- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Soykırım Savaşının Gölgesinde… Yahudi Varlığına Ait Bir Savaş Gemisi Süveyş Kanalı’ndan Geçti!
Haber:
Yahudi varlığına ait bir "Sa’ar 5" tipi savaş gemisi Süveyş Kanalı’ndan geçti; yaklaşık bir yıl önce de yani Kasım 2023'ün başlarında diğer savaş gemileriyle birlikte, Husilerin tırmanışına ve Yahudi varlığındaki şehir ve limanlara yönelik saldırılarına karşı koymak üzere Kızıldeniz’e doğru hareket etmişti.Komşu Gazze Şeridi’nin sürekli Yahudi saldırısına maruz kaldığı bir zamanda bu geminin geçişi, aktivistlerin savaş gemisinin Süveyş Kanalı’ndan geçtiğine dair video ve fotoğrafları yaymasının ardından sosyal medyada tartışmalara ve geniş bir etkileşime yol açtı.Süveyş Kanalı Yönetim Otoritesi ise geminin geçişini, Mısır makamlarının, kanalda barış ya da savaş halinde denizcilik özgürlüğünü garanti eden Konstantinopolis Anlaşması’nı uygulama taahhüdünün bir parçası olarak gerçekleştirdiğini gerekçe gösterdi.Mısır, ister ticari ister askeri gemiler olsun, kanaldan geçiş yapan gemiler için, geminin uyruğuna bakılmaksızın denizcilik özgürlüğünü garanti altına alan uluslararası sözleşmeleri uygulama konusunda kararlıdır; bu ise kanalın dünyadaki en önemli deniz yolu statüsünün korunmasının temel garantisini oluşturan Konstantinopolis Anlaşması’nın maddeleriyle uyumludur. (El-Arabi)
Yorum:
Sisi’nin genel olarak Filistin halkına, özel olarak da Gazze halkına yönelik ihanet ve komploları Aksa Tufanı operasyonu öncesinde ve sonrasında açıkça görülmektedir; zira o, Gazze Şeridi’ni kuşatma altına aldığı, Refah sınır kapısını kapattığı, tünelleri yıktığı ve Gazze Şeridi sınırı boyunca duvarlar ve tampon bölgeler inşa ettiği gibi onun rejimi de Yahudi varlığının Gazze’ye karşı başlattığı savaşlarda hain bir arabulucu rolü oynamış ve oynamaya da devam etmektedir. Bugün de, Yahudi varlığının Gazze halkına karşı işlediği soykırım savaşı ve katliamlarının gölgesinde, Gazze halkı üzerindeki baskısını arttırmış, yapay sınırları onların yüzlerine kapatmış, ilaç ve gıda girişini engellemiş ve Yahudi varlığının izin verdiği kişiler dışında, başta hasta ve yaralılar olmak üzere hiçbirinin Gazze’ye giriş ve çıkışına izin vermemiştir. Bakın işte bugün de hiç utanmadan, kıyamet gününde her bir hainin ve yüzüstü bırakanların hasmı olacak kadınları ve çocukları öldürmek için Yahudi varlığının bayrağını ve silah taşıyan gemisinin geçişine izin veriyor.
Mısır rejiminin, bu geminin geçişine izin vermesine, uluslararası anlaşmalara bağlı kaldıklarını gerekçe göstermesi ise özrü kabahatinden daha büyüktür. Peki itaat etmeye daha layık olan uluslararası anlaşmalar mı yoksa Allah ve Rasulü’nün emirleri midir?! Yahudi varlığı Gazze'ye yönelik savaşında bu anlaşmaları ve tüm kırmızı çizgileri sırtının arkasına atıp ihlal etmişken hangi uluslararası yasa ve anlaşmalardan bahsediyorsunuz?! Zira Yahudi varlığı, kadınları ve çocukları öldürdü, hastaneleri, okulları, üniversiteleri, camileri, sığınakları, gazetecileri, sağlık görevlilerini, sağlık personelini ve sivil savunma ekiplerini hedef aldı; bunun ardından hâlâ efendilerinizin emri doğrultusunda uluslararası anlaşmalara sarıldığınız gibi tüm bu suçlardan, hatta Yahudiler Refah geçişini ve Philadelphia (Selahaddin) eksenini kontrol ederek uluslararası şartları ihlal ettikten sonra bile Yahudi varlığıyla yapılan hain Camp David Anlaşması’na sarılıyorsunuz!
Kinane Mısır halkının ve ordusunun görevi, bu suçlu ve ajan rejimi ayaklarının altına almak, sınırları açmak ve Gazze’deki kardeşlerinin yardımına koşmaktır; aslında alimlerin de, İzz bin Abdüsselam’ın yaptığı gibi başınızda ve önünüzde olması ve size öncülük etmesidir. Din kardeşliği ve komşuluk hakkı konusunda size emredilen şey işte budur. Zira Celle ve Âla şöyle buyurmuştur:وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيّاً وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيراً“Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” [Nisa 75] Ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurmuştur:مَا مِنْ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلَّا خَذَلَهُ اللهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنْ امْرِئٍ يَنْصُرُ مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلَّا نَصَرَهُ اللهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ نُصْرَتَهُ“Her kim bir Müslümanı saygınlığının kaybolması, şerefinin elden gitmesi söz konusu olan bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini çok arzu ettiği bir yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümana şerefinin elden gitmesi ve saygınlığının yitirilmesi söz konusu olan bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini çok arzu ettiği bir yerde yardım eder.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beraa Munasıra