- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Müslüman Alimlerin Birleşmiş Milletlerden ve Uluslararası Toplumdan Artık Ellerini Çekmelerinin Zamanı Gelmedi mi?
Haber:
Dünya Müslüman Alimler Birliği, özellikle Assam eyaleti olmak üzere Hindistan Müslümanlarının maruz kaldıkları sistematik zulmü şiddeti, haklarına ve dini özgürlüklerine el konulmasını kınadı.
-Merkezi Doha’da bulunan- Birliğin Genel Sekreteri Ali el-Karadaği’nin imzasının olduğu açıklamada, Yeni Delhi hükümetinin Müslüman azınlığın dini ve sosyal haklarına saygı duyması talep edildi.
Ayrıca Birleşmiş Milletleri, “savaş suçlarına” varabilecek bu suçları durdurmak için çalışmaya teşvik etti.
Birlik, Müslüman halkına zulmetmeye devam etmesi halinde Hindistan’a karşı “üst düzeyde bile olsa ekonomik boykot dahil” uygun önlemlerin alınması çağrısında bulundu.
Açıklama, kısa süre önce (Hindistan'ın kuzeydoğusundaki) Assam’ın başkenti Dispur’da yüzlerce Müslüman ailenin eyaletten uzaklaştırılmasına karşı düzenlenen protestolar sırasında 3 Müslümanın polis kurşunlarıyla öldürülmesine ilişkin bir yorum olarak gelmiştir. (el-cezire.net)
Yorum:
Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّ مَثَلَ الْعُلَمَاءِ فِي الأَرْضِ كَمَثَلِ نُجُومِ السَّمَاءِ، يُهْتَدَى بِهَا فِي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ، فَإِذَا انْطَمَسَتِ النُّجُومُ يُوشِكُ أَنْ تَضِلَّ الْهُدَاةُ “Yeryüzündeki alimlerin misali, gökyüzündeki yıldızlar gibidir. Kara ve denizin karanlığında onlarla yol bulunur. Yıldızlar kaybolduğunda hidayet bulanlar neredeyse sapıtırlar.” Dolayısıyla alimlerin rolü, gerçekten çok büyük bir roldür. Aslında onlar, ümmeti hakka, hayra ve İslam’ın getirmiş olduğu hakiki çözümlere yönlendiren bir pusula olmuşlardır.
Ne yazık ki Müslüman Alimler Birliği her defasında eleştiren, suçlayan ve kınayan açıklamalar yapmakla yetinmekte ve uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletlere, burada ve şuradaki Müslümanlara yönelik zulmü durdurmaları çağrısında bulunmaktadır!!!
Birliğin katliamları kınamasının ardından, Nakba’nın başlangıcından bu yana Filistin’de Müslümanların öldürülmesi durdu mu? Onu, Birleşmiş Milletler, Amerika ve diğerleri hiç duydu mu?
Suriye, Burma ve diğer yerlerdeki katliamlar durdu mu? Uluslararası toplum, herhangi bir yerdeki Müslümanların sorununa bir kez olsun yardım etti mi ki, şimdi tekrar Hindistan’daki kardeşlerimizin başına gelenler için yardım çağrısında bulunuyorlar?!
Şayet canlıya seslenmiş olsaydın seni işitirdi ***Ama senin seslendiğinde hayat yok
Ateşe üflesen ışık saçar *** Ama sen küle üflüyorsun
Bugün herkes, Amerika’nın, tüm etkili ülkelerin ve uluslararası kuruluşların suç ortağı olduğunun ve Müslümanların tek bir davasına bile yardım etmediğinin farkındadır. O halde peygamberlerin varislerinin bunu bilmeleri, çağrılarını ümmete ve ordularına yöneltmeleri, onların azimlerini bilemeleri ve Allah’ın kendilerine farz kılmış olduklarını yapmaları için onları teşvik etmeleri gerekmez mi?!
İslam’dan hükümler istinbat etmeleri ve kendisi için hayırlı olanı ve öncü rolünü bulması için ümmeti bunlarla sulamaları gerekemez mi?! Müslümanların yöneticileriyle mücadele edenler ve onları, arkasında savaşılacak ve onunla korunulacak adil bir imamın yönetimiyle gölgelenmeye davet edenler hani nerede? Müslümanların kanlarının akmasını önlemenin yolu bu değil midir?!
Ey Müslümanların alimleri: İslam ümmetinin düşmanlarının kapılarını çalmaktan ve onların açıklarını kapatmaktan artık vazgeçin ve Allah’ın sizlere farz kılmış olduğu şeyleri yapın. Şayet bitkin ve tembel bir şekilde yolunuza devam ederseniz çok yakında ümmet sizi geçecek ve siz ise geride kalacaksınız!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Menna Tahir – Tunus