- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Heyetler Suriye’ye Akın Ediyor; Nedenler ve Motivasyonlar!
Haber:
Esad’ın kaçmasının ve Ahmed eş-Şara’nın sivil yönetimin başına geçmesinin ardından Suriye aktif bir diplomatik harekete sahne oldu ve heyetler akın akın gelmeye başladılar.Avrupa Birliği'ni temsilen Fransa Dışişleri Bakanı ve Alman mevkidaşı ülkeyi ziyaret ettiler; ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye’deki çabalarına liderlik etmek üzere yeni atanan Orta Doğu İşleri Başkanlık Temsilcisi ve Müsteşar Daniel Rubenstein’ın eşlik ettiği Orta Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı başkanlığındaki üst düzey bir ABD heyeti de Suriye’yi ziyaret etti.Ayrıca Birleşik Krallık'tan bir heyet ve Ürdün, Katar, Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerinden heyetler de Suriye’yi ziyaret ettiler.
Yorum:
Bu akın akın yapılan ziyaretlerin nedenleri ve motivasyonlarını anlamak için, yapılan toplantılar, verilen demeçler, koşulan şartlar, dile getirilen talepler ve ima edilen tehditler üzerinde durmak zaruridir. Şam’da bir konuşma yapan Fransa Dışişleri Bakanı Barrot, ziyaretine Hıristiyan cemaatlerinin ruhani liderleriyle bir araya gelerek başladı ve ülkesinin Suriye’deki sivil toplum temsilcilerinin ve Hıristiyanların yanında olacağını söyledi.Konuşma sırasında yeni Suriye yönetimine ülke için bir anayasa hazırlanması konusunda teknik ve hukuki yardım sunma teklifinde bulundu.Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoyne, ülkesinin yeni Suriyeli yetkililere ilişkin değerlendirmesinin söylemlere ya da niyet beyanlarına değil, eylemlerine dayalı olacağını söyledi.Cuma günü Almanya Dışişleri Bakanı ile birlikte eş-Şara ile bir araya gelen Barrot, Avrupalı ortaklarımızla görüşeceğimiz ve kaldırılabilecek yaptırımlar var, ancak bu tabii ki kadın ve güvenlikle ilgili olarak Suriye'ye yönelik beklentilerimizin ne kadar hızlı dikkate alınacağına bağlıdır dedi.
Alman Dışişleri Bakanı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada yeni Suriye yönetiminin liderine Avrupa’nın “yeni İslamcı yapılara” fon sağlamayacağını ilettiğini söyledi.Tüm kesimlerin yeniden yapılanma sürecine dahil edilmesi gerektiği eklemesinde bulunarak Kürtler için de güvenilir güvenlik garantilerine ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Suriye'deki tüm bileşenleri temsil eden bir hükümet kurulması çağrısında bulunan ABD yönetimi, ise HTŞ’ye ve Suriye’deki yeni yönetime yönelik olası uygulamalarının sözlerle değil sahadaki eylemlerle belirleneceğini ifade etti.Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suriye’de mezhepçi olmayan kapsayıcı bir hükümetin kurulması için somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.Bloomberg ile yaptığı bir podcast röportajında, Washington'un HTŞ’ye yönelik tanımanın belirli beklentilerle mukabil geldiğini, herkesin kapsayıcı bir hükümet, seçimlere yol açan bir geçiş ve demokratik bir yönetim kurmak için gerçek adımlar görmesi gerektiğini açıkça belirtmek istediği eklemesinde bulunarak ülkesinin yaptırımlar konusunda sahip olduğu tüm yetkileri değerlendirdiğini belirtti.
Lavrov bu ülkelerin niyetlerini şöyle diyerek özetledi: “Batılı güçler Suriye’nin bütünlüğüyle ilgilenmedikleri gibi nüfuz, toprak ve kaynaklardan mümkün olan en büyük payı elde etmekle ilgileniyorlar.”
Daha önceki tüm pozisyonlara daha yakından bakıldığında tek bir sonuca varılıyor ki o da şudur: Bu ülkeler Suriye'deki yeni sivil yönetimin uluslararası sistemin dışına çıkarmamaya, sloganı yükseltilen İslam'ı sırtlarının arkasına atmaya, açılan cihat kapısını kapatmaya ve yükseltilen Hilafet sancağını indirmeye hırs gösteriyorlar. Ancak onlara diyoruz ki: İslam bizim dinimiz, cihat onun zirvesi ve Hilafet ise Rabbimiz Subhanehu'nun vaadidir; zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur:وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمْ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar.” [Nur 55] Ayrıca Hilafet, İmam Ahmed’in Müsnedi’nde varit olduğu üzere Paygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir: ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır.” Kâbe’nin Rabbine yemin olsun ki Hilafet gelecektir; işte o gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Hasbullah En-Nur – Sudan