Haber-Yorum

ABD ile Husiler Arasındaki İlişki Değişti Mi?

Haber:

Beyaz Saray’dan 23/1/2025 Perşembe günü yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çarşamba günü Yemen’deki Husi hareketini “yabancı terör örgütleri” listesine geri almaya karar verdiği belirtildi.

Yorum:

Amerika her zaman resmi hükümetin ve çeşitli güçlerinin Husileri ortadan kaldırma girişimlerinin önünde bir engel oldu. Onlara her zaman fiili bir hükümet gibi davrandı ve kendisine karşı attıkları tüm sloganları görmezden gelerek birden fazla kez doğrudan onlarla müzakere etti ve BM elçisi her zaman onları savunmak ve resmi hükümete karşı durmakla suçlandı, en önemlisi de hükümetin onlara karşı aldığı ekonomik yaptırımların uygulanmasını engellemekti.

Peki bu karar, Amerika’nın Husilere yönelik politikasında bir değişiklik midir yoksa aralarındaki yakın ilişkiyle örtüşmekte midir?Kararın uluslararası örgütlerin çalışmaları, ülkelerin ve kurumlarının Husilerle ilişkileriyle ilgili boyutlarının olacağı ve uygulanması halinde Husiler üzerinde ağır bir ekonomik baskı oluşturacağı bilinmektedir.

Son dönemde ABD-İran ilişkilerine bakan birisi, açıkça bir gerilim ve çatışmanın olduğunu görecektir; bu ise Gazze savaşında, İran’ın nüfuzunun Suriye’den kovularak onun Türkiye’ye devredilmesinde ve İran’ın nüfuzunu kovmak için Suriye’deki ajanı Beşar Esad’ı terk etmesinde açıkça görülmüştür.Ayrıca Husilerin İran’ın Yemen’deki araçları olduğu bilinmektedir. Belki de bu gerginlikler, onların özellikle Amerika ile olan ilişkilerine ve Husilerle yaptığı müzakereler ve diyaloglar da dahil olmak üzere Suudi Arabistan’ın Yemen'de yürüttüğü siyasi faaliyetlerine de yansımaktadır; peki Suudi Arabistan’ın Yemen dosyasını devralmasının ve Husilere karşı ABD'nin alternatif bir aracı olmasının zamanı mı geldi? Yoksa bu karar, Husiler’e, Yemen’de siyasi çözüme ulaşmak için yanıt vermeleri, diyaloğa girmeleri, taviz vermeleri ve İran’la ilişkilerini kesmeleri yönünde Amerika’nın Husilere yönelik bir baskı kartı mıdır?

Ne yazık ki her durumda savaşı durdurma, Yemenlilerin kaderini belirleme, geçim kaynaklarını ve yaşam tarzlarını kontrol etme yetkisi Batı’nın elindedir; ayrıca Yemen’deki siyasetçilerin açık bir ajanlık ve tam bir teslimiyet konusunda bunu cezalandırmaya ve şunu desteklemeye karar veren de Batı’dır; Yemen’deki siyasetçiler ise sadece efendilerinin çıkarlarına hizmet eden şeylere teşekkür edip değer verirlerken ve onun çıkarlarına zarar veren şeyleri kınayıp ayıplarlarken, Müslüman halk ise savaşın yakıtları ve tek kaybedenedir!

Bu nedenle Yemen’deki Müslümanlar, sömürgecinin nüfuzunu ve onun yöneticiler ve yetkililerden oluşan ajanlarını kaldırıp atarak kovmalı, bu fasit gerçekliği değiştirmek için çalışmalı ve sadece İslam’ı amellerin ölçüsü ve hükümler, anayasa ve yasalar için referans haline getirmelidirler; aksi takdirde Allah durumumuzu değiştirmeyecek ve onu gökten inen meleklerle düzeltmeyecektir.إِنَّ اللّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنْفُسِهِمْ “Şüphesiz ki bir kavim, kendi nefsini değiştirmedikçe; Allah da onları değiştirmez.” [Rad 11] Bu da Kur’an’ın zikrettiği fasıklardan olmayalım diyedir. فَاسْتَخَفَّ قَوْمَهُ فَأَطَاعُوهُ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ “Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar fasık (yoldan çıkmış) bir kavimdir.” [Zuhruf 54]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ömer El-Hadramî – Yemen