- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Aklı Başında Olan Biri, Uluslararası Adalet Divanı’ndan İyi Bir Şey Umar Mı?!
Haber:
Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa’nın ofisinden Pazartesi günü yapılan açıklamada, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) Gazze Şeridi'nde işgalciler tarafından soykırım yapıldığına dair yeni kanıtlar sunduğu belirtildi.Cumhurbaşkanlığı, belgenin “işgal hükümetinin soykırımı engelleyen sözleşmeyi nasıl ihlal ettiğini gösteren kanıtlar içerdiğini” kaydetti.
Güney Afrikalı diplomatik bir kaynak Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada ülkesinin “İsrail’in” Filistin’de soykırım yaptığı iddiasını kanıtlamak için ek olgular, kanıtlar ve argümanlar içeren ayrıntılı bir muhtıra sunacağını” belirtti.Aynı kaynağa göre, muhtıra verildikten sonra davalı tarafın gelecek yıl 28 temmuza kadar karşı bir muhtıra sunması gerekiyor (El-Arabi El-Cedid, 28/10/2024)
Yorum:
Aklı başında olan biri, Uluslararası Adalet Divanı’ndan iyi bir şey umar mı?!
Gazze’deki vahşi savaşın üzerinden bir yıl geçti ve her geçen gün şehit ve yaralıların sayısı artıyor, ara sıra sayıları hesaplayan ve trajedinin boyutunu yansıtan raporlar yayınlanıyor!
Yahudilerin baskınları sonucunda sadece son iki günde 96’dan fazla kişi şehit oldu ve 277’den fazla kişi de yaralandı; peki Uluslararası Mahkeme’nin üyeleri başka bir gezegende mi yaşıyorlar acaba?! Yoksa gerçeklere gözlerini kapamışlar da davaya karar verebilmek için işgalin aylar sonra sunacağı karşı muhtırayı mı bekliyorlar?!
Güney Afrika muhtırasını ilk sunduğunda, Uluslararası Adalet Divanı’nın Gazze’deki savaşın durdurulması emrini vermek dışında işgale karşı acil önlemler aldığı iddia edilmişti!
Daha sonra aralarında Türkiye, Nikaragua, Filistin, İspanya, Meksika, Libya ve Kolombiya’nın da bulunduğu çok sayıda ülke davaya katıldı. Geçen 26 mayısta Uluslararası Adalet Divanı, Yahudi varlığının Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah şehrine yönelik saldırısını durdurmasını emretmişti; bu ise mahkeme heyetinin kuşatma altındaki bölgede şehit sayısını azaltmak ve insanların çektiği acıyı hafifletmek amacıyla üçüncü kez verdiği ön emirdi.
Peki işgalci bu emirlere uydu mu yoksa bunları sırtının arkasına atarak bu uluslararası anlaşmaları ve yasaları kan, vücut parçaları ve patlayıcı tozlarla çiğnedi mi?!
Mahkeme işgalci Yahudi varlığını kınayan başka kararlar alsa bile ne değişecek ki?!Aksine Gazze’deki kardeşlerimizin yaşamış oldukları felaket durum,aylarca süren öldürme, bombalama ve yakma olaylarından sonra mahkemenin ne karar vereceği konusunda bir beklenti içine girmeye izin veriyor mu?!
Uluslararası Adalet Divanı hiçbir zaman ismiyle müsemma olmadı; zira o, başlangıcından bu yana ne adaleti sağladı ne de adaletsizliği caydırdı. Çünkü onun Suriye’ye ilişkin kararları bize hiç de uzak değildir ve liste bu şekilde uzayıp gidiyor; peki savaşı durdurma emri vermeyi bile reddetmişken Gazze’de yaşananlara bir son vermesi için ona başvurmak mantıklı mı?!
Artık herkesin uluslararası kuruluşların rolünü, onların suç ortaklıklarını ve hakları iade etmek bir yana mazlumları desteklemekteki acziyetlerini fark etmesinin ve çabalarını bu kuruluşlara yalvarmakla harcamamasının zamanı gelmiştir;şayet canlıya seslenmiş olsaydın seni işitirdi, ama senin seslendiğin kişi de hayat yok!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Minnet Tahir – Tunus