- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İneğin Köleleri Cezadan Emin Olunca İyice Edepsizleştiler!
Haber:
İneğin köleleri, Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret ettiler.
Yorum:
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” Bunun manası hakkında şöyle denilmiştir: Yani bir korunak, muhafız ve örtü olup kâfirlerin ve müşriklerin eziyetlerini, iman ve tevhit ehlinden uzaklaştırır demektir.
Peki ya bu eziyet iman ve tevhit ehlinin Nebisine olursa nasıl olacak? Her şeyden önce onu savunmak ve onun kerim konumunu korumak gerekir. Dahası Aleyhissalatu ve’s Selam’ın savunulmaya ihtiyacı da yoktur. Şüphesiz Allah, alay edenlere karşı ona yeter. Bilakis bizim buna ihtiyacımız vardır. Zira bu, imanın bir alametidir. Nitekim Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَلَدِهِ، وَوَالِدِهِ، وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ “Hiçbiriniz, beni kendi canından, ana babasından, çoluk çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz.”
Sultan İkinci Abdulhamid Rahımehullah döneminde, bir Fransız yazar, Fransa’nın ve Avrupa’nın tüm tiyatrolarında Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret eden bir tiyatroyu gösterime sunmaya hazırlanıyordu. Bunun üzerine Sultan, orduyu donatıp seferber ettiği gibi maiyetindekilere askeri üniformalarını giymelerini emretti, kendisi de askeri üniformasını giydi ve derhal Fransız konsolosunun getirilmesini emretti. Konsolos, Sultan’ın kendisine Fransız hükümeti için bir kınama mektubu vermek istediğini ve tiyatro konusunun tartışılacağını ancak sonunda gösterime sunulacağını düşünüyordu. Ama konsolos, Sultan’ın sarayına girdiğinde, askeri üniforma giydiklerini görünce şaşkına döndü ve Sultan’ın da onu giydiğini görünce şok oldu. Bunun üzerine konsolos, hemen Fransız hükümetine şöyle bir mesaj gönderdi: “Bu devlet, bir tiyatro için savaşa girmeye hazırlanmış... Derhal tiyatroyu durdurun.” Ve fiilen durduruldu.
Alimler, Müslümanlar için bir imam tayin etmenin vacip olduğu konusunda icma etmişler ve bu hususta icma nakledilmiştir: El-Maverdi Ahkâmu’s Sultâniyye’de,Ebu'l Meali el-Cüveyni Gıyasül Ümem’de, Kâdi İyaz İkmâlu’l Mu’lim’de, Nevevi Sahih-i Müslim’in şerhinde ve diğer birçokları nakletmiştir. Nitekim bu hususta yayılmış birçok icma metinleri vardır ve bunlardan bahsederek yazıyı uzatmaya gerek yoktur. Ayrıca ümmet, İmamet ve Hilafet’’ten kastedilen amacın, alimler tarafından zikredilen şey olduğu konusunda ittifak etmiştir. Nitekim Maverdi Rahımehullah bunu şöyle özetlemiştir: “İmamet, din ve dünya siyasetine ait işlerinin yürütülmesi için Nübüvvete halef olarak konulmuştur ve ümmet içerisinde bunu yürüten kimseye uyulması gerektiği hususunda icma vaki olmuştur.”
Dün Fransız köpeği, bugün Hindu köpeği ve yarın da başka bir köpek…İneğe tapanlar şayet cezadan emin olmamış olsalardı insanların en şereflisi Efendimiz Muhammed Aleyhi Efdalu’s Salatu ve Etimu’s Teslîm’e cesaret edemezlerdi. İşte bu yüzden iyice edepsizleştiler; bu ise onların, kafir Batı tarafından Müslümanların başlarına dikilen Sykes-Picot bekçilerinin, kıllarını dahi kıpırdatmayacaklarından ve sömürgeci kafirlerin ülkelerimizdeki çıkarlarını gerçekleştirmek ve İslam’a ve Müslümanlara karşı komplo kuran Batı’nın planlarına hizmet etmek dışında ordularını harekete geçirmeyeceklerinden tam olarak emin olmalarından dolayıdır; bundan dolayı Müslümanları tek bir devletin altından birleştirecek, Allah’ın şeriatını tatbik edecek ve İslam’ı davet ve cihat yoluyla dünyaya taşıyacak olan Hilafet Devleti’nin yeniden kurulması engellenmektedir.
Müslümanların tek bir İmam nasbetmeleri, farzların tacıdır; zira ümmetin seçtiği, İslam ile yönetmek üzere kendisine biat ettiği, marufta kendisine itaat ettiği ve kendisine verilen görevleri yerine getirmede kusur gösterdiğinde muhasebe ettiği bir yönetici olmadıkça din ikame edilmez… En önemli vaciplerden biri ise, Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kutsallığını korumak ve onu gücendiren ve ona hakaret eden her bir dili koparmaktır. Dini korumanın en yüksek mertebesi işte budur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Ömer Muhammed