Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Erdoğan’ın Kahire Ziyareti: Efendinin Çıkarı Gerektirdiğinde Uzlaşmak Gerekir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Erdoğan’ın Kahire Ziyareti: Efendinin Çıkarı Gerektirdiğinde Uzlaşmak Gerekir!

Haber:

İki ülke arasında yaklaşık 12 yıl süren bir kopmanın ardından gerçekleşen son Kahire ziyareti sırasında, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü bir basın toplantısı düzenledi.(Sky News Arabia 14/02/2024)

Yorum:

12 yıldır ilan edilen bir kopmanın ardından türünün ilk örneği olan ziyarette, Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları arasındaki sıcak ilişkiler yeniden ortaya çıktı; oysa iki cumhurbaşkanı ve iki ülkenin medyası arasındaki karşılıklı atışmalara rağmen fiili bir kopuş olmamıştı; zira o zamanki bu atışma, hem kendi lehine çalıştıkları efendiye hizmet etmek hem de Erdoğan’ın Mısır rejiminin zulmünden kaçan Müslüman Kardeşleri kontrol altına alması, Mısır rejimine ve onun başına olan düşmanlığı ortaya çıkmasından dolayı onların kendilerini Erdoğan’ın kucağına atlamaları ve Erdoğan’ın da bu rejime karşı içlerindeki öfkeyi dışarı atabilmeleri için onlara bir alan sağlaması amacıyla bir ortam hazırlamak içindi. Dolayısıyla bu düşmanlık, Erdoğan’a, Mısır rejiminin Amerika’nın çıkarlarına hizmet edip gözetecek, onun nüfuzunu genişletip istikrara kavuşmasına ve bölgedeki projelerinin hayata geçmesine olanak sağlayacak her şeyde çözemediği dosyalar ile ilgilenme imkanı verdi. Uzun zamandır zemini hazırlanan bu yakınlaşma ise, şu anda Amerika’nın çıkarlarına hizmet eden dosyalar üzerinde çalışmayı gerektiriyor; nitekim iki cumhurbaşkanı aralarında düzenlenen basın toplantısında bizzat bu dosyalara dikkat çektiler; bu dosyalar, Gazze ve Amerika’nın iki devletli çözüm projesiyle Filistin meselesini tasfiye etme çabasından biraz yardım ve bazı yaralı ve felaketzedelerin nakledilmesi yoluyla iki ajanın yüzünü aklamaya çalışmanın yanı sıra Gazze’deki mücahitlerin Amerikan anlaşmasını kabul etme taleplerinin çıtasını düşürmeye yönelik pazarlıklar yapmaya ve sanki efendileri savaşı bitirip meseleyi tasfiye etmeye karar vermiş gibi yeniden yapılanma ve Türk şirketlerinin savaştan sonra oranın sahalarına girip pastadan pay almaları hakkında konuşmaya kadar uzanıyor! Ardından Libya’daki durum ve İngiltere pahasına orada Amerika’nın nüfuzunu genişletmeye ve istikrara kavuşturmaya çalışmanın yanı sıra Sudan ve Somali ve şu anda giydiği tilki kıyafetiyle İslami nefsiyete sahip olanları kontrol altına almak için Erdoğan’a bölgede daha büyük bir rol vermeye çalışan Amerika’nın çıkarlarına hizmet edecek her şey için çalışmaktır; ayrıca Mısır’ın yaşadığı ve rejimin varlığını tehdit eden ekonomik sorunu, ezici krizi ve rejimin halkı kontrol altına alma ihtiyacını da unutmayalım; belki de bu yakınlaşma, oradaki Müslüman Kardeşlerle uzlaşmanın, belki de bazılarını geri döndürmenin ve zaman zaman beklenen bir sokak patlaması durumunda olası bir halk hareketini onlar aracılığıyla kontrol altına almanın bir başlangıcı da olabilir…

Sonuç olarak daha önce söylediğimiz ve tekrarladığımız gibi Sisi ile Erdoğan arasında gerçek bir düşmanlık olmamıştır. Zira Amerika’nın çıkarları gerektirdiğinde görüşüp kucaklaşmaktadırlar; tıpkı şu anda, Aksa Tufanı ve halkının başına gelenler karşısında iki rejimin ifşa olmasının yanı sıra Yahudi varlığıyla fiili ortaklık ve savaşında ona destek vermek, Filistin’deki halkımıza yönelik kuşatma ve komplo, onları Amerika’nın istediği çözüme sürükleme, ne besleyecek ne de aç bırakacak şekilde gönderilen yardımlarla kibirlenme, Gazze halkını Yahudilerin bombalamasından ve öldürmesinden korumama ve gerek kendi düşmanlarının gerekse ümmetlerinin düşmanlarının bombalamasından önce kardeşleri kuşatma altında açlıktan ölürlerken onların acılarına karşı sabırlı olmaya bile imkan vermeme gibi... mübarek topraklardaki halkımız karşısındaki utanç verici tutumlarının ardından meydana geldiği gibi!

Filistin toprakları tüm ümmetin mülkü olup onu kurtarma sorumluluğu da tüm ümmetin, daha çok da Mısır ve ordusunun üzerine düşmektedir; Filistin meselesinin tek, acil ve vacip olan çözümü, tamamı önemli olmasına rağmen yardımlar göndermek ve sahra hastaneleri kurmak değildir; aksine vacip olan tek çözüm, Batı’nın ve onun sömürgeci kurum ve kuruluşlarının çözümlerinden uzak bir şekilde mübarek topraklardaki halkımıza yardım etmek ve mutant varlığı kökünden söküp atmak için orduları harekete geçirmektir; dolayısıyla bu orduların, Filistin’in tamamını kurtarmalarına engele olan ve engel olabilecek her şeyi kökünden söküp atmaları gerekir; bu engellerin ilki ise, başta Mısır rejimi olmak üzere bu zararlı rejimlerdir. Şöyle söyleyen kişi ne kadar da doğru söylemiştir; Filistin’in kurtuluşu, Kahire’nin kurtuluşuyla başlar. Allah’tan, İslam topraklarını kurtarmak ve her yerdeki Müslümanlara yardım etmek amacıyla harekete geçmesi için Kahire’yi ve ordusunu kurtarmasını niyaz ediyoruz. Allahu Tela şöyle buyurmuştur: وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُولَـئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقّاً لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ İman edip de Allah yolunda hicret ve cihat edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.” [Enfal 74]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER