)

Yorum

Sorulan soruya IMF den başlayarak değerlendirmede bulunan, 23,5 milyar doların ödendiğini ve kendilerinin başlatmadığı bir süreci kucaklarında bulduklarını ifade eden, hatta IMF’nin 1-2 yıl önce Türkiye’den 5 milyar dolar borç istemesine kadar inen Cumhurbaşkanı, böylece ekonominin adeta kaya gibi sağlam olduğunu göstermeye çalışıyordu. Bu durum, kurnazlıktan başka bir şeyle izah edilmeyecek türdendir.

Her seçim öncesi TV programlarında ve seçim meydanlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişmez âdeti olduğu üzere IMF’ye olan borcun bitirilmesini kazanılan büyük bir zafer olarak gösterme âdeti maalesef değişmiş değildir. Bu, her ne kadar sahte bir zafer olsa da, her seçim döneminin geçer akçesi olarak böyle bir malzemeyi Cumhurbaşkanının sandığa tahvil etmekten uzak kalması zaten düşünülemezdi.

Gerçekten, IMF ye olan borcu bitirecek kadar güçlü bir ekonomi var ise, neden hala IMF artığı ulusal ve uluslararası 13 imtiyazlı bankaya iktidarınız boyunca yaklaşık 800 milyar TL faiz ödediniz? Ve neden hala katlanarak yeni faizleri ödemeye devam etmektesiniz? Yine her seçim öncesi IMF den kurtulduk denmesine rağmen, faiz baronlarına yüksek faizle borçlanma sonucu yaklaşık 700 Milyar TL ödenmiş olması ve yeni faiz ödemeleri için yüz milyarlarca TL ödenecek olması iddialarınızı geçersiz kılmaktadır. Madem halkı bu IMF belasından kurtardınız, neden hazine her yıl dünyanın en yüksek faiziyle bu banka ve kişilerden borç almaya devam ediyor? Dünyanın batmış ekonomilerinden Yunanistan’da bile hazinenin borçlanma faizi yüzde 1 seviyesindeyken, hazineyi yüzde 20’lerin üzerinde haram ve zulüm olan faiz ile borçlandırmanız sizi, bu kirli zihniyetin ortağı kılmaktadır. Türkiye’nin borç stoku 500 milyar dolara dayanmışken ve artık her yıl 20 milyar doların üzerinde kaynak sadece faize ayrılırken ortaya çıkan tablo, “bu nasıl IMF’den kurtulmak” dedirtiyor.

IMF gitti. Lakin IMF’nin farklı versiyonu olan bankalar, baronlar yerinde duruyor. Ve bu faiz baronlarını burada tutan siz değilmişsiniz gibi hareket etmeniz hayret vericidir. Halk, gerçekten bu kan emici zalimlerden kurtulmuş ise, halkın temel gıda ürünlerine dahi ulaşmakta zorlanması ekonominin ne kadar “güçlü” olduğunu ispatlamaya yetiyor sanırım!

Halkın sırtına yüklediğiniz ağır vergiler, bitmek bilmeyen zamlar, halktan zulümle topladığınız milyarlarca doları imtiyazlı banka ve faiz baronlarına verirken sızlamayan vicdanınızla, siyasi menfaatlerinizin devam etmesi adına hala IMF’yi bitirdik diye slogana devam edecek misiniz merak ediyorum.

IMF kovulduysa bu halkın cebinden çıkan paranın daha az, kazandığının daha fazla, refah seviyesinin daha yüksek olması gerekirdi. Tablo neden farklı? Halkın cebinden çıkan para daha çok, kazanabildiği daha az, refahı daha düşük. Bu iş, IMF’yi kovduk demekle olmuyor. IMF bu ülkeden gitmiş olabilir, fakat onlar adına iş yapanlarla iş tutmanız, sözünüzü yalanlamaktadır. Yaptığınız icraatlar, verdiğiniz faizler, bu zihniyeti burada tuttuğunuzun en açık göstergesidir.

Bu zihniyeti kovmakla alakalı hususta gerçekten samimi olmuş olsaydınız onları, düzenleriyle birlikte defederdiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın haram kıldığı faizden uzak durur, zulüm ve cürüm düzeni olan demokratik düzenin yerine nübüvvet metodu üzere Raşidî Hilafet’in ikamesi için gayret sarf ederdiniz ki bu, dünyada da ahirette de değerli ve kıymetli olandır. Bunu yapmadığınız sürece isimleri değişmiş IMF’lerin çarkını çeviren akılsızlardan olmaya devam edersiniz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, rakamlara bakmak yeterlidir, diye düşünüyorum.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Ahmet SAPA