Halkın Rızası Hakkın Rızasıyladır
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber Yorum
Halkın Rızası Hakkın Rızasıyladır
Haber:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum'da AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda yaptığı konuşmada teşkilata bir dizi uyarıda bulunarak ‘’Bizim siyasetimizde kibir, böbürlenme, vatandaşla arasına duvarlar örmek bize yakışmaz. Hele millete rağmen hareket etme kesinlikle söz konusu değildir. Halkın ve Hakkın rızasından başka bir gaye gütmemektir’’ dedi. (Ajanslar17.07.2021)
Yorum:
Seçim sathı yaklaştıkça yöneticilerin halka yönelik söylem ve vaatleri de nabza uygun hale getiriliyor. Gerçekte halkın kendilerini seçmesi dışında halkla hiçbir ortak paydası bulunmayan yöneticilerin, sırtlarını dönüp 4 yıl boyunca günlerini gün edip, yaşadıkları depdebeli hayatın da faturasını halka yüklemeleri adet halini almıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘’bizim siyasetimizde kibir böbürlenme yoktur’’ derken belli ki kendinden ve etrafından bihaber şekilde bu açıklamaları yapıyor! Ülkede işsiz sayısı milyonları bulmuşken, asgari ücretle geçim yapmaya çalışan ülke nüfusunun yarıdan fazlası yoksulluğun pençesinde kıvranırken ülkeyi idare edenlerin ultra lüks bir hayat yaşamaları uygulanan kibirli laik demokratik siyasetin neticesi olduğu unutuluyor galiba. Tabii ülkenin dört bir köşesine saraylar yaptırıp, buradan halka bakma böbürlenme olmuyor! Ne de olsa seçim zamanlarında halkı hatırlayıp onlarla meydanlarda buluşuyorsunuz değil mi? Böylece halkla aranızdaki duvarları kaldırmış oluyorsunuz!
İyiler gibi konuşup, kötüler gibi iş yapma adetiniz olduğu için eylemleriniz sözlerinizi yalanlıyor. Gerçekten Hakkın rızasını gözetseydiniz Hakkın sizden emrettiklerini uygular, halk da Hak da sizden razı olurdu. Lakin sözde halk adına uyguladığınız laik demokratik nizamla mutlu bir azınlığın dışında ne halkı ne de Hakkı razı edebildiniz. Esası yalanlar üzerine inşa olmuş demokrasinin, laikliğin, kapitalizmin bu topraklara kan,gözyaşı, acı, yoksulluk, zulüm, yıkım getirdiği bir asırdır tecrübe edilmesine rağmen hala bunda ısrar eden yöneticilerin varlığı maalesef en büyük musibetimizdir.
İman ettiğini iddia ettiğiniz İslam dini, hakkın ta kendisi iken bunu tatbik etmemeniz en büyük böbürlenme, ekabirlik değil midir?
Kahir ekseriyeti Müslüman olan bu halkın üzerine ecnebi kanunlarını uygulamak zulüm değil midir? Millete rağmen hareket etmemekle övünen sizler, hakkın tek bir hükmünü dahi hayata dahil etmeyerek hak ve halkın arasına nasıl duvarlar ördüğünüzün farkında değil misiniz? Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan için hak, seçim meydanlarında eline Kur’anı alıp sallamak, fakat hayata tatbik etmeyi aklının ucundan dahi geçirmemektir. Hz. Ömer’in adaletinden bahsedip karunlaşmanın zirvesini yaşayıp halka; hak, hukuk edebiyatı yapmaktan öteye gitmemektir. Yine bir avuç azınlığın konforu, lüksü için halkın sırtına envai türden vergiler yükleyip, lüks içindeki itibarlarını garanti etme olsa gerek!
Sizler, dini mülkünüze hizmetkar ettiniz. Böylece aşağılanma ve zilleti yaşayıp durmaktasınız. Gerçekten Allah’tan korkup Hakkın hakimiyeti, adaletin ikamesi gibi derdiniz olsaydı sahip olduğunuz mülkü İslam’ın hizmetine verirdiniz. Bu şekilde izzet ve onurun temsilcisi olup hakkın rızasını elde edebilirdiniz.
Yöneticilere yakışan amellerinin, icraatlarının sözlerinden güzel olmasıdır. Şüphe yok ki amelsiz güzel söz, sadece fitnedir. Hz. Ali (r.a): “Lafazan dilden, iyiliğe yönelmeyen kalpten, birbirine uymayan işlerden Allah’a sığınırdı.”
Bu ümmet, sözleri ve eylemleri birbirini yalanlamayan, Hakkın rızası uğruna hiçbir tehdide boyun eğmeyecek, küfre karşı şiddetli, müminlere karşı şevkat ve merhametli, halkın refahını Allah’ın rızası olan dininin uygulamasında gören Halifeler’i hak etmekte. Bu hem dünyamız hem de ahiretimiz için artık kaçınılmazdır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA