Haber-Yorum

Birbirleriyle Savaşan Müslümanlar, Müslümanın Kanının Dökülmesinin Haram Olduğunu Ne Zaman Anlayacaklar?!

Haber:

BBC'ye konuşan Sudanlı askeri kaynaklar,ordunun, Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde Hızlı Destek Kuvvetleri ile yapacağı görüşmelere katılmayı askıya aldığını söyledi. Kaynaklar ordunun bu adımı, Hızlı Destek’in, iki tarafın yakın zamanda vardığı ateşkes anlaşmasında belirtildiği gibi kamusal ve özel kurumlardan çekilmemesini protesto etmek amacıyla attığını açıkladılar. Kimliğinin açıklanmaması şartıyla konuşan askeri bir kaynak Agence France-Presse’ye, Sudan ordusunun kararının “isyancıların hastanelerden ve vatandaşların evlerinden çekilmelerine ilişkin kararı uygulamamaları ve ateşkesi ihlal etmeye devam etmeleri nedeniyle” alındığını söyledi.

İki taraf, iki gün önce aralarında yürürlükte olan ateşkesi beş günlük bir süre için uzatma konusunda anlaşmıştı ancak anlaşmanın ihlal edilmesini önleyecek mekanizmaların geliştirilmesiyle ilgili taştırmayı sürdürdüler.

Ordu komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan Salı günü başkentteki güçlere yaptığı ziyarette “ordunun zafere kadar savaşmaya hazır olduğunu” söyledi. (BBC)

Yorum:

Ümmet; yeter artık, bizler akidesiyle, fikriyle ve duygularıyla tek bir ümmetiz ve Allah bize kanlarımızı ve ırzlarımızı kutsal saymamızı emretmiş deyinceye kadar sahalarımız, büyük güçler arasındaki çatışmaların uygulama alanı ve onların İslam ümmetine yönelik komplolarının ve onun kanlarının ve imkânlarının çiğnenmesinin alanı olmaktan kurtulamayacaktır. Bu değerli ırzları koruyacak ve kanlarımızın sömürgeci ülkelerin çatışmalarının yakıtları olarak kullanılmasını durduracak olan, Allahu Teala’nın ümmeti gözetmekle mükellef kıldığı ve Rabbinin Kitabı ve Nebisi’nin sünneti ile hükmedecek olan Hilafet Devleti’dir.

Dine ait zaruret bilinmektedir; tüm Müslümanlar bilirler ki, -devletin kurulmasının öncesinde de, sonrasında da- bir Müslümanın kanı, malı ve ırzı diğer Müslümana haramdır. Dolayısıyla gerekçesi ne olursa olsun bir Müslümanın, Müslüman bir kardeşini öldürmesi helal değildir. Peki ya gerekçeler, düşmanların emirlerini yerine getirmek ve çıkarlarını gözetmek ise nasıl olur acaba?!

Sudan’daki el-Burhan ve Hamidati meselesinde, birbiriyle savaşan iki tarafın bu çatışmada, Amerika’nın ülkemiz, kaynakları ve imkânları için Avrupa ile olan çatışmasında ümmetin evlatlarını Amerika’nın gözleri için kurbanlar sunmaktan başka bir çıkarlarının olmaması utanç vericidir. Ey İslam kardeşleri! Ülkeyi yakan ve insanları harap eden yakıtlar olmaya razı mı olacaksınız, sonra Allah’ın huzuruna çıktığınız keşke ve heyhat dışında söyleyecek bir şey bulamayacaksınız?!

O halde gelin savaş cephesinin diğer tarafındaki kardeşlerinizden karşınızda duranlar için bir söz söylemek için acele edin ve onlara deyin ki; sizinle savaşmayacağız ve sizin kanlarınıza girmeyeceğiz, siz bizi öldürmek için bize el uzatsanız da biz sizi öldürmek için size el uzatmayacağız, eğer savaşmakta ısrar ederseniz hem bizim, hem de sizin ellerinizle ölen masumların günahını yükleneceksiniz, eğer sizin ellerinizle mazlumlar olarak ölürsek Rabbimizin kıyamet günü bize yardım etmesi, ellerimizde kardeşlerimizin kanıyla Rabbimize kavuşmaktan ve dillerimizin kendimizi savunacak bir şey bulma noktasında lal olmasından daha hayırlıdır.

Liderlerinize yönelmeniz teslim olmaktan daha hayırlıdır; haydi onların ellerinden tutun, onları koltuklarından uzaklaştırın, sonra yönetimi, ümmetini nasıl yöneteceğini bilen, onu düşmanlarına karşı savunacak, şanını yükseltecek ve onun merkezini koruyacak olan birine teslim edin. Şayet mücrim liderlerinize sırtınızı döner ve yönetimi Hizb-ut Tahrir’e teslim ederseniz, hem kendinize hem de ümmetinize dünyada ve ahirette iyilik yapmış olursunuz.

لَئِنْ بَسَطْتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَا بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لأَقْتُلَكَ إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ “Sen öldürmek için elini bana uzatsan bile ben öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Ben, bütün alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” [Maide 28]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Esma El-Cabe