Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Tarihi Darbe ve Rusya Kuşatması!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Tarihi Darbe ve Rusya Kuşatması!

Haber:

Kremlin’den yapılan açıklamada şöyle geçti: “Vladimir Putin, Finlandiya’nın güvenliğine yönelik bir tehdit olmadığı için geleneksel askeri tarafsızlık politikasına son vermesinin bir hata olacağını vurguladı.”

Rusya Dışişleri Bakanlığı, “İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımının dünyadaki durumu kökten değiştireceğini” belirtirken Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Alexander Grushko, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımının siyasi bir tepki olmadan geçemeyeceğini vurguladı.

Yorum:

Birincisi: Rusya ve Baltık devletleri arasındaki ilişki,tarihsel olarak bir tür önemli savaşlarla karakterize olmuştur.Örneğin Birinci Sovyet-Finlandiya Savaşı olarak da bilinen Kış Savaşı, İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden üç ay sonra Sovyetler Birliği ile Finlandiya arasında 30 Kasım 1939'da Sovyetlerin Finlandiya'yı işgal etmesiyle patlak veren ve üç buçuk ay sonra 13 Mart 1940’ta Moskova Barış Antlaşması ile sona eren bir savaştı.

İsveç, Rusya’ya geleneksel bir rakip olmuştur ve Rusya da Kuzey Avrupa’ya. Hatta Rus devleti 1700-1721 Kuzey Savaşı’nda İsveç İmparatorluğu’nu ezdikten sonra İsveçliler, tarihsel bir terim olarak “Ruslar geliyor” sözünü hatırladılar ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra tekrar gündeme geldi. Zira o zamandan beri “Ruslar geliyor!” sözü tarihsel savaşların bir sonucu olarak İsveçlilerin zihnine kazınmış durumdadır. Nitekim kralları Birinci Charles, kalan birkaç adamıyla geri döndüğünde, ülke halkını uyarmak için “Ruslar geliyor” diye bağırdılar. Zira İsveç, son olayların sonucu olarak artan bir endişe durumu yaşıyor. Çünkü ülkedeki siyasi tartışmaların ve NATO’ya dahil olma taleplerinin ön plana çıkmasıyla “Ruslar geliyor” terimi tekrar gündeme geldi.

İkincisi: Tarihi askeri savaşları ve düşmanlığı okuduktan sonra Baltık ülkelerinden İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması noktasında Rusya’nın duyduğu korkuların gerçeğini anlayabiliyoruz. Zira (Rusya’nın bir kenti olan) Leningrad, Finlandiya sınırından sadece 32 km (20 mil) uzaklıkta olup Rusya ve Finlandiya arasındaki ortak sınır ise 1.300 km’dir. Bu yüzden Rusya’nın gerilim ve korkularının artması, Kremlin’in Şeytanlaşması ve Rus öcüsünün yeniden hatırlanması ışığında Rusya, bu ülkelerin NATO’ya girmesinin tehlikesinin farkındadır. Zira Finlandiyalı yayın kuruluşu “Yle” tarafından Pazartesi günü yayınlanan anketler, son yıllardaki %20-30’a kıyasla Finlilerin %76'sının NATO'ya katılmayı desteklediğini ortaya koymuştur. Dolayısıyla bu ülkelerin NATO’ya girmeleri, bölgenin yoğun bir şekilde askerileştirilmesi ve Soğuk Savaş sırasında tarafsız kalan veya Rus nüfuzuna maruz kalan bölgelerde de Rus güvenliğini ve Rus nüfuzunu tehdit etmesi anlamına gelmektedir. İşte bu yüzden Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO'ya katılımının dünyadaki durumu kökten değiştireceğini belirtmiştir.

Bu nedenle bu tehlikeli durumun bir sonucu olarak, Rusya’nın pozisyonunda siyasi tehdit, ekonomik yaptırımlar ve siber saldırılar ile nükleer silahların yayılması arasında bir kargaşa olduğunu görüyoruz. Zira Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve eski Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev, 14 Nisan 2022 Perşembe günü bir Telegram gönderisinde şunları söyledi: “Bu durumda Baltık Denizi'nin nükleer olmayan bir durumundan bahsetmek mümkün değildir.” Ayrıca Rusya’nın bölgede İskender füzeler, hipersonik silahlar ve nükleer silahlarla donanmış gemiler konuşlandırma olasılığına dikkat çekmiştir. Nitekim Moskova Finlandiya’ya giden elektriği kesti. Aynı şekilde ekonomik yaptırımlar ve iki ülkeye karşı siber saldırılar başlatma şeklindeki acil cezai teknik önlemlerle birlikte doğalgazı da kesecek. Bu arada Rusya’nın Kanada Büyükelçisi Oleg Stepanov, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılmasına karşı uyarıda bulundu ve bunun bölgeyi bir “savaş sahnesine” çevirebileceğini ifade etti.

İsveç Savunma Bakanı geçen ay, ittifaka katılma talebi için başvurunun, siber saldırılar ve İsveç’in güvenliğini baltalamak için propaganda kampanyaları gibi diğer önlemler de dahil olmak üzere Rusya’dan gelen tepkileri tetikleyebileceğini söyledi.

Bu açıklamalar, Amerika’nın Rusya’yı belirli tutumlar almaya zorlama ve Rusları kısıtlama yönündeki stratejisinin bir sonucu olarak Rusya’nın yaşadığı kafa karışıklığının boyutunu göstermektedir.

Üçüncüsü: Amerika’nın dahil etme yönündeki hedefleri bu ülkelerin NATO’ya girmeleri değildir ki bu da şöyledir:

Birincisi: Rusya’yı tarihsel nüfuzu olan bölgelerde geriletmek ve Rusya’yı olası bir düşman olarak zayıflatmak.

İkincisi:Rusya’yı Çin’i terk etmeye ve ABD’nin Çin’i çevrelemeye yönelik stratejisine katılmaya zorlamak.

Üçüncüsü: Avrupa’yı zayıflatmak ve Rus öcüsü, Avrupa’nın güçsüzlüğü ve güvenliğini korumaktan aciz kaldığı bahanesiyle yeniden Amerika’nın vesayeti altına dahil etmek ve Avrupa’nın ABD’den bağımsız olma fikrine darbe indirmek.

Dördüncüsü: Yükselen tüm uluslararası güçleri işgal edip darbe indirmek ve küresel olarak birinci ülke statüsünde olduğunu savunmak.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hasan Hamdan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER