Cumartesi, 30 Rebiu’s Sânî 1446 | 2024/11/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
“İsrail” Zayıf ve Korkaktır, O’na Güç Veren Ordularımızın Sessizliğidir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

“İsrail” Zayıf ve Korkaktır, O’na Güç Veren Ordularımızın Sessizliğidir!

Haber:

Aksa Tufanından günümüze kadar geçen 100 günlük süre içerisinde işgalci Yahudi varlığının Gazze’de gerçekleştirdiği katliam, mezalim ve soykırımları sonucunda ölen Gazzeli Müslümanların sayısı 25 bini geçti.

Yorum:

İşgalci Yahudi varlığının Gazze’de gerçekleştirdiği tarihte eşine az rastlanır katliam ve soykırım karşısında İslam Ümmeti olarak bu büyük zulüm ve günahı engelleyebilecek gücümüz olduğu halde niçin engel olamadık?

Sömürgeci kafir Batı, zalim ve vahşi orta çağ zihniyetine karşı üç yüzyılı aşan hak ve özgürlükler mücadelesinden sonra bir düşünce devrimi gerçekleştirerek kapitalizme ulaştı. Sonrasında gerçekleştirdiği sanayi devrimi ile sömürgeciliği keşfetti. Sanayi devriminin getirdiği teknolojik güç ve birikimle Afrika’yı, Latin Amerika’yı, Uzak doğu Asya’yı, Hindistan’ı sömürgeleştirdi. Osmanlı’yı parçaladı. Hilafeti ilga etti. Osmanlı toprakları üzerinde kendine bağlı pek çok yönetimleri iş başına getirdi. Bu yönetimleri kendi halkları ile savaştırdı. Sömürgeci kâfir Batı kendine hizmet eden bu yönetimler eliyle bu topraklarda büyük bir yıkıma yol açtı. Kan, gözyaşı, açlık ve sefalet, geri kalmışlık, terör, anarşi, kaos, iç savaşlar, siyasi ve ekonomik krizler sanki bu toprakların kaderi haline geldi.

Sömürgeci kâfir Batı medeniyeti kendini, bizlere çağdaş uygarlık seviyesi olarak gösterdi. Onlara karşı zaferlerle dolu geçmişimizi ve tarihimizi bize kötüledi. Atalarımızdan bizi utandırdı. Böylece zihinlerimizi ele geçirdi. Güç alacağımız köklerimizden kopararak bizleri güçsüzleştirdi. Ellerimizi zincirledi ayaklarımızı da pranga taktı.

Onlar ordularını kendi çıkarları için harekete geçirirken onları engelleyemeyelim diye, bizleri yönetenler eliyle ordularımızı hareketsiz bıraktı. Ordularımızı kışlalarına hapsetti. Ordularımızı sadece Batı’nın planları ve çıkarlarına hizmet ettirdi. Bağımsızlığımızı yok etti. Yöneticilerimizi ve ordularımızı kendi halklarından ve inançlarından uzaklaştırarak, kendi kurdukları, bütün insanlığın üzerine çöreklenmiş, zalim ve sömürgeci dünya düzeninin bir parçası haline getirdi.

Hâlbuki bu toprakların Müslüman halkları bütün bunlar olmasın diye ordular hazırlamışlardı. Kendileri yememiş onlara yedirmiş, kendileri giymemiş onlara giydirmişti. En iyi makamları onlara vermiş, en iyi silahlarla onları donatmıştı. En iyi maaşları vermiş, en iyi evlerde yaşatmıştı. Niçin mi? Sömürgeci kâfir Batı’nın küstah ve saldırgan düşmanlığı ile yok etmek istediği ülkelerini, bağımsızlıklarını, canlarını, mallarını, namus ve şereflerini, inançlarını korusun diye!

Sömürgeci kâfir Batı ne yazık ki içimize sızmış, bizi ele geçirmiş, yöneticilerimiz ve ordularımızın şahsında İslam Ümmetinin ve bütün insanlığın ümidini yok etmek istemiştir.

Gasıp Yahudi varlığının Filistin halkına karşı yapmış olduğu katliamlar, vahşi, barbar, küstah, hukuk ve insanlık tanımaz saldırıları, gerçekte Filistin halkının şahsında Müslüman ülke ordularının ve bütün Müslüman halkların onur ve şerefine yapılmış bir saldırıdır. Yahudi varlığı Müslümanların ordularını hiçe saymış, adeta yok kabul etmiştir. Çünkü emindir. Bu saldırılar karşısında ne Türk ordusunun ne Mısır ne Ürdün ne Arabistan ne de diğer Müslüman ordularının harekete geçmeyeceğinden emindir. Orduların kışlalarında oturup kalacağından emindir. Ordularımızdan korkmamaktadır, çekinmemektedir ve ordularımızı ciddiye almamaktadır. Bu nedenle bu vahşi saldırıları yapabilmektedir.

Şayet Müslümanların yönetici ve orduları Sömürgeci kafir Batı’nın zihinlerine ve kalplerine taktığı kelepçelerden, zincirlerden ve prangalardan, inançlarına ve köklerine geri dönerek kendilerini kurtarabilirler ve bütün Müslüman halkları birleştirecek olan Hilafeti tesis ederek İslam Ümmetini eski büyük gücüne kavuşturabilirler ise:

İşte o zaman, İslam Ümmetini kurtaran büyük kahramanlar olabileceklerdir.

İşte o zaman, zalim ve vahşi sömürgeci kâfir dünya düzeninden bütün insanlığı kurtarabilecek ve onların iktidarlarına son verebileceklerdir.

İşte o zaman, yitirdiğimiz onur, şeref ve bağımsızlığımızı bizlere daha fazlasıyla geri kazandırabileceklerdir.

İşte o zaman, İslam Ümmetinin ve dahi bütün insanlığın yeniden ümidi olabileceklerdir.

İşte o zaman Filistin’i Yahudilerden temizleyebilecekler ve İslam Ümmetini gururlandırabileceklerdir.

İşte o zaman, İslam Ümmeti eğilmiş başını yerden kaldıracak ve ordularını bağrına basacaktır.

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا الَّذِينَ آَمَنُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُوا أَوْلِيَاءَ الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًا

“Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tâğût yolunda savaşırlar. O hâlde, siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır.” (Nisa 75-76)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Remzi Özer – Türkiye

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER