- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Kerim Rasulün Mesra’sının Kurtuluşu Sadece Hilafet Devleti’nin Gölgesinde Olacaktır
Ey Müslümanlar Onu Kurun ki Kurtuluşa Eresiniz
Haber:
Yahudi varlığı ve Kosovalı taraflar, Pazartesi günü -Korona virüsü krizi nedeniyle- internet üzerinden diplomatik ilişkilere başladılar. Bu ise Amerika’nın aracılık ettiği, Müslüman çoğunluğa sahip Kosava’nın Kudüs’te bir büyükelçilik açma taahhüdünü içeren anlaşmaya göre olmuştur. Yahudi varlığı, Balkanlar’daki küçük bir ülkeyle olan yeni ilişkilerini, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin sponsor olduğu anlaşmalar sayesinde İslam ülkeleriyle daha kapsamlı bir normalleşme sürecinin parçası olarak görüyor.
Zoom üzerinden video konferans platformu aracılığıyla düzenlenen imza töreninde Yahudi varlığı Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi şöyle dedi: Yeni ilişkiler “tarihsel” olup bölgedeki ve “Arap ve Müslümanların olduğu iki dünyanın” Yahudilerle olan ilişkilerindeki bir değişimi yansıtmaktadır. Yine Aşkenazi şöyle dedi: Kudüs’te büyükelçilik kurulması için Kosova’dan resmi bir talep alınmış olup Yahudi varlığının yetkilileri bunun Mart ayı sonunda açılmasını ümit ediyorlar. (aljazeera.net / 01/02/2021)
Yorum:
İşte Kosova, Yahudi varlığıyla anlaşma yapan ve onunla ilişki kuran ülkelerin saflarına katılıyor, dahası Kudüs’te bir büyükelçilik açmak için çalışıyor.
Önce Mısır, 1979 yılında Yahudilerle normalleşmiş, 1994 yılında Ürdün onun çizgisinden yürümüş ve Sudan ve Fas’tan her biri de bu ikisine katılmıştır. Ayrıca BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Bahreyn de aynı şekilde bu gaspçı varlık ile ilişkileri normalleştirmek için imza attıklarını açıklamışlardır.
İhanetler birbirini takip etti ve Yahudi varlığı ile süper gücü hoşnut etmenin ardında soluyup duran suratsız yüzleri ortaya çıkaran maskeler düştü; zira bu ihanetlere sponsorluk eden ve bunları denetleyen bizzat ABD’dir.
İlişkileri kökten değiştirmek ve bu varlığın Dışişleri Bakanı’nın “tarihsel olarak” adlandırdığı ilişkileri kurmak için çok çalışıldı. Hayır, Müslümanlar bu varlığı savaşılması ve kökünden sökülüp atılması gereken gâsıp, mücrim ve düşman bir varlık olarak görmelerine rağmen nasıl oldu da bu düşmanlık ve nefret, dostluk, arkadaşlık ve çıkar ilişkilerine döndü. Ancak onların rejimleri, onunla olan ilişkilerinden ve normalleşmeden dolayı gurur duyuyorlar.
ABD’nin izlediği bu normalleşme, bir varlık haline gelmesi, İslam ülkeleri tarafından tanınmasının dayatılması ve onunla ilişkilerin normal bir mesele haline gelmesi için bu iğrenç varlığın tanınmasının dayatıldığı yeni bir silahtan başka bir şey değildir.
Çünkü Müslümanlar, düşmanlarının kendilerine eziyet etmelerini, zulmetmelerini, kutsallarını ve mukaddesatlarını ihlal etmelerini kolaylaştıran hain ajanlar tarafından yönetildikleri için bölünmüş ve parçalanmışlardır. İşte Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in mesrası Kudüs, halkları arasında bu mücrimler tarafından gasp edilmekte, hesapsız ve kontrolsüz bir şekilde istedikleri gibi gezip dolaşmakta ve arazileri ve mülkleri olmayan iğrenç varlıklar olmalarına rağmen, Kudüs’ü devletlerinin başkenti olarak tanınmasını dayatmaktadırlar.
Şayet Müslümanların, kendilerini bir araya getiren ve birleştiren, topraklarını ve kutsallarını koruyan Allah’ın şeriatının hükümlerini uygulayan siyasi bir varlıkları olsaydı, bu uygulamalar ve bu saldırılar asla olmazdı. Dahası hiç kimse, Müslümanların mallarına müdahale etmeye ve onlara komplo kurmaya cesaret edemezdi. Çünkü devlet gözetlemede olacak, ciddi bir şekilde hesap soracak ve varlığını ve tebâsını korumak için mücrimlere ve hainlere darbe indirecektir.
Bugün Müslümanları hali işte budur. Zira onları koruyacak ve gözetecek bir devletleri yok. Dolayısıyla yeryüzündeki herkesin mutlu olması ve Rablerinin ve yaratıcılarının merhametiyle iyi bir yaşam sürmesi için artık onun yeniden kurulmasına çağrıda bulunmanın zamanı gelmiştir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zinet Es-Sâmit