Haber-Yorum

Modern Devletin Göç Ettirdiği Beyinleri Hilafet Devleti Kucaklayacaktır!

Haber:

Ulusal Doktorlar Dekanlığı Konseyi Genel Sekreteri Dr. Nizar Azari, geçen yıl Tunus’tan ayrılan doktor sayısının 1.450 civarında olduğunu söylerken, Tunus’taki Mühendisler Dekanı Kemal Sahnun, her yıl Tunus’tan ayrılan ortalama mühendis sayısının 6.500 olduğunu söylüyor. (El Cezire Tunus)

Yorum:

Gençler, ülkelerin inşası ve kalkınması için çalışan en önemli gruplardan biridir; dolayısıyla onlar, kendilerinden vazgeçilmesi imkansız olan omurga kemikleridir. Bu mefhum, yani gençler, esas olarak güç, canlılık, enerji, dayanıklılık ve üretme yeteneği ile temsil edilen özellikleri ifade etmektedir; bu nedenle onların enerjilerini çekmek ve istihdam etmek acil bir öncelik olması gerekir ki bu, bir bütün olarak gençler grubundan bahsederken böyledir; peki ya doktorlar, mühendisler ve beyinlerden bahsederken nasıl olacak acaba?!

Bu genç beyinleri göçe iten faktörler çok ve çeşitli olup bunların çoğu, bilimsel laboratuvarların yokluğu, şayet var olsalar bile, özellikle hastanelerde, enstitülerde ve okullarda çalışmak için asgari gerekliliklerden yoksun olan işlerin azlığı ve düşük ücretler de dahil olmak üzere modern devletin ifrazatlarıdır...Ancak tarihi iyi okuyanlar ve Haçlı Batı’nın İslam ümmetine karşı nefretini ve hak olan İslam ile batıl arasındaki ezeli mücadelenin gerçekliğini görenler, Müslümanların Batı ülkelerine beyin göçünün arkasındaki temel nedenin, Müslüman ülkeleri cehalet ve geri kalmışlık içinde bırakmak, dolayısıyla sömürgeci kafir Batı’ya mutlak bağımlılıklarını sağlamak ve böylece onları hiçbir şey üretmeyen tüketici ülkeler olarak bırakmak için gece planlanmış bir şey olduğu sonucuna varacaklardır.Belki de yukarıda bahsettiklerimizin en büyük kanıtı, 1905-1907 yılları arasında İngiltere'de o dönemin en büyük sömürgeci ülkelerinin katılımıyla düzenlenen Campbell-Bannerman Konferansı'ndan çıkan ve sonuçları Müslüman ülkelere uygulanan en tehlikeli belge olarak kabul edilen bir belgedir; bu sonuçlardan bazıları, Atlas Okyanusu’ndan Arap Yarımadası’na kadar olan Arap bölgesinin halklarını, bu ülkeleri destekten, bilim ve teknik bilgi edinmekten mahrum bırakmak, bu alanda destek vermemek ve bu ülkelerin teknik bilimlere sahip olma eğilimlerine karşı mücadele etmek yoluyla parçalanmış, cahil ve kavgacı olarak kalmalarını sağlamaktır.Dolayısıyla bölgeyi geri kalmışlığını ve parçalanmışlığını sürdürmek ve halklarını yanıltıcı, geri kalmış ve kavgacı olarak kalmalarını sağlamak için çalışmak, İslam ümmetinin bugün içinde yaşadığı durumun gerçeğidir.

Tarihimizde bilim ve bilim insanları hiçbir zaman eksik olmamış ve Avrupa’nın bahsettiği karanlık çağlar, İslam medeniyetinin ışık ve bilgi çağları olmuştur. Yine Avrupa’nın iç karışıklıklar ve mücadelelerin acısını çektiği bir dönemde, çekirdeğini Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kurduğu İslam Devleti, kütüphaneler kuruyor, tıp, bilim, mühendislik ve astronomi alanlarında eserler telif ediyordu. Dolayısıyla onun keşifleri ve bilimleri bugün hala tüm dünyayı besleyen büyük bir medeniyet üretmiştir...Çökmüş Haçlı Batı’nın faydalandığı ve kendisini Müslümanlara karşı güçlendirdiği Müslüman beyinlerin bu yasadışı göçünün kanayan yarasını ancak kendi kararına sahip olan bağımsız bir devlet durduracaktır.Bu devlet, evlatlarını kucaklayacak ve onlara yaratıcılık ve icadın tüm unsurlarını sağlayacaktır.Bu da Allah’ın Müslümanlara zenginliklerini ve kalkınmalarının unsurlarını korumak için farz kılmış olduğu Hilafet Devleti’nden başkası olmayacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Necmeddin Şuaybin