- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Kardeş Kavgası Haramdır Ey Afgan Savaşçıları!
Kardeş Kavgasından Kurtuluş Raşidi Hilafettir!
Haber:
Penşir’de, Ulusal Direniş Cephesi güçleri Taliban’ın saldırısını püskürttüklerini ve yüzlerce savaşçısını öldürdüklerini açıkladı. Taliban ise daha önce direnişçilere ağır kayıplar verdiğini duyurmuştu. (03.09.2021 BBC Türkçe)
Yorum:
Kuyruğunu kıstırarak ABD’yi Afganistan’dan çekilmeye mecbur bırakan Taliban ile Penşir Vadisi’nde Ahmed Mesud liderliğindeki güçler arasındaki kardeş kavgasında, BBC Türkçe’de yer alan haberlere göre, en son 350 Taliban üyesi öldürüldü!
Bir yılını İngilizlere sadık ajanlar yetiştiren Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi’ndeki bir kursta geçiren, ardından 2012’de Londra’daki King’s College’de Savaş Araştırmaları alanında lisans eğitimine başlayan, 2016’de de Londra Şehir Üniversitesi’nin Uluslararası Politika alanında yüksek lisans derecesi alan Ahmed Mesud, İngilizlerin Afganistan’da iktidara ortak olmak istemelerinin bir stratejisi olarak, ya müzakere ya “direniş” çağrısında bulunmuştu. Bunun üzerine Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, “Biz savaşmak istemiyoruz. Müzakereden yanayız. Eğer müzakere sonuç vermezse zaten Penşir’in çevresi Taliban güçleri tarafından kuşatılmış durumda. İstersek çok kısa sürede ele geçirebiliriz.” ifadelerini kullanmıştı. (30.08.2021 Son dakika)
Buna göre Taliban ile Ahmed Mesud (İngilizler) arasındaki kapsayıcı bir hükümet kurma müzakerelerinin başarısızlığa uğramasından dolayı taraflar, kardeş kavgasına tutuşmuş olmalılar. İngiliz güdümündeki Ahmed Mesud’un, Taliban’ı kardeş kavgasına sürüklemek istediği açıklamasından bellidir. Reuters’e açıklamalarda bulunan Mesud Taliban’ın bölgeye bir işgal başlatması durumunda “savaşçılarının direnişe hazır olduğunu” belirtti. (23.08.2021 Deutsche Welle) Taliban’ın ülkenin kontrolünü ele geçirmesini “işgal” olarak nitelendiren bir liderden Afganistan’ın yararına bir şey beklemek ahmaklıktır.
Öncelikle şunu belirteyim ki, İslam’a göre Müslümanlar arasındaki savaş haramdır. Hadiste şöyle geçiyor: إذا التقى المسلمان بسيفهما فالقاتل والمقتول في النار“İki Müslüman birbirine kılıç çekerse, öldüren de öldürülen de cehenneme gider.” Bu hadise göre Müslümanlar, haksız yere, düşmanlık için ya da sömürgecilerin yararına ve planı doğrultusunda birbirlerine kılıç çekerlerse, öldüren de ölen de cehenneme girecektir.
Belki de Amerikan’ın Afganistan’dan çekilmesinin arka planında bu yatıyor. Yani Afganistan’da kaos çıkarmak. Onun için Taliban, sömürgecilerin bu planı karşısında uyanık olmalı ve tuzaklarına düşmemelidir. Aksine uyanık davranıp bölgesel İslami Emirlik yerine gerçek Raşidi Hilafeti ilan etmeli, küresel bir devlet için sıçrama noktası olmalı, Pakistan ve Orta Asya ülkelerini tek bir devlet altında birleştirmelidir. Sonra da itaat etmeyen grup ya da hareketleri itaate zorlamalıdır. Bu durumda Müslümanlar arasındaki kavga meşrudur.
Taliban daha önce 1996’da Hizb-ut Tahrir’in tavsiyesine uymayarak İslami Emirlik ilan etmiş, ancak bir meclisinde Molla Ömer bundan pişman olduğunu ifade etmişti. Taliban aynı hataya düşmemeli ve bu kez Hizb-ut Tahrir’in nasihatine ve çağrısına uyarak Raşidi Hilafeti ilan etmelidir. Bunun dışındaki bir siyasi proje, Taliban’ı bilerek ya da bilmeyereksömürgecilerin tuzağına düşürecektir. Örneğin Pakistan, uluslararası meşruiyet ve tanınma adına Taliban’ı uluslararası meşruiyet tuzağına çekmekte, Türkiye de Kabil Havaalanını işletme ve güvenliğini sağlama maskesi altında Afganistan’da sömürgeci Amerika’nın varlığını korumak ya da bölgede kaosun fitilini ateşleyecek araçların altyapısını oluşturmak için çabalamaktadır. Eğer Taliban siyasi uyanıklık göstermeyip ABD’nin uşakları olan Pakistan ve Türkiye’ye yaslanırsa, yavaş yavaş uysallaşarak İmran Han gibi Medine Devletine ya da Tayyip Erdoğan gibi İslami motifler karışımı bir laikliğe doğru evrilecektir. Diğer bir deyişle Taliban çekiçle örs arasındadır. Bundan tek kurtuluşu, Raşidi Hilafeti ilan edip Orta Asya ve Pakistan’ı, sonra da diğer İslam ülkelerini küresel bir devlette birleştirmektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş