- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Batılı Süslü Göstermek Hakka Ulaştırmaz!
Haber:
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye hükümetinin kalıcı fiyat istikrarının sağlanmasına verdiği öneme dikkat çekerek, enflasyonu düşürmek için kararlılıkla mücadele edileceğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu da “2024-2028 Türkiye’nin Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisini” açıkladı. (El Cezire Net)
Yorum:
Bu açıklamanın türü ve zamanlamasını incelediğimizde, bunun bir medya tüketimi ve halkın desteğini kazanma çabası olduğunu görüyoruz; bu ise, bu günlerde olduğu gibi özellikle seçim zamanlarında hükümetin halkın desteğine ihtiyaç duyduğu her durumda tekrarlanmaktadır. Hükümet, bunu gerçekleştirmeye yönelik destek alabilmek için büyük bir çaba gerektiren anayasa değişikliğinin telleriyle oynamaya başladı.
Türkiye hükümetinin oynadığı en önemli dosya, Türklerin geçim meselesi olup ihtiyacı olanı alır almaz oyunun iplerini terk ederek Türkiye ekonomisini ve para birimini yeniden çökerttiğini görmekteyiz; bunun nedeni ise krize çözmeye yönelik köklü bir planının geliştirilmemesidir ve bunun çok zor olacağı da kesindir; çünkü Türkiye’nin ekonomisindeki abesliğin eski olması ve giderek kötüleşmesi, onun düğümlerini çözmeyi çok zor hususlardan biri haline getiriyor. Hatta yamalı reform planları devam ederse, imkânsız bir hale de gelebilir.
Bizler bu hükümetin yetersiz olduğunu ve bugünkü gerçekliği tersine çevirebilecek gerçek bir arzusunun ve yürütme organının olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla bugünkü Türkiye’nin gerçekliği şudur; birileri ülkeyi kalkındırmak için borç aldı ama ne yazık ki bu kredileri ödemek için ülkeyi satmak zorunda kaldı!
Zaman zaman açıklanan ekonomik planlar, insanların gerçek işlerini gözetmek pahasına hem zaman kazanmaya hem de siyasi mücadeleyi kazanmaya yöneliktir; zira hükümet ne bugün ne dün ne de yarın tebaasının işleriyle ilgilenmedi ve ilgilenmeyecek, aksine daima onun, gerçek köklü reformları değil insanlar ve cepleri pahasına olan çözümleri vardır.
Bizzat sorulması gereken soru şudur: Türkiye sokağının, şu an kendisi için bir kurtuluşun olmadığı ekonomik duruma ve bu çözüm bulma yoluna daha ne zamana kadar sabredecek olmasıdır?
İşlerin gözetilmesi, başarılı bir eylem planı ve karar alma gücüne sahip olan bir yürütme organı olmadan soru çözmek için hükümetin çalışması hakkında aldatıcı reklamlar yapılmasını gerektirmiyor; aksine bundan daha da önemlisi aslında onun, kesinlikle Türkiye halkının işlerinin gözetilmesiyle ilgilenmemesi ve tek kaygısının mümkün olan en büyük kazancı elde etmek ve ülkenin siyasi kararını kontrol etmek olmasıdır.
Kalıcı ve kesin çözüm, yabancının pençesinden ve tahakkümünden çıkmak, ülkeyi karar verici bir konuma getirmek ve hükümetin, ülkenin işlerini gözetme konusunda muhlis, muktedir ve istekli olmasıdır; ancak böyle bir liderliğin olması halinde egemenliğe doğru ilerlemiş olursunuz.
Müslümanlar olarak bizler, her şeye hakim olan ve bizim için çağdaş ekonomik krizlerden hali, bünyesinde istikrarı barındıran ve dalgalanmanın olmadığı gelişmiş bir ekonomi koyan bu insanlığın yaratıcısı tarafından insanlığa hizmet etmek için konulmuş bir kaynaya sahipken neden hep çözümleri Batı’nın bataklıklarında arıyoruz?!
Ey Türkiye’deki Müslümanlar: Bu aşamada acısını çektiğiniz her şey, Allah’ın şeriatını uygulamaktan uzaklaşmaktan ve size uygun olmayan ve sizin de kendisiyle uyum sağlayamayacağınız kanunlara doğru sürüklenmekten kaynaklanmaktadır. Bu nedenle özgürler olun ve sadece Allah’a ibadet edin; bu da ancak bizi koruyacak ve onurlandıracak bir İslam Devleti ile mümkün olabilir. İşte Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’nin kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için gece gündüz çalışmaktadır; o halde bizi Allah’ın şeriatı ile yönetmesi ve dünyadaki bütün Müslümanların üzerine tatbik etmesi için onunla birlikte olun.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّاللّهَلاَيُغَيِّرُمَابِقَوْمٍحَتَّىيُغَيِّرُواْمَابِأَنْفُسِهِمْ“Şüphesiz ki bir kavim, kendini nefsini değiştirmedikçe; Allah da onları değiştirmez.” [Rad 11]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dareyn Eş-Şanti