- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ey Suriye’deki Müslümanlar: Akabe Kararları Size Sıkıntıdan Başka Bir Şey Getirmeyecektir!
Haber:
Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Lübnan, BAE, Katar ve Bahreyn dışişleri bakanları ile Arap Ligi Genel Sekreteri Ahmed Ebul Geyt Cumartesi günü Ürdün’ün Akabe kentinde bir araya gelerek şu çağrıda bulundukları bir sonuç bildirisi yayınladılar: “Suriyelilerin mutabakatıyla kapsayıcı bir geçiş dönemi yönetim organının oluşturulması ve geçiş sürecini desteklemek üzere Suriye'ye yardımcı olacak bir BM misyonu kurulması için çalışmalara başlanması, “İsrail’in” Suriye ile tampon bölgeye ve Cebel-i Şeyh’teki bir dizi komşu bölgeye saldırısının kınanması.”
Ayrıca geçiş aşamasından, BM gözetiminde, Suriyeliler tarafından onaylanan yeni bir anayasa temelinde ve kararda benimsenen mekanizmalara göre belirli zaman çizelgeleri içerisinde yapılacak özgür ve adil seçimler yoluyla, Suriye halkının tüm bileşenlerinin özlemlerini karşılayan yeni bir siyasi sisteme geçiş için 2254 sayılı kararda belirtilen adımların uygulanması çağrısında bulundu.
Yorum:
Akabe toplantısının kararları şu iki hususun dışına çıkmamaktadır; birincisi, sivillerin korunması ve arzu edilen değişimin başarısı bahanesiyle Suriye'nin uluslararası koruma altına alınması gerektiği çağrısıdır. Şimdi burada doğrudan soruyoruz; hapishaneleri her türlü işkenceye maruz kalan masum kadın, erkek ve çocuklarla dolu olan tiran Beşar zamanında binlerce sivilin korunması hani nerede?! peki o zaman da bu aynı uluslararası koruma altında değiller miydi?!
İkinci hususa gelince; devrimcilere, ülkeyi demokrasi, laiklik ve hatta sivil bir devletle yönetmeniz koşuluyla Amerika'nın ve tüm Arap ülkelerinin sizinle birlikte olduğuna ve sizi desteklediğine dair güvence vermek; ancak İslam’ın hakimiyetine ve Rayelerin ve Livaların dalgalandırılmasına bin bir kere hayır!
Akabe toplantısının sonuçları, kafir Batı’nın Müslüman ülkeler üzerindeki hegemonyasını ve bu ülkelerin güvenlik ve emniyetine müdahalesini beraberinde getirirken bu hain yöneticiler, Amerika’nın bölgedeki sömürgeci hakimiyetini ve kontrolünü sağlamak için canla başla çalıştıklarını kanıtlamıştır.
ABD ve onunla birlikte hareket edenler, aldıkları kararların devrimin, durumların kendi elinden kayıp gitmesini önlemek için aktif bir şekilde çalışan Amerika'nın çıkarlarına aykırı bir yöne gitmeyeceğinin garantisi olduğunu düşünüyorlar. Ancak Allah Şam ve halkına kefil olmuştur; zira onların, her bir taraftan zalimlerle kuşatılmış olmalarına rağmen bu zor yıllar boyunca gösterdikleri kararlılık ve metanet ile Şam tiranına karşı galip gelmeleri, bizim için genel olarak bir hayrı müjdelemektedir.
Bakın işte onlar, Şam ve halkını, özgürleştikten sonra taviz vermeye, diz çökmeye, pazarlık yapmaya ve boyun eğmeye davet ediyorlar; biz de onlara diyoruz ki:
Ey Şam'daki halkımız; sabırlı olun, sevinin
Sakın aldanmayın, diz çökmeyin ve kırılmayın
Vahşiler despotlaştıkça ulumaları da arttı
Ve hepsi de sizleri beş baraya sattılar ve satın aldılar
Bu, Rabbiniz tarafından verilmiş bir kefalettir
Onlar sizi ne kadar hüsrana uğratmak isteseler de siz galip geleceksiniz
Vallahi bizler, Şam'daki devrimin sonuçlarından dolayı sevinçliyiz; zira Allah'ın izniyle Şam beldesi, Hak sancağını teslim almak, onu göklerde dalgalandırmak ve Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti'ni yeniden ilan etmek için yetkili kılınmış olan bir beldedir; işte o zaman İslam, Allah’ın gücü ve kudreti sayesinde merkezine geri dönecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Rana Mustafa