- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Bizi İşlerimizle Kendi Halimize Bırakırsanız Çok İyi Olacak, Siz Kendiniz İçin Endişelenin!
Haber:
İnsani İşlerden Sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, 16 milyondan fazla Suriyelinin her zamankinden daha fazla insani yardıma ihtiyaç duyduğunu belirterek, Suriye’de insani ihtiyaçların artmaya devam etmesiyle birlikte yardım için fon sağlanamamasından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Yorum:
Kâfir Batı’nın Osmanlı Hilafetini yıkmasından bu yana Müslümanlar, ülkeleri maddi açıdan zengin ve bol miktarda servetlere sahip olmasına rağmen kendi ülkelerinde ücretli olarak çalışıyorlar. Suriye’nin hali de diğer ülkelerin hali gibi sayılır; zira onların başına, insanları çok çalıştıran ve servetleri de suçlu ülkelere aktaran ceberrut yöneticiler musallat olmuştur!
Devrim başlamadan önce mevcut bir fikir vardı ve onu anlaşılır hale getirmek için bir çalışma yapılıyordu ki dikkat edin o, petrolün askeri kurumu desteklemek için gitmesiydi ancak bu anlayış gerçekleşmedi. Tam tersine kulislerde servetlerin çalındığı ve rejime mensup kişilerin milyarlarca Dolarını yabancı bankalara yatırdıkları fısıltıları dolaşmaya başladı; nitekim devrim patlak verdi ve mesele tamamen açıklığa kavuştu. Devrimin başlangıcında, özellikle devrime katılanların çoğunun rejimin çalışanlarından olması nedeniyle insanlardan birçok kaynaklar kesildi ancak bizim gördüğümüz şey, toplumsal işbirliği durumunun, ülkeleri korkutan bir denge meydana getirmesiydi; zira insanlar birbirlerine para harcamaya başladılar, hatta devrime para harcamak için evlerini ve mücevherlerini satan insanlar bile oldu. Bu durumun devrim üzerinde önemli bir etkisi oldu; zira devrim bir aşamadan birtakım başarıların gerçekleştiği diğer aşamaya geçti ve aşamalar birbirini takip etti. Nitekim ülkeler bundan hoşlanmadı; bu yüzden uluslararası yardımlar dedikleri şey de dahil olmak üzere zehirlerini her düzeyde yaymaya başladılar. Zira bu yardımlar, insanların arasını ayıran, ayrılıklar ortaya çıkaran ve devrimin ortaya çıkardığı işbirliği fikrini baltalayan eylemlerden biridir. Nitekim ülkelerin devrimi kırmaya yönelik birçok ve çeşitli planları olmuştur ve bunlardan biri de yardımlar sağlamaktır. Dolayısıyla onlar, pek de masum olmadığı gibi kötü niyetli olan bu eylemle, devrimi kendi kolları arasına almak istediler ki böylece devrimi sonlandırabilmek için onu istedikleri şekilde kontrol edebilsinler.
Geçtiğimiz yıllarda yardım fikri ortaya atıldığından bu yana bu fikrin devrim ve devrimciler açısından ne kadar tehlikeli ve olumsuz olduğu ortaya çıktığı gibi bunun benimsenen yöntemler arasında yer aldığı da açığa çıkmıştır; zira Birleşmiş Milletlerin, devrimin getirmiş olduğu yükten sonra rejimi koruma ve onun kendi ayakları üzerinde durmasını sağlama konusunda fazla uzun eli kolu vardır.
Yalan söylediğiniz ve insani dediğiniz yardımlarınızın hedefleri bizim için açığa çıktığı gibi devrimi bitirmek ve onu rejime teslim etmek için tüm kurum ve imkanlarınızla nasıl çalıştığınız da bizim için açığa çıkmıştır; bunun en büyük kanıtı ise deprem sırasında ağızlarınızdan dökülen sözlerdir; zira yardımlarınızı mağdur olan insanlara iletmek için rejimden izin almanız gerektiği ve ondan izin alıncaya kadar yardımları aktaramayacağınızı söylemeniz sizin hakikatinizi ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde Maarat Al-Naasan geçişi ve diğerlerinden, konvoylarınızın rejim kanalıyla ve onun onayıyla geçmesi de sizin rolünüzü net bir şekilde ortaya çıkarmıştır.
Bugün bizler devrim konusunda çok önemli bir aşamadan geçiyoruz; zira rotayı düzeltmeyi hedefleyen hareket, sabit adımlarla ilerliyor; evet, kendilerini aktivist, medyacı, düşünür ve benzerleri olarak adlandıran kimselerin çarpıtmaları var; evet ilgili kurum liderliğinin yürüttüğü maddi çalışmalar da var; ancak Allah’a hamd olsun hareket her geçen gün ivme kazanıyor, hedefleri insanların gözünde netleşiyor ve dalgaya tırmanan veya binen herkes her gün düşüyor. Nitekim hareketin en belirgin hedeflerinden biri de, devrimin eski seyrine geri dönmesi, yani bu toplumsal işbirliğinin, yardımlaşmanın, çabanın ve fedakarlığın geri dönmesidir. Bu da vandal ülkelerin ellerinin ve onların kötü niyetli yardımlarının kesilmesi anlamına geliyor. Bizler devrim noktasında iyi bir durumdayız, kendi ayaklarımız üzerinde duruyoruz, köklerimiz toprağın derinlerinde, hareketimizin yakıtı tarihsel derinliğimizdir, akidemiz bizim motorumuzdur ve Allah yakın bir kurtuluşa izin verene kadar yolumuza devam edeceğiz. Bu yüzden ulaşacağınız şeyler hakkındaki endişelerinizi kendinize bırakın. Zira hedefin eşiğindeyiz ve yakında bizim gördüğümüzü sizler de göreceksiniz. O halde endişelerinizi kendinize saklayın; zira zulmedenler hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della (Ebu Munzir) - Suriye