Haber-Yorum

Gazze'de Soykırım Devam Ederken
Amerika ve Dünya da Soykırımı Desteklemeye Devam Ediyor

Haber:

5 Ocak’ta haberler, suçlu Yahudi varlığının Gazze Şeridi'ni sadece üç gün içinde 100'den fazla kez bombaladığını ve bunun da çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 200’den fazla kişinin şehit olmasıyla sonuçlandığını bildirdiler.Hedefler arasında konutlar, sokaklarda ve pazarlarda toplanan insan grupları ve sığınaklarında bulunanlar vardı.Ayrıca haberler, sekizinci bir çocuğun daha aşırı soğukların yanı sıra aynı şekilde gıda, yakıt, kışlık giysi ve battaniye gibi temel ihtiyaç maddelerinin Gazze'ye girişini engelleyen vahşi Yahudi ablukası nedeniyle derme çatma çadırlarda donarak öldüğünü bildirdiler.Çocuğun annesi şöyle dedi: “Çocuğumla mutlu olmak için tek bir an bile vermediler...Çok soğuk hava yüzünden öldü. Yanımda uyumuştu ve sabah onu donmuş ve ölü olarak buldum.”Aynı zamanda ABD medyasına göre, ABD Başkanı Biden Kongre’ye, işgale 500 kiloluk savaş başlıkları, topçu mermileri, jetler ve saldırı helikopterleri için füzeler ve havadan havaya füzeler içeren 8 milyar Dolar değerinde silah satışı planlandığını bildirdi.

Yorum:

Gazze'deki soykırım, neden olduğu ölüm, yıkım ve acının büyüklüğüne bakmaksızın bu katliamı finanse etmeye hazır olan büyük uluslararası güçlerin ahlaki boşluğunu tamamen ifşa etmiştir.San Francisco Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Stephen Zunes, işgale 8 milyar Dolar değerinde silah gönderme planını yorumladı ve şöyle dedi: “Devam etmekte olan büyük ölüm ve yıkımın da ortaya koyduğu gibi "İsrail" bu silahları çok hızlı bir şekilde kullanıyor ve Biden onları yeniden tedarik etmeye hazır.”Ağustos ayında Washington, Yahudi varlığı için uçak, askeri araç, bomba ve füzeleri içeren 20 milyar Dolarlık ayrı bir paketi onaylarken, Kasım ayında Biden yönetimi 680 milyon Dolarlık bir başka silah paketini daha onayladı.

Hiçbir ülke, lider, örgüt ya da uluslararası kurumun bu soykırımı sona erdirmek için etkili adımlar atacak siyasi iradeye sahip olmaması nedeniyle, bu soykırımın mevcut dünya düzeni altında sona ermeyeceği çok açıktır. Zira bu katliamlar, Birleşmiş Milletlerin boş kınama açıklamalarıyla ya da Uluslararası Ceza Mahkemesi veya Uluslararası Adalet Divanı'nın aciz kararlarıyla son bulmayacaktır.Bu soykırımı sona erdirmek ya da Filistinlilere adalet sağlamak için bu tür kurumlara güvenmek son derece yanıltıcıdır; zira bu kurumlar dünyanın mazlum milletlerinden ziyade büyük Batılı güçlerin çıkarlarına hizmet etmektedir.Bu nedenle dünya düzeninin hükümetlerine veya kurumlarına bu kitlesel katliamı sona erdireceklerine inanmaya devam etmek, boş umutlardan, dolayısıyla Filistinlilerin acılarını ve korkunç durumlarını uzatmaktan başka bir şey değildir.Ayrıca Allah Subhanehu ve Teala, bizi desteklemeleri ve korumaları için kâfirlere güvenmemiz konusunda bizleri uyarmıştır; zira Subhanehu şöyle buyurmuştur:مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللهِ أَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتاً وَإِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ “Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi!” [Ankebut 41]

Bu soykırımı sona erdirmek, işlerimizi kendi elimize almamızı ve bunları dinimize göre çözmemizi gerektirmektedir. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”Dolayısıyla İslam ümmetinin kendisini ve dinini düşmanlarından korumanın yolu Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’dir. Hilafetin yokluğunda, bugün gördüğümüz üzere Müslümanlar soykırıma ve etnik temizliğe maruz kalmaktadırlar.Aslında Hilafet, İslam ümmetinin, ülkesinin ve dininin koruyucusu olduğu gibi Müslümanların çıkarlarının yanında duracak, onların davaları için savaşacak ve onları zulümden koruyacak olan da sadece Hilafettir.Ayrıca İslam tarihinde defalarca gördüğümüz gibi her nerede olurlarsa olsunlar Müslümanların kanlarını savunmak için ordusunu harekete geçirecek siyasi iradeye sahip olan sadece Hilafettir.Nitekim İslam ümmeti, bazı tahminlere göre ülkesinin yaklaşık dörtte üçünü işgal ettikleri 13. yüzyıldaki Tatar istilasında ya da Hıristiyan krallıkların milyonlarca Müslümanı öldürdüğü 15. yüzyıldaki İspanyol Engizisyonunda veya 11. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar Haçlıların Filistin'i işgalinde gördüğümüz gibi geçmişte soykırım ve etnik temizlik kampanyalarına maruz kalmıştır.İşte bu durumlarda Müslümanlar, düşmanlarına karşı zafer kazanmış ya da ordusunu seferber eden ve Müslümanları korumak için İslam beldelerinin birleşik kaynaklarını kullanan Hilafet Devleti sayesinde kurtarılmışlar ve korunmuşlardır.

Dinimiz ve tarihimiz bize önemli bir hayat dersi vermektedir ki bu da; düşmanlarımıza karşı zaferin ancak Allahu Teala’ya itaat ederek, çözümleri dinimizden alarak ve koruma konusunda kafirlere güvenmeyerek gerçekleşeceğidir.Gazze ve Filistin’in geri kalanındaki soykırımın sona ermesini ve buraları bu vahşi işgalden sonsuza dek kurtarmayı istiyorsak, acil bir şekilde Hilafetin kurulması gerekir. Umutlarımızı başka herhangi bir şeye bağlamak sadece düşmanlarımızı güçlendirecek ve ümmetimizi katletmek için onlara daha fazla zaman kazandıracaktır. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ * وَمَن يُطِعِ اللهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللهَ وَيَتَّقْهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ “Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Rasulü’ne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.Her kim Allah’a ve Rasulü’ne itaat eder, Allah’a saygı duyar ve O’ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.” [Nur 51-52]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Esma Sıddık