Cuma, 01 Şaban 1446 | 2025/01/31
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Şeybani: Kadınlar, Suriye'nin Geleceğinin Bir Parçası Olmalı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Şeybani: Kadınlar, Suriye'nin Geleceğinin Bir Parçası Olmalı!

Haber:

İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 55. Yıllık Toplantıları kapsamındaki bir oturumda konuşan Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani, Suriye'nin yeniden Suriye halkına ait olduğunu belirterek, halkın gelecek için birçok beklentisi ve umudu olduğunu vurguladı…

Suriyeli kadınların son 14 yıl boyunca zorluklara maruz kaldığını ve büyük acılar yaşadığını, bu nedenle ülkenin geleceğinde aktif rol oynayacağına dikkati çeken Şeybani, “Kadınlar, Suriye'nin geleceğinin bir parçası olmalı. Bu süreçteki rollerini garanti ediyorum. Hem kendi görevim hem de Suriye hükümeti adına söylüyorum, onlara haklar vermeliyiz” ifadesini kullandı. (trthaber, 22/01/2025)

Yorum:

Ömer bin Hattab Radıyallahu Anh’tan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: قَدِمَ رسولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم بِسَبْيٍ فإذا امرأةٌ مِنَ السَّبْيِ تَسْعَى، إِذْ وَجَدَتْ صَبِيَّا في السَّبْيِ أَخَذَتْهُ فَأَلْزَقَتْهُ بِبَطْنِهَا فَأَرْضَعَتْهُ، فقال رسولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : «أَتَرَوْنَ هَذِهِ المرأةَ طَارِحَةً وَلَدَهَا في النَّارِ؟» قلنا: لا واللهِ. فقال: «للهُ أَرْحَمُ بِعِبَادِهِ مِنْ هَذِهِ بِوَلَدِهَا» “Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir grup esir ile birlikte gelmişti. Bir de baktık ki esirler içinde bir kadın var, sağa-sola koşuşturuyor. O anda esirler içinde bir bebek gördü. Onu alıp göğsüne bastırdı ve emzirmeye başladı. Bunun üzerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Ne dersiniz, bu kadın hiç çocuğunu ateşe atar mı?’’ Dedik ki: “Hayır, vallahi atmaz.” Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki: “Allahu Teala’nın, kullarına olan merhameti, bu kadının çocuğuna gösterdiği merhametten çok daha büyüktür.” İşte kullarına bir annenin yavrusuna olan merhametinden daha merhametli olan Allahu Teala, yaklaşık on üç yıl süren devrimin ardından Suriye’deki zalim, yozlaşmış ve despot rejimin devrilmesini lütfederek Müslüman Suriye halkına zafer bahşetti. Ama ne yazık ki Allah’ın şeriatının hakim olmasını isteyen Müslümanlara ve Allah’ın dininin hakim olmasına destek veren muhlis mücahitlere liderlik eden Ahmed eş-Şara ve ekibi Allah’ın kendilerine yönelik bu lütfuna karşı nankörlük etti ve Beşar’ın yaptığı gibi yüzünü, Suriye’deki tüm vahşetin ana sebebi olan kafir Batı’ya, onun ajanlarına ve kokuşmuş sistemine döndü. Ne kadar kötü bir hüküm verdiler!

Nitekim eş-Şara ve ekibi hem Allah’ın bu merhametine hem de Allah’ın şeriatının hakim olmasını isteyen Müslüman Suriye halkına ve muhlis mücahitlere sırtını dönerek kafir ülkelerin elçilerini karşılamaya, Allah’ın öfkelendiği sözler söylemeye, bu elçilere taleplerini yerine getirmek için sözler vermeye başladılar. Bununla da kalmayarak küfrün koridorlarına koşturmaya ve şerî hükümleri göz ardı ederek kafirleri razı edecek açıklamalar yapmaya başladılar. İşte bunlardan biri de İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 55. Yıllık Toplantıları kapsamındaki bir oturumda konuşan Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani’nin şu sözleridir: “Kadınlar, Suriye'nin geleceğinin bir parçası olmalı. Bu süreçteki rollerini garanti ediyorum. Hem kendi görevim hem de Suriye hükümeti adına söylüyorum, onlara haklar vermeliyiz.” Sayın Şeybani, kafir Batı’yı hoşnut etmek için bahsettiğin kadın hakları İslam’ı benimseyen kadınlar için değil, demokratik küfür sistemi benimseyen kadınlar içindir. Bunu anlamayacak kadar nasıl kör olabilirsiniz? Amerika’nın desteklediği gaspçı Yahudi varlığının Gazze’nin namuslu kadınlarına yaptıklarını görmedin mi? Amerika’nın desteklediği tiran Beşar’ın Suriyeli Müslüman kadınlara yaptıklarına bizzat tanık olmadın mı? Ki sen de kadınların 14 yıl boyunca zorluklara maruz kaldığını itiraf ediyorsun. Peki tüm bu zulüm ve işkencenin sebebi kafir Batı ve sistemleri olduğu halde nasıl onların sistemini destekleyen sözler sarf edebilirsin? Ayrıca kadınlara verecek olduğunuz haklar nedir? İş imkanı mı? Toplumsal saygınlık mı? Onurlu bir yaşam mı? Peki İslam’ın tüm bunlara en üst düzeyde değer verdiğini bilmiyor musun? Oysa kafir Batı’nın bahsettiği kadın hakları, onun çıplaklığını sergilemek, köle gibi çalışmasını sağlamak, kadınları çocuk ve kocalarından uzaklaştırmak ve böylece kadınlara aile olma olgusunu unutturmak ve aileyi parçalamaktır! Şimdi siz küfrün koridorlarına gidip buna mı davet ediyorsunuz? Yani Allah’ın Rasulü’nün “Allahu Teala’nın, kullarına olan merhameti, bu kadının çocuğuna gösterdiği merhametten çok daha büyüktür” kavlini bir kenara atıp küfrün insanlara daha merhametli olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? Bu ise büyük bir günah ve kötü bir davranıştır!

Son olarak çok geç olmadan Allah’ın lütfuna, Allah’ın hükümlerine, Müslüman Suriye halkının talebine ve Allah’ın şeriatını tatbik etmeye derhal geri dönün ki Allah sizlere her iki dünyada da merhamet etsin ve birtakım günahlarınızı da bağışlasın!

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَالرَّسُولَ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَعَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّ۪نَ وَالصِّدّ۪يق۪ينَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَالصَّالِح۪ينَۚ وَحَسُنَ اُو۬لٰٓئِكَ رَف۪يقًاۜKim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştır!” [Nisa 69]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER