Cuma, 29 Rebiu’s Sânî 1446 | 2024/11/01
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
17000 Şehit Çocuk!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

17000 Şehit Çocuk!

Haber:

Yahudi varlığının liderleri, bubi tuzaklı telsizlerin patlatılmasıyla başlayan ve daha sonra yoğun ve ölümcül hava saldırılarına dönüşen Hizbullah'a yönelik saldırının ilerlemesinden dolayı sevinç duyuyorlar. Ordu bakanı Yoav Galant şunları söyledi: “Bugün bir şaheserdi, kuruluşundan bu yana Hizbullah için en kötü haftaydı ve sonuçları kendisinden bahsettiriyor.” (BBC)

Yorum:

23 Eylül Pazartesi gününden bu yana Lübnan’da, iletişim cihazlarının infilak etmesi ve ardından gelen yoğun saldırılar, 500’den fazla kişinin ölümüne yol açtı.Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre ölü ve yaralılar arasında kadınlar, çocuklar ve sağlık görevlileri de bulunuyor.Lübnan’daki İran Partisi, 1975-1990 yılları arasındaki iç savaş sırasında güney Lübnan’ın Yahudi varlığı tarafından işgal edilmesinin ardından 1980'lerde ortaya çıkan silahlı bir gruptur.Geçmişte Filistin’deki Hamas’ın, şerir güçler hakkında parlak manşetler ve ateşli tartışma programlarını gördük ki biraz daha geriye gidersek Afgan Taliban’ı hakkında da benzer görüşler göreceğiz. Diğer gruplar gibi İran partisi de ulus-devletlerin kurulmasından sonra esas olarak hakim olan zulme bir tepki olarak kurulmuştur. Bu nedenle temel olan milliyetçilikti ancak iman ve İslami isimlerle ilişkilendirilen damgalama, parlayan bir ışık gibi yansıtıldı; bu da İslam düşmanları için bir yok olma korkusu yarattı. Zira bu, sanki küfrü yakıp yok edecek bir ateş gibi yayılıyor gibi göründüğü ve Müslümanlar için de sanki onlara nihai hedefleri olan İslam Devleti’nin kurulmasına giden yolu gösterecek bir ışık gibi göründü.

Müslümanlar olarak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sireti bizim yaşam biçimimizdir. O’nun sireti bize, çocuklar ve kadınlar için kalkan olmamızı öğretmektedir. Bu nedenle dersimizi almalı ve O’nun savaşlarının hedeflerini, nedenlerini, stratejilerini ve taktiklerini öğrenmeliyiz.Geçtiğimiz on ay içinde 17.000 küçük çocuk öldürüldü.Bu ise rapor edilen ölüm vakalarının yanı sıra enkaz altında kaybolanlara dayanan tahmini bir istatistiktir. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: الَّذِينَ آمَنُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُواْ أَوْلِيَاء الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًاİman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” [Nisa 76]

Hilafetin yıkılmasından hemen önce, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar onu yıkılmaktan kurtarmak için çeşitli hareketler başlattılar ve tüm bu hareketlerin kurulmasının ardındaki dürtü, bu ümmetin kalkanını yıkılmaktan kurtarmaktı. Çeçenistan’dan İmam Şamir ve Muhammed İbn Ali el-Senusi, Libya’dan Ömer Muhtar ve Seyyid Ahmed Şehid Barelvi, Müslümanların kendilerine güvendikleri kişilerden cesaret örneklerine ihtiyaç duydukları gerçeğini idrak ederek özgürlük savaşçıları haline gelen alimlerden birkaç örnektir.Sömürgeciler bugüne kadar bu ve diğerlerinin isimlerini çarpıtmaya güç yetiremediler; çünkü onlar Hilafeti kurtarmak için savaşan ortak bir platformda durdular.

Müslüman ülkeler bölünüp dağıldıktan sonra, onlara milliyetçilik denen yasak meyveyi verdiler ve böylece daha fazla parçalanma gerçekleşti. Her kim bir şeyin yanında durursa, onun tümünü talep etmesi imkansızdır. Nitekim Hilafetin kaldırılmasından sonra milyonlarca Müslüman hayatını kaybetti, devletler kuruldu ve ardından umursamaz sömürgeci güçler tarafından yıkıldı. Bunun üzerine devrimci fikirler alınıp İslam’ın hükümleriyle karıştırıldı, direniş grupları ayağa kalktı ve tüm güçleriyle savaştılar; bu arada diğer gruplar gözlemlerini kaydedip haberlerini yayınladılar ve gözlemlerine ulaşamayacaklarını düşündüler ve imanın düşmanla kendi aralarında duran bir duvar olduğunu unutarak düşmanla dost olmaya çalıştılar ve hâlâ da çalışıyorlar. Allahu Teala şöyle buyurmuştur:وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعاً وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَاناً وَكُنتُم عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعلَّكُمْ تَهْتَدُونَHep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” [Al-i İmran 103]

Bu dönemde Müslümanların seslerini yükseltmeleri ve Müslüman askerlere çağrıda bulunmaları gerekir. Şayet sufî alimler ata binebiliyor ve zamanın gerektirdiği şekilde savaşabiliyorlarsa, o halde bu ümmetin, askeri üniforma giyen eğitimli genç evlatlarının ne eksiği var? Allah’ın safında duran bir adam, ayaklarının yere sağlam bastığını görecektir. Dolayısıyla bu kişi, hayatının hedefini idrak edecek ve amel etmek için bir yol bulacaktır. İşte sen o adamsın, sen o evlatsın, sen Allah’ın kulusun ve sen ümmetin gözlerinin üzerine çevrildiği kişisin. O halde ayağa kalk, sağlam dur ve Nübüvvet Minhacı üzere Hilafete davet et. Müslüman ordularından, düşmanlarla savaşmalarını ve feryadı figan eden annelere yardım etmelerini talep et.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER