- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Avrupa Ülkelerinde Krizler Tırmanıyor!
Haber:
Londra Cuma günü, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasından bu yana iki taraf arasındaki krizin ilk tırmanışında, Fransa tarafından açıklanan önlemlere yanıt olarak İngiliz sularındaki Avrupa balıkçı gemilerinin denetimlerini sıkılaştırmakla tehdit etti.
İngiliz hükümet sözcüsü yaptığı açıklamada, Londra’nın “Brexit sonrası ticaret anlaşmasında belirtilen bir anlaşmazlıkta çözüm mekanizması başlatmayı planladığını” ve bunun “AB'nin İngiltere karasularındaki balıkçılık faaliyetlerinin kapsamlı denetimlerini uygulamayı da” içerdiğini söyledi. (el-cezire.net)
Yorum:
İngiltere 29 Mart 2017’de Avrupa Birliği’nden çekilmiş, krallık hükümeti anlaşmanın 50. maddesini yürürlüğe koymuş ve 31 Aralık 2020’de de resmen ayrılmıştır.
O zamandan bu günlere kadar Fransa, İngiltere'yi dikkatle incelemek için harekete geçmemiştir. Peki neden bugün?
İki güç arasındaki nefretin kökleri, daha önceki haline geri dönmeye mi başlıyor?
Bu gerilimin bugün ortaya çıkması, özellikle Avustralya’ya nükleer denizaltılar inşa etmek için ihtiyaç duyduğu şeyi sağlamak amacıyla İngiltere, Amerika ve Avustralya arasındaki AUKUS Antlaşması’nın onaylanmasından sonra gerçekleşmiştir. Zira bu anlaşma, Avustralya’ya denizaltıları tedarik etmek için en büyük Fransız sözleşmesini hazırlayan ve Fransızları en çok ihtiyaç duydukları bir zamanda ekonomilerini desteklemekten mahrum bırakan aynı anlaşmadır. Nitekim Fransa, İngiltere’nin Avrupa’da bir Avrupa çatışmasını ateşleyebilecek kalıcı oportünizmine geri döndüğünü ve Avrupa’nın, İngiltere’nin Avrupa Birliği dışında küreselleşme arayışının gizli ve saygısız milliyetçiliğin bir başka ifadesi olduğuna inandığını ifade etmiştir.
Öte yandan İngiltere, Fransa’nın Amerika'ya olan düşmanlığına ve Avrupa Birliği’nin çöküşüne yol açabilecek kibirli ve aldatıcı ihtişamlarına sarıldığını göstermeye geri döndüğünü fark etmektedir. Böylece Fransa, bu küstahlığı ile tek başına kalacak ve bu küstahlığından dolayı da Avrupa Birliği’nde hukuka dayalı olaylar uydurarak İngiltere’ye yönelik düşmanca sahneye öncülük edecektir. Nitekim bu ticaret ve deniz balıkçılığı meselesi, her iki tarafın görmezden geldiği karasal deniz sınırlarının ötesine geçmiştir.
Ancak Fransa, Avrupa Birliği'ne bir bütün olarak olumsuz yansıyabilecek bu hareketlerden duyduğu rahatsızlığı dile getirmeye çalışmıştır. Zira Fransa, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışından bu yana yıkıcı bir başarısızlığın, İngiltere, uluslararası konumu ve gelecekteki etkisi için bir felaket olacağına inanmaktadır. Ama bu olmadı. Tam tersine İngiltere, Fransız vizyonunun gerçekleşmemesi için her zamanki kurnazlığı ile çalışmış, dahası AUKUS Antlaşması’nda Fransa’ya ağır bir darbe indirmiştir.
Bugün büyük ülkeler eskisi gibi değildir. Çünkü hepsi, onları muazzam sosyal ve ekonomik krizlerle baş başa bırakan Kapitalist sistemin kalıntılarının acısını çekmektedirler. Ayrıca halkların bilinçlenmesi onları olumsuz etkilemekte ve yaklaşan küresel ekonomik kriz, özellikle bir bütün olarak Avrupa Birliği’nin yaşadığı son kış olabilecek bir kışa girerken başta boğulmakta olduğu yakıtlar olmak üzere ekonomik olarak her düzeyde acısını çektiği birçok krizler nedeniyle yakında çökeceği düşünülen Avrupa Birliği olmak üzere varlıklarını tehdit etmektedir. Siyasi krizlerden, sağ partilerin ilerlemesinden ve burada söz konusu olmayan daha pek çok şeyden bahsetmiyorum bile.
Evet, daha önce bize içirdikleri aynı kadehten tatmak için sürekli çatışmanın olduğu ve fanatizmin, taifeciliğin ve mezhepçiliğin yükselişe geçtiği ulus devletlerin geri dönüşüne tanık olacağız.
Gerçek kurtuluş, şayet beşeri sistemin dayattığı krizlerden uzak adaletin ve müreffeh bir hayatın hakim olduğu bir insan olarak yaşamak istiyorsak, dönmesi kaçınılmaz olan insanlığın kurtarıcısı Allah’ın şeriatının geri dönmesiyle olacaktır.
Ey akıl sahipleri ve muhlis düşünürler: Bugün, dünyayı boyunduruğu altına alan bu çeteyi ifşa etmeniz ve tüm insanlığı boğan, sonsuz hırsları ve çıkarları uğruna onların sonunu yaklaştıran ve gözlerini topraktan başka bir şey doyurmayacak olan rejimlerini kaldırıp atmanız gereken gündür.
Ey Müslümanlar: Sizler Batı’nın, izzetli bir devlet olan devletimizi kurmayalım diye habis plan ve hilelerle ve Müslümanlarla fikri, kanlı, siyasi, psikolojik ve ekonomik savaşlarla ördüğü iğrenç zihniyetinin dokusunu korumaya çalıştığının tamamen farkındasınız. Ama heyhat ki heyhat! Zira kafirler kerih gösrseler de Allah’ın izniyle Hilafet çok yakında kurulacaktır. Nitekim o, Allah’a verdikleri söze sadık kalarak azimle salih ameller işlemek için çalışan müminleri egemen kılacağına dair Allah’ın bir vadidir. Zira onlar, Hizb-ut Tahrir gibi taviz vermedikleri, yağcılık yapmadıkları ve sözlerini değiştirmedikleri için Allah da onlara iktidar ve emniyet vaadetmiştir. Aynı zamanda Hilafet, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir: ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacaktır.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dareyn Eş-Şanti