Haber-Yorum

Filistin Otoritesi Filistin Topraklarına Yabancı Olan Bir Cisimdir!

Haber:

“Yardıma, iyileşmeye, yeniden yapılanmaya ve barışa doğru hızla ilerlemeliyiz. Filistin hükümeti olarak bizler, daha önce de yaptığımız gibi Gazze Şeridi’ndeki sorumluluklarımızı üstlenmeye hazırız.”Bunu, Filistin otoritesi Başbakanı Muhammed Mustafa, 15 Ocak 2025 tarihinde Norveç’te söyledi.

Yorum:

Bu sorumluluk üstlenme isteği, Hamas ile Gazze halkından on binlercesini katleden Yahudi varlığı arasında ateşkes anlaşmasının açıklanmasıyla aynı zamana denk gelmektedir.Bu açıklama, Filistin otoritesinin Gazze’de yaşanan acılara kayıtsız kalmasından ve yerleşimcilerin Batı Şeria’daki Filistinlilere ve mülklerine yönelik sürekli saldırılarına karşı hiçbir direnç göstermemesinden tiksinen birçok Filistinli tarafından küçümseme ve alaylı bir şekilde karşılanmıştır. Bundan daha da kötüsü, Filistin otoritesinin direniş hareketlerine karşı işgalle açıkça işbirliği yaparak Cenin kampını yeni bir Gazze’ye dönüştürmesi olmuştur. Zira otorite kampı kuşatmış, temel hizmetleri kesmiş, “kanun kaçakçıları” olarak tanımladıkları direnişçilere karşı ölümcül saldırılar başlatmış ve bundan daha da kötüsünü yapmıştır.

Şu anda üzerinde mutabık kalınan ilk ateşkes ve esir takası sonrasında Gazze'nin yönetimi hakkında neler olabileceği konusunda, en azından kamuoyu nezdinde, henüz çözüme kavuşturulmamış birçok husus vardır. Ancak geçen temmuz ayında, benzer bir anlaşmanın sonuçlanmaya yakın olduğu düşünülüyordu; zira (hem “İsrail” hem de Hamas, Hamas ve Yahudilerin Gazze’yi yönetmeyeceği ikinci aşamanın başlamasının planlandığı (geçici yönetim planını kabul ettiklerini belirttiler.) Washington Post’un haberine göre güvenlik, ABD tarafından eğitilen ve Arap müttefikler tarafından desteklenen bir güç tarafından sağlanacaktır.

Bu açıdan bakıldığında Filistin otoritesinin Başbakanının açıklaması daha iyi anlaşılabilir. Ancak Gazze Şeridi’nin meşru Filistin liderliği ve Filistin Devleti hükümeti dışında herhangi bir varlık tarafından yönetilmesin kabul edilemeyecek olmasını vurgulamamız önemlidir. Filistin otoritesinin tutumunu Filistinlilerin işlerine yabancı müdahalesinin samimi bir reddi olarak görmekte büyük bir sorun vardır; çünkü kendisi de yabancı bir cisimdir! Ümmet ve halkı adına bile olsa onun yaptığı her şey, Amerika ve Yahudileri memnun etmek için yapılmaktadır. Zira otorite, meşruiyet ve onayı, şu anda Cenin’de doğrudan saldırıp öldürdüğü kendi halkından değil, kendisine kapasitesinin ötesinde bir misyon veren Batılı efendilerinden aramaktadır. Dolayısıyla onunla Batı destekli "geçici otorite" arasında, belki de Gazze’nin yeniden inşası için milyarlarca dolarlık kazançlı sözleşmelerden kimin pay alacağı dışından hiçbir fark yoktur ki bu sözleşmeler kendisinin sorumluluk almasına izin verilenlerin elinden geçmesi gerekiyor.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdullah Rubin