- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Darbe Yönetimiyle Darbeden Korunmak!
Haber
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan dönüşü medya mensuplarının sorularını yanıtladı. Yeni bir darbe girişimi söylentilerini değerlendiren Erdoğan "Milletimiz ‘Kapıdan dışarı çıkalım mı çıkmayalım mı’ demez. Elinde neyi var neyi yok herkes meydanlara dökülür" dedi. 15.02.2020 Yeni Şafak
Yorum
Müslümanların başındaki yöneticilerin en karakteristik özellikleri emniyette oldukları vakit, yüzlerini laik demokratik düzene çevirmeleri; iktidar ve emniyetleri tehlikeye girdiğinde ise halkı kendilerine kalkan yapmaktan geri durmayan tipler olmalarıdır.
Son günlerde Türkiye kamuoyunda darbe fısıltıları çokça tartışılmaya başlandı. Özellikle ABD menşeili düşünce kuruluşu olan Rand Corporation’un Türkiye’de askeri darbe ihtimalini dillendirmesi, laik kemalist dinin avukatlığını yapan, sözde siyasetçi Doğu Perinçek’in imaları! Kibir abidesi Emekli General İlker Başbuğ’un tehditleri, yine bu mahallenin gazeteci kılığına girmiş tetikçi yazarları, darbe söylemini ülkenin gündemi haline getirdiler.
Görünen o ki İngilizci laik kemalist cenah, bu fısıltılarla en azından hükümet üzerinde korku atmosferi oluşturmak istiyor. Akıl sahipleri bilir ki ateşi tutan maşa, İngilizlerin veya ABD’lilerin elinde olduğu sürece bu ateşin, her zaman Ümmeti yakması ihtimal dâhilindedir. Gerek farklı beldelerde yaşananlar, gerekse de geçmiş bu tür örneklerle doludur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerine baktığımızda ise bir taraftan bu korku atmosferini kullanarak dağılmış, gevşemiş safları sıklaştırarak iktidarını sigorta etmeye çalışıyor. Diğer taraftan ise böyle bir girişime yeltenecek kesimlere halkın nasıl karşılık vereceğini ifade ederek gözdağı vermek istiyor. İktidarlarının devam etmesi adına politik ve şahsi menfaatler, demokratik düzen ve siyasetçilerin vazgeçilmezi olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.
15 Temmuz darbe girişiminde Ümmetin evlatları Allahu ekber nidalarıyla bedenlerini tanklara, darbecilere karşı siper etti. Fakat bu canlar, yöneticiler tarafından demokrasi nöbeti, demokrasi mücadelesi, demokrasi şehidi mugalatasıyla zulme dönüştürüldü. Darbeci zalimler, ümmetin evlatlarının bedenlerini çiğnedi. Siyasiler de çiğnenen bedenler üzerinden iktidarlarına, demokrasiye paye çıkardı.
Kâfirlerin masalarında hazırlanan darbe planları, içimizdeki hainlerin elleriyle bu topraklarda yaşayan Müslümanlar üzerine bir asırdır dikte ediliyor.
Kıbleleri Batı’ya, menfaate, ihanete endeksli zalimler; 1924 te Ümmetin yönetimi olan Hilafete ‘’laiklik ve demokrasi’’ ile darbe yaparak batıl düzenlerini aramıza soktular. O tarihten bugüne batıl düzenlerini koruma adına halkı korku ve darbelerle hizaya getirmeye çalıştılar ve hala çalışmaya devam ediyorlar.
Akıl sahipleri şunu çok iyi bilir ki Allah’ın dininin hâkimiyetine karşı darbe yapmaktan geri durmayan laik kemalist zihniyetin, halka darbe yapmaktan imtina etmesi düşünülemez. Cumhuriyet tarihinin kahir ekseriyetinin darbeler tarihi olması, bunun ispatıdır. Demokrasinin kendisi darbe yönetimi iken bununla korunmaya çalışılması hangi akla hizmettir!
Bu Ümmetin evlatları dini, şerefi, namusu için meydanlara çıkarak bedenlerini kurşunlara siper etmesi sakın sizleri, demokrasiniz için olduğu vehmine götürmesin. Artık ümmetin bedenleri ne darbeci zalimlere çiğnetilmeli ne de siyasilerin çıkarlarına malzeme edilmeli.
Bu Ümmet, darbe yönetimi olan laik demokratik sistemleri ortadan kaldırmalı ki darbe belasından emin olsun. Bu Ümmet; Allah’ın diniyle hükmedecek yöneticileri, Şeriatla adaleti sağlayacak kadıları... Allah’ın dininin hâkimiyeti için cehdedecek komutan ve orduları çıkarmalı ki kâfirlerden gelen bu darbe ve belaları hakkıyla bertaraf edebilsin.
Bu akıl sahipleri için gerçek bir çözümdür.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA