- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İşgalcinin Tiyatroları Bilinçli Olan Birini Aldatamaz!
Haber:
Irak’taki Güvenlik Medya Ağı, Halk Seferberlik Güçleri’nden iki liderin başkent Irak’ın doğusunda seyahat ettikleri bir aracı hedef alan bir insansız hava aracının hava bombardımanı sonucu öldürülmesinden Amerika Birleşik Devletleri ve (IŞİD’e) karşı uluslararası koalisyonu sorumlu tuttu. Medya Ağı Başkanı General Tahsin Hafaci bugün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu yeni saldırganlık, tüm anlaşmaları baltalıyor.” General Hafaci şunu da vurguladı: “Bu hedefleme açık bir saldırganlık olup Irak’ın egemenliğini ihlal etmekte ve bölgeyi tehlikeli sonuçlara sürüklemektedir.” Buna karşılık Hizbullah Tugayları da bir açıklama yaparak, Visam Muhammad Sabir’in (Ebu Bakır Saidi) Bağdat’ta Amerikan güçleri tarafından düzenlenen bombalama sonucu öldürüldüğünü vurguladı. (Şafak News)
Yorum:
Amerikan tarafının İran’ın bazı çıkarlarını ve kollarını hedef alan bu tür olaylar geçmişte de tekrarlandı ancak gerçekte bu, Amerika-İran ilişkisinin gerçekliğini ve İran’ın Amerika’nın bölgedeki etkili bir ajanı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Her ne kadar İran’ın bölgesel ağırlığı ve mezhepsel gündemleri olsa da ancak o, Amerika’nın yörüngesinde dönen, Amerika’nın nüfuzunu koruyan ve onun nüfuz alanlarındaki çıkarlarını gözeten birinden başka bir şey değildir.
Amerika zaman zaman sıradan insanları aldatan ve İran’ın güçlü ve kudretli bir düşman olduğunu gösteren tiyatrolarla İran hakkındaki şüpheleri uzaklaştırmaya devam ediyor; bu arada gerçekte iki ülke arasındaki iş birliği tamamen masa altından gerçekleşiyor. Dolayısıyla Amerika, Körfez ülkelerini tehdit edip korkutmak ve bazen de Yahudi varlığını dizginlemek ve baskı altına almak amacıyla İran’ın sahip olduğu rolünü ve gücünü abartıyor. Dolayısıyla ortaya çıkan şeyler, Amerika ile İran arasındaki ilişkinin gerçek mahiyetini ortaya koymuyor.
Nitekim Allah’ın basiretini açtığı ve olup bitenlerin farkına varıp siyasi gerçekliği iyi bir şekilde anlayanlar hariç halklar, siyasi vakıanın gerçeğinden habersiz bir şekilde sömürgecinin çizmiş olduğu şeylere göre yönlendirilmektedir. Bu nedenle ümmetin evlatlarından birçoğu için gerçek vakıalarını çarpıtan fikir selinde sürüklenmeyi engellemek amacıyla vakıada olup bitenlerin gerçekliğini açıklamak gerekir. Dolayısıyla bunun, Irak gibi bir ülkeye dışardan müdahale edilmesine ciddiyetten ve sertlikten yoksun itirazlarda bulunmaktan başka bir anlamı yoktur; bu arada Irak’ın yetkilileri, ülkenin egemenliğinin, sınırlarının ve anayasasının korunduğunu iddia ediyorlar; peki bu tehdit ve korkutmaların etkisi hani nerede?!
Kayda değerdir ki zaman zaman gündeme gelen bu olayların, ümmeti ne doyuran ne de aç bırakan tali meselelerle meşgul etmenin yanı sıra başka amaçları da vardır; bu arada evlatları, kardeşleri ve kadınları Gazze’de katledilirken onlar kıllarını dahi kıpırdatmıyorlar.
Dolayısıyla bu, Amerikan işgalinin, pusulanın kaybolmasının ve işgalci kâfirin oyunlarına aldanmayan bilinçli insanların azlığının sonuçlarından biridir.
Ey Müslümanlar: Ülkenizin hükümetlerinin ve yetkililerinin, ne kendilerinin ne de sizin işleriniz üzerinde hiçbir şeye sahip olmadıkları ve onların kendi konumlarının ve kazanımlarının peşinde soluyup duran, ümmetin meseleleri yüzünden kıl kadar sarsılmayan, bir kâfirin saldırısı veya bir işgalcinin korunan bir toprağı, bir kanı ya da bir namusu ihlal etmesi umurlarında bile olmayan aşağılık ajanlardan başka bir şey olmadıkları açığa çıktıktan sonra;
Bunlar sizde, vakıanızı değiştirme ve ümmetin omuzlarından zulmü, baskıyı ve şiddeti kaldırma arzusunu uyandırmıyor mu?!
Allah Azze ve Celle’nin bizden razı olduğu hükmü dışında kâfirlerin felaketlerinden ve düşmanların tuzaklarından kurtuluşun olmadığı hâlâ aranızda yerleşmedi mi?!
Yoksa hâlâ yöneticilerinizden ümit edilecek bir umudun kalmadığı gibi ıslah ve reform ümidi de kalmadığından emin değil misiniz?!
Hâlâ Allahu Teala’nın vaadi ve Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin yeniden tesis edilmesini gerçekleştirmek amacıyla batıl ve ehline karşı harekete geçmenin ve gerçek bir devrim yapmanın zamanı gelmedi mi?
Şayet acele edip ayağa kalkmazsanız, şüphesiz Allah insanların yardımına muhtaç değildir; şayet bunu gerçekleştirmek için inisiyatif alırsanız, bu büyük şansa nail olanlar için kurtuluş ve müjde vardır. Zira Tebâreke ve Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ * وَالَّذِينَ كَفَرُوا فَتَعْساً لَّهُمْ وَأَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı sabit kılar. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.” [Muhammed 7-8]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Zekeriya