Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz

Haber:

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsviçre'deki Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nde başlayan İnsan Hakları Konseyinin 40'ıncı oturumunun açılışındaki "yüksek seviyeli" bölümde Konseye hitap etti.

Çavuşoğlu, konuşmasında, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları ihlallerine de vurgu yaparak, "BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi ve diğer bazı raporlardaki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman gruplara yönelik insan hakları ihlallerine ilişkin bulgular endişe kaynağı." değerlendirmesinde bulundu.

"Çin'in terörle mücadele hakkını kabul ederken, teröristler ve masum insanlar arasında bir ayrım yapılması gerektiğini düşünüyoruz." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, Çin makamlarından, Uygur Türkleri ve diğer Müslüman grupların dini özgürlükleri de dahil evrensel insan haklarına saygı duyulmasını beklediklerini belirtti. (www.timeturk.com / 25.02.2019)

Yorum:

Çin’in, Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygurlara yönelik başlatmış işkence, baskı ve katliam, inanmış olduğu değerler açısından gayet normal ve doğal bir durumdur. Zira İslam’a ve Müslümanlara yönelik düşmanlığa ve kine dayalı inancı ve yönetim sistemi bunu gerektirmektedir. Nitekim Çin’in İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlığı yeni bir durum değildir. Çünkü Çin’in Doğu Türkistan’a yönelik ilk düşman saldırısı yüzyıllar öncesine, yani 1760 yıllarına dayanmaktadır. Burada esas üzerinde durulması gereken gerek Türkiye Müslümanlarını gerekse diğer İslam ülkelerindeki Müslümanları temsil ettiklerini söyleyen Türkiye devletinin yöneticilerinin kafir Çin rejimine karşı takınmış olduğu söz ve davranışlarıdır. Zira Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun yapmış olduğu konuşması çelişkilerle doludur. Çavuşoğlu konuşmasında bir yandan Çin’in terörle mücadelesini kabul ettiklerini söylerken diğer yandan teröristler ve masum insanlar arasında ayrım yapılması gerektiğinden bahsetmektedir. Şimdi Çavuşoğlu’na soruyoruz: Çin terörle mücadelesini kime karşı yapmaktadır? Sizin terörist diye nitelendirdiğiniz insanlar kimlerdir? Daha da önemlisi masum insanlar sözlerinizle kimleri kast ediyorsunuz? Aslında bunun cevabı çok basit. Zira Çin’in terör diye kast ettiği insanlar tüm insanlık için hidayet rehberi olan İslam’ı kabul eden Müslümanlardır. O halde doğrudan dile getirmemiş olsanız da dolaylı olarak Çin’in İslam düşmanlığını kabul etmiş oluyorsunuz. Anlaşılan o ki; masum insanlardan kast etmiş olduğunuz insanlar da sırf İslam için hayatını feda eden Doğu Türkistanlı Müslümanların karşısında duran ve Çin’in bu baskılarını destekleyen insanlardır. Zaten Çavuşoğlu’nun katılmış olduğu bu toplantıya paralel olarak Çin'in başkenti Pekin'de Çin Komünist Partisi ile Vatan Partisi heyetlerinin buluştuğu toplantıda konuşan ÇKP yetkilisi Yu Wei’nin "Batılı ülkeler bilinçli olarak Çin’in etnik politikalarını hedef alıyor. Aynı ülkeler, Türkiye'nin de gelişimine karşı. Çin'in terörle mücadeledeki bu deneyimi, Türkiye için de model olabilir" (https://tr.sputniknews.com / 25.02.2019) şeklindeki sözleri Türkiye’nin Çin’in Uygurlu Müslümanlara karşı uygulamış olduğu vahşeti kınamada ne kadar samimi olduğunu ve teröristler olarak da kimleri kast ettiğini net olarak ortaya koyduğu gibi Çin’in de Türkiye’nin kendisine yönelik terör uyarılarını ne kadar ciddiye aldığını göstermektedir.

Dolayısıyla tüm bunlar gösteriyor ki Türkiye rejiminin, Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslümanlara uygulamış olduğu işkence ve zulme karşı göstermiş olduğu tepkileri hiçbir kıymeti ve değeri olmayan tamamen kuru lakırdılardan ibarettir. Bunun en açık göstergesi ise, Türkiye rejimi bir yandan Çin’in Uygurlu Müslümanlara uygulamış olduğu baskı ve zulümleri kınarken diğer yandan bizzat kendisi de aynı zulüm ve baskıyı Türkiye’deki samimi ve muhlis dava erlerine yapmaktadır. Zira sırf Rabbimiz Allah’tır diyen ve maddi bir eylemde bulunmayarak kesinlikle en ufak bir terör eylemine karışmayan onlarca Hizb-ut Tahrir gencini zindanlara göndermesi bunun en açık kanıtıdır. İşte bu durum Çavuşoğlu’nun şahsında Türkiye rejiminin İslam’a ve Müslümanlara bakışının boyutunu ve sözleri ile eylemleri arasındaki tutarsızlığı ortaya koymaktadır. Söyleyen ne kadar da doğru söylemiş: “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” Yani eğer bir kişinin sözleri ve eylemleri arasında bir tutarlılık yoksa o kişi ya cahildir ya gafildir ya ahmaktır ya aldatıcıdır ya da insanları kandıran bir haindir. Bunun başka bir izahı da yoktur. Nitekim bu durumu Aziz ve Celil olan Allah şu kavliyle ne kadar da güzel ve net bir şekilde açıklamıştır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَكَبُرَ مَقْتاً عِنْدَ اللّٰهِ اَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ“Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemek, Allah katında büyük bir gazaba sebep olur.” [Saf-2-3]   

Sonuç olarak tüm dünya Müslümanları anlamalılar ki izzeti ve şerefi İslam’ın ve Müslümanların düşmanlarının yanında arayanlar asla bir kurtuluş reçetesi olamazlar. Zira bütün İzzet ve şeref sadece Allah’a aittir. Ve Allah’ın özelde Müslümanlar genelde tüm insanlık için göstermiş olduğu kurtuluş reçetesi ise, Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya ve Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e itaat eden, İslam’dan kıl kadar sapmayan ve tüm Müslümanın kanını, malını ve canını son damlasına koruyacak olan bir emir başkanlığındaki Hilafet Devleti’dir. Nitekim Muslim, A’râc’dan Ebu Hureyre kanalıyla Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

إِنَّمَا الإمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam (Hâlife) ancak bir kalkandır, O’nun arkasında savaşılır ve O’nunla korunulur.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına

Ramazan Ebu Furkan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER