- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yahudi Varlığı, Mahkumlara İşkence Ederek Onları Teşhir Etmeye Devam Ederken Rejimler Onunla Normalleşmek İçin Koşturuyorlar!
Haber:
Bir video klip, el-Halil kentinin Şuyuh kasabasından Filistinli mahkûm Basil Ali Ayida’nın durumunu belgeledi; bu ise 6 yılını hücre hapsinde geçirdiği 11 yıllık tutukluluğun ardından işgalci yetkililerin onu serbest bırakmasından sonra gerçekleşti. Askeri kontrol noktasında serbest bırakıldığı anın video görüntüleri belgelendi; zira mahkûm, işkenceye ve hücre hapsine maruz kalması sonucunda psikolojik durumunun bozulmasının yanı sıra hafıza kaybı da yaşıyor.
Buna karşılık Esir Enformasyon Bürosu, tutuklu Ayida’nın altı yıl boyunca işgal hapishanelerinde hücre hapsinde kaldığını söyledi. Nitekim sorgulama sırasında ağır işkenceye maruz kalmış ve bu da hafıza kaybına yol açmıştır. Ayrıca işgalci yetkililerin, tutukluyu uzun süre tek başına alıkoyarak ve insan yaşamına uygun olmayan hücrelerde tecrit ederek onu, fiziksel ve psikolojik olarak ortadan kaldırmayı amaçladığı eklemesinde bulundu.
Mahkumlar ve Eski Mahkumlar Komisyonu, Mescid-i Aksa intifadasının patlak verdiği 28 Eylül 2000'den bu yana 135.000'den fazla tutuklamayı izledi.Filistin resmi haber ajansı “Wafa”’ya göre, bu tutuklamaların kadın-erkek, genç ve yaşlı olmak üzere Filistin toplumunun tüm grup ve kesimlerini etkilediğini teyit etti.
Yorum:
Bu yürek burkan günlük olay ve sahnelerin üzerine Müslüman ülkelerde bulunan iktidardaki rejimlerin liderleri ve çeteleri, hiç utanmadan ve tereddüt etmeden Yahudi varlığıyla normalleşme yolunda her geçen gün daha fazla ilerleme kaydettiklerini ilan ettikleri görülüyor. Mahkumlara akıllarını kaybedecek kadar işkence eden ve onları uzun yıllar tek kişilik hücrelere hapseden bu varlık bu sahnelere bir de, Filistin halkının öldürüldüğü, evlerinin yıkıldığı, topraklarına el konulduğu, ağaçlarının yakıldığı, sürüklendikleri, dövüldükleri ve bazen de özgür kadınlarının çırılçıplak soyulduğu birçok günlük sahneyi eklemiştir!!
Nitekim tüm bunlara Mescid-i Aksa’nın zamansal olarak bölünmesi de eklenecek ve bunu da el-Halil’deki İbrahimi Camisinde olduğu gibi mekânsal olarak bölünleme takip edecektir; zira burada, ezan ve namazlar yasaklanırken her gün Müslümanların duygularını kışkırtan ve kendilerini aşağılanmış ve horlanmış hissetmelerine neden olan bir sahnede yerleşimcilerin gece gündüz dans etmelerine ve onların çarpık Talmud ritüellerine izin veriliyor.
Batı’nın ajanı olan yöneticilerin ve rejimlerin ihaneti olmasaydı, genel olarak Müslümanların, özel olarak da Filistin halkının başına aşağılanma ve horlanma gelmeyecekti. Zira rejimlerin, elleri Müslümanların kanına bulanmış Yahudi varlığıyla normalleşmeleri, bu varlığın öldürmesine, yıkmasına, tutuklamasına, işkence etmesine ve Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Mesra’sını ihlal etmesine ruhsat veriyor.
Müslüman ülkeleri yöneten bu rejimler ve çeteler, normalleşme için koşuşturduklarından ve Yahudi varlığını koruyan ve yalan yere devlet olarak adlandırılan cılız bir güvenlik varlığı karşılığında mübarek toprakların büyük bir kısmını Yahudi varlığına veren Amerika’nın iki devletli çözümüne çağrıda bulunduklarından dolayı mahkumlara işkence yapılmasına, Mesra’nın ihlal edilmesine, Müslümanların öldürülmesine ve evlerinin yıkılmasına ortaktırlar.
Mahkûm ve Mesra meselesi ile ümmetin diğer meselelerinin çözümü, bu hain yöneticilerin tahtlarından indirilmesinde ve Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurarak ümmetin siyasi kararlarını ve vahdetini yeniden elde etmesinde yatmaktadır; zira Hilafet, Yahudi varlığının kökünü kazımak ve Müslümanları onun şerlerinden kurtarmak için orduları harekete geçirecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Musab Ebu Arkub - Mübarek Toprak (Filistin)