Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Karadeniz Gazı Kamunun Malıdır, İslam’ın Emrettiği Şekilde Kullanılmalıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Karadeniz Gazı Kamunun Malıdır, İslam’ın Emrettiği Şekilde Kullanılmalıdır!

Haber:

Sakarya gaz sahasında keşfedilen ve Türkiye tarihinin en önemli enerji projelerinden olan Karadeniz gazı, Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi'nde ilk kez karaya çıkarıldı. Karada 8 bin, denizde 2 binden fazla personelin çalıştığı projede ilk fazda üretilen doğalgaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla devreye alındı. Erdoğan, "Karadeniz Gazı Devreye Alma Töreni"nde yaptığı konuşmada, bu projeyle sadece ülkenin doğal gazdaki dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltmakla kalınmadığını, aynı zamanda Filyos ve Zonguldak bölgesinin önemli bir enerji, teknoloji, lojistik üssü haline getirildiğini söyledi. (20. 04. 2023 TRT Haber)

Yorum:

Allah Subhanehu ve Teala’nın İslam ümmetinin topraklarına bahşettiği zenginlikler saymakla bitmiyor. Sakarya gaz sahasında keşfedilen Karadeniz gazı da bu zenginliklerden biridir. Dolayısıyla bir İslam beldesi olması hasebiyle Türkiye topraklarında, denizde ya da karada olsun fark etmez bu servetlerin keşfi çok önemli ve kıymetlidir. Zira enerji, güç ve zenginlik demektir. ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’a atfedilen "Petrolü kontrol ederseniz ülkeleri; gıdayı kontrol ederseniz, insanları yönetirsiniz..." sözünde geçtiği gibi enerji kaynakları, enerjiye sahip olan devletleri diğer devletlere özellikle de düşman olanlara üstün kılan çok önemli zenginliklerdir.

Şunu da özellikle vurgulamak gerekir ki, dünyadaki büyük enerji şirketleri keşfedilen gaz rezervlerini ancak 5-6 yılda kullanılabilir hale getirirken Türkiye’nin bunu 3 yılda gerçekleştirmiş olması önemli bir başarıdır. Bu başarının şeffaf ve anlaşılır bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması gereklidir. Böylece gaz rezervinin gerçek olmadığına yönelik yapılan manipülasyonların da önüne geçilmiş olur.

Diğer bir mesele keşfedilen rezerv miktarının Türkiye’nin gaz ihtiyacını gidermeye yeterli olup olmayacağıdır. Daha önce iktidar yetkilileri tarafından keşfedilen gaz miktarının toplam 710 milyar metreküpe ulaştığı açıklanmıştı. Yine yetkililerin açıklamalarına göre Karadeniz rezervinden günde 10 milyon, yılda 3,5 milyar metreküp gaz çıkarılmış olacak. Yeni açılacak kuyular ile bu oranın 3-4 kat artacağı düşünülürse yılda 15 milyar metreküp gaz çıkarmak demek.

Türkiye’nin gaz tüketimi ise yıllık 60 milyar metreküp civarında. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) verilerine göre Türkiye, 2021 yılında yaklaşık 58,704 milyar metreküp doğal gaz ithal etmiş. Bunun yüzde 44,87’si Rusya’dan kalan miktarı ise İran, Azerbaycan ve Cezayir’den alınmış. Aynı şekilde EPDK’nın verilerine göre Türkiye 2021 yılında 59 milyar metreküp doğal gaz tüketmiş. Bu hesaba göre Karadeniz gazı tam kapasite ile kullanıma ulaştığında yıllık ihtiyacımızın ancak 4’te 1’ini karşılayabiliyor. Elbette ki hiç olmamasından çok çok iyidir. Fakat durum böyleyken Karadeniz gazının başka ülkelere ihraç edileceğini söylemek seçim öncesi popülizm yapmaktan başka anlam ifade etmez.

Karadeniz gazına “hayırlı olsun” demekle birlikte bu rakamlar bize yeni gaz keşifleri için çalışılması gerektiğini gösteriyor. Zira siyasi ve ekonomik bağımsızlığı kazanmak için enerji ithalatını en aza indirmek şarttır.

Bütün bunlardan daha önemli olanı ise ümmetin servetlerini doğru ve verimli şekilde kullanacak bir ideolojiye sahip olmaktır. Hiç kuşkusuz o ideoloji İslam’dır. Türkiye ve diğer Müslüman beldeler olarak ancak İslam ideolojisini uygulayarak zenginliklerimizi koruyabilir ve kalkınabiliriz. Sadece İslam ideolojisi sömürgeci kafirler tarafından çalınan eski-yeni tüm servetlerimizi geri alabilir.

İslam ideolojisine göre enerji kaynakları kamuya yani ümmete ait servetlerdir. Bu servetlerin kapitalist şirketlere peşkeş çekilmesi, uluslararası yabancı şirketlerin bu rezervlere ortak edilmesi asla caiz değildir. Çünkü bu servetlerin kullanım hakkı kamunundur. Bu servetler sadece seçim zamanı değil tüm zamanlarda ücretsiz olmalıdır. Yöneticiler bu servetler üzerinde tasarruf hakkına sahip değillerdir. Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ فِي الْمَاءِ وَالْكَلَإِ وَالنَّارِ

Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: bunlar su, mera ve ateştir.”(Ebu Davûd)

Dolayısıyla yöneticilere düşen görev zaten kamuya ait olan servetleri seçim malzemesi yapmak değil, onları İslam’ın emrettiği şekilde kullanmak, halkın ihtiyaçlarının tamamı giderilinceye kadar yeni rezervler çıkarmaya çalışmaktır.

Ayrıca sadece Karadeniz’de değil, Akdeniz’de de arama çalışmalarına hız verilmelidir. Akdeniz’de rezervi kanıtlanan yüksek miktardaki petrol ve doğalgaza sahip olmak bizim tarihten gelen bir hakkımızdır. Bölge ülkeleriyle siyasi gerginlik yaşamamak için durdurulan arama çalışmaları yeniden başlatılmalı ve hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs’ın kıta sahanlığında, uluslararası sularda petrol ve doğalgaz arama çalışmaları yapılmalıdır. Bu noktada gözetilmesi gereken tek şey ABD ya da Avrupa’nın değil Müslüman halkın menfaatidir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Emin Yıldırım

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER