- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
İstikrar Çerçevesinde Bir Sömürge Mirası Sykes-Picot! Ve Ümmetin Gerçek Vahdetine Giden Yol
Haber:
Arab News şu başlıklı bir makale yayınladı: Neden bazı Araplar artık Sykes-Picot Anlaşmasını bir çözüm olarak görüyor?
Makalede 1916 yılında İngiltere ile Fransa arasında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması'nın tarihsel etkisi ele alınmaktadır.Bu anlaşma Osmanlı Hilafetini bölmüş ve bugün bildiğimiz Ortadoğu sınırlarının temelini atmıştır. Makale, bu anlaşmanın bölgeyi bölmüş olsa da bölgedeki mevcut kaos ve istikrarsızlıkla karşılaştırıldığında belki de “en az kötü” senaryo olduğunu iddia ediyor. Makale, sorunlu sömürgeci kökenlerine rağmen bu bölünmenin muayyen bir istikrar şekli getirdiğine dikkat çekiyor.Bu bağlamda mevcut çatışma ve parçalanmanın gölgesinde anlaşma neredeyse bir tür hasar kontrolü olarak sunuluyor.
Yorum:
Sykes-Picot Anlaşması ve Orta Doğu’ya yönelik sömürgeci bölünmesi, iki ayrı olay değildir, aksine hâlâ bugün de devam eden daha geniş sömürge projesinin bir parçasıdır.Bu projenin özelliği, kamuoyunu manipüle etmek ve özellikle de saptırma ve aldatma yoluyla İslam beldelerindeki insanların düşüncelerini şekillendirmektir.
Makalenin Sykes-Picot Anlaşması ve ardından İslam beldelerinin bölünmesinin “en az kötü senaryo” olduğu yönündeki önerisi doğrudan bu sömürgeci anlatıya uymaktadır. Bu ise, sömürgeci projeyi meşrulaştırmanın ve herhangi bir değişim veya direnişin daha fazla kaos ve bölünmeye yol açacağını ima ederek onun kabulünü pekiştirmenin ince bir yoludur. Bu zihniyet olumsuzluğu pekiştirerek insanları daha fazla istikrarsızlık korkusuyla mevcut sistemi korumaya teşvik etmektedir.
Bu tür bir manipülasyon, ABD tarafından Filistin için önerilen iki devletli çözümle ilgili taktiklere benzemektedir. Yahudiler başlangıçta toprakların büyük bir kısmını gasp etmiş olup sadece küçük bir bölümünü “iade ederek” Müslümanların bunu “iyi bir anlaşma” ve işgal için bir çözüm olarak kabul etmesi gerekiyor! Benzer şekilde Sykes-Picot Anlaşması da şu anda makul bir çözüm olarak sunulmakta ve böylece sömürgeci Batı’nın projesi meşrulaştırılmaktadır. Bu manipülatif taktik, herhangi bir değişikliğin kaçınılmaz olarak daha fazla kaosa yol açacağına inanan insanların sömürgecinin mirasına direnmek yerine onu kabullenmelerine yol açmaktadır.
Üstelik bu manipülasyon ümmeti derinden etkilemektedir. Sömürgeci güçler tarafından sunulan ulus-devlet yapısının kabul edilmesi, Müslüman ülkelerin zayıflamasına, bölünmesine ve aşağılanmasına yol açmıştır. Gerçekte asıl sorun, bu ulus-devlet mefhumudur; çünkü o, ümmetin birliğini zayıflatmış ve Müslüman ülkeleri artık birliği ve güçlü bir kimliği paylaşmayan izole olmuş varlıklara dönüştürmüştür.Bu durum da Müslümanların bölünmüş, zayıf ve dış güçlere boyun eğer bir hale gelmesine yol açmıştır.
Gerçek çözüm, bizzat ümmetin tefekkür etmesinde ve İslam’ın sunduğu yüce ve güçlü fikirleri anlayıp uygulamasında yatmaktadır. Zira İslam; birlik, güç ve adalet vizyonu sunmaktadır. İşte bu ilkeleri benimsemek yoluyla ümmet, manipülasyondan kurtulabilir ve enerjisini kolektif ilerlemeye doğru yönlendirebilir.Tüm İslam beldeleri için nihai çözüm, sömürgeci Batılı politikaların dikte ettiği ve dayattığı şekilde değil, İslam’ın emrettiği şekilde tek bir devlet ve tek bir Halife altında birleşmektir. İşte sadece Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurarak elde edilen vahdet yoluyla ümmet, gücünü yeniden kazanabilir, sömürgeci manipülasyona daha fazla direnebilir ve jeopolitik arenada gerçek yerini alabilir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Okay Pala