Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Filistin İslam Toprağıdır ve Onu Yalnız Bırakanların Burunları Yere Sürünse de İslam Olarak Kalmaya Devam Edecektir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Filistin İslam Toprağıdır ve Onu Yalnız Bırakanların Burunları Yere Sürünse de İslam Olarak Kalmaya Devam Edecektir!

Haber:

Sudan Kongre Partisi, el-Burhan’ın darbesinin Yahudi varlığıyla olan normalleşmeyle ilgili tüm iletişim hatlarını kopardığını vurguladı. Partinin sözcüsü Nureddin Babekir, Yahudilerle normalleşme meselesine, ülkeye son otuz yıldır hakim olan İslami söylem çerçevesindeki bir hassasiyetle bakılmaması gerektiğini vurguladı. Babekir, 1 Ağustos Pazartesi günü yayınlanan eHirak es-Siyasi Gazetesi’ne göre şöyle dedi: “Biz “İsrail’i” önemli bir ülke olarak görüyoruz. Dolayısıyla onunla ortak çıkarlara ulaşma çerçevesindeki anlayışlara sahip olmalıyız.” Ve şöyle ekledi: “Filistin artık temel bir sorunumuz değildir.”

Yorum:

Laik bir partinin sözcüsünün bu açıklamasını kesinlikle garipsemiyoruz. Zira o, doğu ve batıdaki laiklerin memnuniyetine yaklaştırdığı sürece ümmetin kritik sorunlarını küçümseyen ve tüm kutsalları çiğneyen İslam beldelerindeki laik zihniyetlerin bir uzantısıdır. Dahası laik partinin bu sözcüsü, Batı’ya boyun eğmek ve onun yolundan gitmek gerektiğini, aksi taktirde hak ettiğimiz cezayı çekeceğimizi söyleyen Taha Hüseyin’in bir uzantısıdır: “Kendimizi yönetimde Avrupa’nın doktrinini benimseye, idarede onun yolunda yürümeye ve yasamada onun yolunu takip etmeye adadık. Şimdi geriye dönüp eski sistemleri yeniden canlandırmakla ilgilenseydik, bunu yapmanın bir yolunu bulamazdık ve karşımızda, Avrupa’nın koyduğu aşılamayan alçaltıcı bir ceza bulurduk. Çünkü biz buna söz verdik.” (Mısır’da Kültürün Geleceği, Taha Hüseyin, s: 36).

İslam beldelerindeki laikler, Filistin meselesi de dahil olmak Müslümanların tüm meseleleriyle muamele ederken Batılı zihniyeti ödünç alıyorlar. Bu nedenle Yahudi varlığı, bu konuda şeriat yönetiminden uzak dostane bir devlet olarak görülmektedir. Çünkü laik biri, Allah için olan kardeşlik bağını herhangi bir bağdan daha güçlü kılan İslam akidesi temelinde düşünmüyor. Dolayısıyla zihniyet laik olduğu için, kendisi laikliğin en uç versiyonundan zevk alıyor, anlaşmazlığı ifade etmedeki amaç krizleri çözme arzusundan daha fazla oluyor, Filistin halkının gaspçı Yahudi askerler tarafından akıtılan temiz kanlarını önemsemiyor, dahası Allah’ın düşmanları Yahudilerin mübarek toprakları işgal etmesinde ve buraları çiğnemesinde yanlış bir şey görmüyor!

Bu aşağılık zihniyet sayesinde İslam beldelerindeki aşırı laiklik, İslami olan her şeye karşı tüm şiddetiyle çalışan partiler ve gruplar kurdu, dahası laikler tüm dinlerle uzlaşmalarına rağmen bunu bir ayrılık alameti yaptı. Ancak bu hoşgörü ve uzlaşma İslam’a ulaştığında, Müslümanları birbirine bağlayan fikir, kavram ve bağlar karalama ve alay konusuna dönüşüyor. Dolayısıyla işgalci, uzlaşılması gereken bir dost oluyor! Zira İslam beldelerindeki laikliğin temel özelliği, kendisini çevreleyen toplumların gerçeğinden kopmak ve dini hayattan ayırma bakış açısı dışında herhangi bir sorun görmemek olmuştur. Sanki laik partiler, sömürgeci Batı’nın kollarına düşmek için kendileri ve ümmetleriyle ilgili her şeyden uzaklaşmaya ve bunda yanlış bir şey görmemeye odaklanmışlardır! Dahası dünyaya egemen olan Batılı laikliğe yaklaşmak için ümmetin meselelerini satmayı gerekli bir gelişme ve ilerleme olarak gördükleri gibi haklar, özgürlükler ve benzerleri gibi laik ilkelerin uygulanmasını laiklerin temeli olarak görüyorlar. Böylece Müslümanlar arasındaki ilişkiler hor görülecek, bunlar tarihin unuttuğu bir geçmişe dönüştürülecek ve Müslümanları diğer insanların dışında tek bir ümmet yapan tüm tarihten nihai bir kopuş olacaktır. Zira bu tarihin, ister iyi ister kötü, ister yüksek ister düşük olsun onları ayrıcalıklı kılan özellikleri vardır!

Laik partiler, hiçbir alanda hiçbir şey yapamadıkları gibi bütünlükleri içinde de bağımlılık ve aşağılık duygularının yanı sıra tüm Batılı yasa ve düşüncesinin aşağılık duygusundan başka bir şey de sunamadılar. Nitekim Ali Şeriati “Öze Dönüş” kitabında bunu doğrulayarak şöyle demiştir: Batı’ya yakın olmak onlara liderlik ve seçkinlik kazandırır. Bu da onların kendilerinden taviz vermelerini, kimliklerinden, tarihlerinden ve tüm insani unsurlarından vazgeçmelerini ve bunun karşılığında para almalarını gerektirir. Ancak düşman, onlara verdiği paradan daha akıllıdır. Çünkü geri dönerek onların akıllarını çelen ve gözlerini kör eden mallarını ve ürünlerini onlardan geri alır. Müslümanda asıl olan, tüm konularda hüküm verirken İslam akidesinden hareket etmesi ve amellerinin ölçüsünün helal ve haram olmasıdır.

Filistin topraklarının kurtarılması, işgal altındaki tüm Müslüman topraklarında olduğu gibi akide açısından bir farzdır. Ancak garip olan, Yahudiler akidevi bir saikle Filistin topraklarını işgal edip bununla gurur duyarlarken parti liderleri olan Müslümanların evlatlarının bazılarının İslam topraklarını savunmaktan utanmalarıdır!

Filistin İslam toprağıdır ve yalnız bırakanların burunları yere sürünse de İslam olarak kalmaya devam edecektir. Nitekim Aleyhissalatu ve’s Selam şöyle buyurmuştur: لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يُقَاتِلَ الْمُسْلِمُونَ الْيَهُودَ، فَيَقْتُلُهُمُ الْمُسْلِمُونَ حَتَّى يَخْتَبِئَ الْيَهُودِيُّ مِنْ وَرَاءِ الْحَجَرِ وَالشَّجَرِ، فَيَقُولُ الْحَجَرُ أَوِ الشَّجَرُ: يَا مُسْلِمُ يَا عَبْدَ اللهِ هَذَا يَهُودِيٌّ خَلْفِي، فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ، إِلَّا الْغَرْقَدَ، فَإِنَّهُ مِنْ شَجَرِ الْيَهُودِMüslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, ey Müslüman! Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür, der. Yalnızca Garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Gâde Abdulcabbar (Ummu Evâb) – Sudan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER