Haber-Yorum

Örtünmek Necis, Çıplaklık da Saflık ve Temizlik Olduğunda!

Haber:

Fransa’nın Fergus şehrinin belediye başkanı, yüzücülerin güvenliğini sağlamak için halka açık yerlerde yüzerken temel hijyen kurallarına uymadığını iddia ederek haşema giymeyi yasakladı.Aktivistler ve avukatlar, daha önce dini kıyafet yasağını kaldıran danıştayın görüşüne göre bunun bir “yasa ihlali” olarak ifade edildiğine işaret ederek kararı eleştirdiler. (El-Cezire, 03/08/2023)

Yorum:

“Haşema” şerî bir kıyafet olarak nitelendirilmese de ancak onun hijyen kurallarının ihlali nedeniyle yasaklanması, bizzat elbisenin kendisini hedef almayıp Müslümanlara açıkça hakaret edilmektedir. Belki de Fransa tarihini unutmuş olabilir; biz de onlara meşhur parfümlerinin, aralarında salgın ve hastalıkların yayılması nedeniyle mahallelerinde yayılan pis kokuları ve pisliği örtmek için icat edildiğini hatırlatalım. “Işıklar Şehri” Fransa’nın orta çağı, kirin ve pisliğin altın çağını temsil ediyordu ve Fransız başkentinin mahalleleri devasa bir açık hava çöplüğü gibiydi.

Fransız tarihçi Draybar şöyle diyor: “Biz Avrupalılar, kamusal yaşamda refah araçlarını elde etmeyi Araplara borçluyuz. Zira Müslümanlar bize vücudumuzu nasıl temiz tutacağımızı öğrettiler ki onlar, kirlenip pis kokana kadar kıyafetlerini değiştirmeyen Avrupalıların tam tersiydiler. Dolayısıyla elbiselerimizi çıkarıp yıkama noktasında onları taklit etmeye başladık. Nitekim Müslümanlar temiz ve parlak kıyafetler giyiyorlardı; Kurtuba’nın üç yüz hamamının da dolup taştığı bilinirken, Avrupa kiliseleri yıkanmayı bir küfür ve günah aracı olarak görüyordu.”

Özel olarak İslam ile hiçbir ilgisi olmayan bir kıyafete bile savaş açan Fransa için ve genel olarak da teori dışında kadınların özgürlüklerini ve haklarını savunduğuna tanık olmadığımız Avrupa için bu kıyafet, kendi değerlerine bir meydan okuma olarak görülmektedir. Biz de size, İslam’ın ve Müslümanların nasıl izzetli olacağını ve küfrün ve kafirlerin de nasıl zelil olacağını pratik olarak gösterecek olan İslam Devleti’nin vaadini söylüyoruz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Durra El-Bakuş