Haber-Yorum

Kara Saldırısı Yaklaşıyor; Ümmetin Orduları Çok Geç Olmadan Harekete Geçmelidir!

Haber:

“İsrail” ordusu Pazar günü yaptığı açıklamada, kara harekatına işaret ederek savaşın bir sonraki aşamasına hazırlık sırasında güçlerinin karşı karşıya kalacağı tehditleri azaltmak amacıyla Gazze Şeridi’ne yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdığını açıkladı.

Saldırıların yoğunlaşarak devam ettiğine işaret eden ordu sözcüsü Daniel Hagari, düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Gazze’ye yönelik saldırıları durdurmayacağız.” Ve şöyle ekledi: “Savaşın bir sonraki aşamasına hazırlanmak ve güçlerimizin karşılaşabileceği tehditleri azaltmak için Gazze’deki saldırıları artırmaya çalışıyoruz.” Ve şöyle devam etti: ““İsrail” ordusu için en iyi koşullar altında ve siyasi iradenin kararı doğrultusunda bir sonraki aşamaya geçeceğiz.”

Yüzlerce tank ve askeri aracı Gazze sınırına sevk eden ve 360 bin yedek askeri silah altına alan “İsrail”, günlerdir Gazze’ye kara saldırısı başlatacağını duyuruyor. (Anadolu Ajansı, 22/10/2023)

Yorum:

7 Ekim saldırısında Yahudi varlığının ordusunun uğradığı askeri ve manevi yenilgiye rağmen Yahudi varlığı,Amerika'nın yardım ve desteği ve Avrupa’nın korumasıyla kendine bir hedef belirledi, daha doğrusu Amerika’nın kendisi için koyduğu hedefi kabul etti; bu hedef ise, dünyada nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu kabul edilen bölgede akacak kanın boyutuna bakmaksızın Gazze Şeridi’ni önce havadan, sonra karadan ve denizden yok etmektir. Dolayısıyla havadan saldırı ile karadan saldırı arasında Amerika, intikamın arasını birleştirdiği soykırım operasyonlarının ve katliamlarının uygulandığı ve kara saldırısı hazırlığı için insanların güneye göç etmeye zorlandığı sırada, uçak gemileri ve Orta Doğu'daki siyasi ve askeri hareketlerle kendisine zarar gelmesini önleyecek güven verici bir atmosfer sağladı.

Bu aşamanın detayları ve gerçek savaşlara değil de tiyatroları alışkanlık haline getirmiş olan korkak bir ordunun vereceği kayıpların boyutu bir yana ancak gerçeklik, özellikle Yahudi varlığının Amerika ve onun Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) doğrudan desteği, yönlendirmesi ve korumasıyla hareket etmesinden dolayı Gazze halkı ve mücahitler için oldukça tehlikelidir; aynı şekilde Amerika, kendi yörüngesinde dönen İran rejimi aracılığıyla şu ana kadar kuzey cephesinin patlamasını engelleyip kabul edilebilir bir sıcaklık seviyesinde kalmasını sağlayarak ve ayrıca Müslüman ülkelerdeki halkları kendisine bağlı rejimler aracılığıyla kontrol altına alarak kendisini garanti altına almıştır. Amerika’nın buradaki hedefi, başarısızlık ve yenilgi korkusundan dolayı -ki bu gerçekleşirse dış imajını değil iç güvenliğini yok edecektir- tüm askeri yeteneklerini Gazze Şeridi’ne boşaltması için Yahudi varlığına yardım etmektir; aksi takdirde bunların onarılması ve Amerika’nın habis iki devletli projeyi yeniden canlandırmak için bir geçit haline getirmek istediği hedefi gerçekleştirmesi zorlaşacaktır.

Bu veriler ışığında Gazze halkı ve mücahitler için gerçek tehlikenin küçümsenmesi, ümmetin ve ordularının askeri analistleri, uzmanları ve onların bir sonraki savaşa ilişkin senaryolarını takip etmeye devam etmesi ve kimin kazanacağını, Yahudi varlığının daha ne kadar kayıp yaşayacağını, nereden gireceğini ve nasıl çıkacağını düşünür hale geldikleri için Müslüman ülkelerdeki kamuoyunun bilincini kontrol altına almaya çalışan haber kanallarının hipnozuna girmeleri doğru değildir… Oysa bunun yerine Gazze ve Filistin halkına yardım edilebilecek gerçek ve ciddi eylemin nasıl olması gerektiğini düşünmelidirler. Zira olup bitenler, dur bakalım sonu ne olacak, kahraman hayatta mı kalacak yoksa ölecek mi, Yahudi varlığı geri mi çekilecek yoksa sonuna kadar devam mı edecek diyeceğimiz bir film veya sinema değildir! Bilakis bu savaş, bizim hakkımızda hiçbir ahit ve anlaşma gözetmeyen kindar Batı’nın koruması altında suçlu varlığın liderlik ettiği, her sanayisinde kanların döküldüğü ve her anı Filistin meselesinin bugünü ve geleceği açısından kıymetli hale geldiği bir savaştır. Dolayısıyla bu, ümmetin ve ordularının hain rejimleri devirmek için harekete geçmelerini, seferberlik ilan etmelerini ve mücahitlere yardım etmek, Gazze halkını kurtarmak ve Yahudi varlığını tamamen ortadan kaldırmak için derhal yola koyulmalarını gerektirir. Zira bu, onların din kardeşlerine karşı akidevi vacipleridir. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Sizden din konusunda yardım istediklerinde yardıma icabet etmeniz sizin üzerinize vaciptir." [Enfal 72]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. İbrahim et-Temimi - Mübarek Toprak (Filistin)