- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Hatalara Dayalı Yargılama!
Haber:
İslamabad Yüksek Mahkemesi Cuma günü eski ABD Başkanı Joe Biden’ın Dr. Afiye Sıddıki için sunulan af dilekçesini reddettiğini bildirdi.Yargıç Serdar Ejaz şöyle bir açıklamada bulundu: “ABD bize verdiği değeri gösteriyor.” Ayrıca yargıç, ABD yönetimini eleştirerek Biden’ın oğlunun cezasını affetmesi ile Pakistanlı hanımefendi Dr. Afiye’yi affetmeyi reddetmesi arasında bir karşılaştırmada bulundu.
Yorum:
“El Kaide Hanımı” ya da "Bagram’ın Gri Hanımı" olarak bilinen ve Amerikan vahşetinin sembolik kurbanı olan hanımefendi, 2003 yılında Pakistan istihbarat teşkilatı tarafından üç çocuğuyla birlikte kaçırılıp CIA'e teslim edildiğinde ve CIA de onu Afganistan’daki Bagram Hava Üssü’ne naklettiğinde henüz 36 yaşındaydı.Dr. Afiye 2008 yılında Afganistan’da resmen tutuklanmış ve siyanür maddesi ile ABD'nin simgelerini gösteren belgelere sahip olduğu söylenmişti.Sorgulama sırasında bir Amerikan subayının tüfeğini kaparak ateş açtığı ve bu eylemin onun vurulmasına yol açtığı iddia edilmişti. Nitekim 2010 yılında suçlu bulunmuş ve 86 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Pakistan halkı ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar protesto gösterileri düzenlediler, onun serbest bırakılmasını talep ettiler ve Pakistan hükümetinin bunu fırsat bilerek onu Amerikalıların pençesinden kurtaracağını ümit ettiler ama nafile.Dr. Afiye Sıddıki, davasına yönelik bakış açısına göre insani başarısızlık ve adaletten mahrum bırakılmasından açgözlülük ve aldatmaya kadar pek çok şeyin sembolü haline geldi ve tüm gözler onun üzerinde olduğu halde dimdik ayakta durdu.Allah’a olan imanına sımsıkı sarılarak başına gelen tüm acılara ve aşağılanmalara katlandı.Sessizce seyirci kalanların, tüm onun başına gelenlerin sadece onun için değil, aynı zamanda kendileri için de bir sınav olduğunu bilmeleri gerekir.Zira olaylar silsilesine yakından bakacak olursak, Pakistan rejiminin aldatması ve açgözlülüğünün, sadece onun hayatını etkilemekle kalmayıp aksine çocuklarının ve ailesinin hayatını da ciddi şekilde etkileyen uzun ve sürekli bir dehşet yoluna doğru atılan ilk adım olduğunu görürüz.
Başkanlık affı yoluyla onun serbest bırakılmasına yönelik son girişim, ABD kanalları aracılığıyla yapılan pek çok girişimden biridir.Hatta onu bu araçlardan biriyle serbest bırakmış olsak bile, bunu adalet olarak görmeyeceğiz.Zira Afiye için adalet, katkıda bulunan her unsurun yaptığından dolayı cezasını çekmesiyle sağlanmış olacaktır.Kesinlikle Müslümanlar olarak bizler, terazinin kurulacağı kıyamet gününe iman ediyoruz; ama aynı zamanda bizler, Allah Subhanehu ve Teala’nın insan hayatını kutsal kıldığına da iman ediyoruz; nitekim Peygamberlerin sonuncusu Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizlere, bir Müslüman'ın kanının kutsallığının Allah katında Kâbe’nin yıkılmasından daha büyük olduğunu haber vermiştir.
Nitekim Medineli bir kadının namusuna saldırıldığında bu, Müslümanlar ve Yahudiler arasındaki antlaşmanın ihlali olarak kabul edilmiştir.Çözüm aramak için diplomatlar görevlendirilmemiş, aksine hızlı bir şekilde önlemler alınmıştır.Dolayısıyla sadece bir kadın kıssası olmamış, ancak sorun yaratan kabile, başkaları için de bir örnek ve ibret olmuştur.
Tarihte bizim, Roma şehrinde saldırıya uğrayan Müslüman bir kadına dair bir örneğimiz vardır; zira kendisi sebepsiz yere saldırıya uğramış ve hapsedilmişti. Korkmuş ve tek başına Halifeye çağrıda bulunarak “Va Mutasamah” diye seslenmişti;bu olaya tanık olan bir adam Halife’ye koşarak olanları anlatır; Halife kadının durumunu duyunca cesur bir şekilde “Lebbeyk” diye cevap verir, ardından kadını kurtarmak için büyük bir ordu seferber eder; bunun üzerine düşmanı yener ve onu kaçıranların elinden kurtarır. Kadının adını kimse bilmiyor ama kurtaranın adı tarihin sayfalarında parlıyor. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: كُلُّكُمْ رَاعٍ، وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، وَالأَمِيرُ رَاعٍ “Hepiniz çobansınız ve hepiniz tebaanızdan sorumlusunuz ve Emir de bir çobandır.”
Dr. Afiye Sıddıki'nin kaçırılması, hapsedilmesi, yargılanması ve mahkum edilmesi, evet tüm bunlar, üçüncü dünya ülkelerini, özellikle de İslam beldelerini kontrolleri altında tutmalarını kolaylaştıran Batı tarzı yönetimin bir ürünüdür. Bu rejimden herhangi bir yardım beklemek tamamen bir saflıktır.Afiye'nin serbest bırakılması ve onun için adaletin sağlanması ancak İslam şeriatının uygulanmasıyla mümkün olacaktır. Onun bu hapishaneden çıkarılıp 21 yıldır görmediği ailesine geri dönmesi adalet değildir. Mu’tasım Billah, kendisinden yardım isteyen Müslüman kadının serbest bırakılması sırasında orada bulunmakta ısrar etmiş ve kadını dehşet içinde görünce, “Seni işittim” demişti; bu arada Afiye’nin durumunda, Pakistan'ın ABD Büyükelçisi Dr. Afiye'nin davasıyla ilgili hiçbir toplantıya katılmamıştır.
Nitekim Dr. Afiye zorla ve ihanetle alınmış olup hainin başını ezmediğimiz sürece kuvvetlerimizin gücünü gerçek anlamda kullanamayacağız ve onlar dünyevi kazançlar elde etmek için Batı çıkarlarına hizmet etmeye devam edeceklerdir.
Küresel Ateş Gücü Endeksi (GFP), Pakistan’ın en büyük 15 küresel askeri güç arasında yer aldığını göstermektedir.Genel olarak Pakistan, caydırıcılık ve sürekli saldırı operasyonları yapabilen büyük bir kara ordusuyla Asya sahasında birinci derecede küresel askeri bir güç sayılmaktadır.Ayrıca Pakistan, dünyanın en büyük yedinci tank filosuna ve dünyanın en büyük yedinci hava kuvvetlerine sahiptir.Pakistan, Amerika’nın “teröre karşı savaşına” aktif olarak katılmıştır; bu göz kamaştırıcı ve etkileyici önlemlere rağmen, Pakistanlı askeri liderler kendi halkları söz konusu olduğunda suç ortaklığı yapmaya ve Batılı güçler için sadece bekçi köpekleri olarak davranmaya devam etmektedirler.Pakistan askerleri de dahil olmak üzere halk, artık bir vekalet savaşında aldatılmaya hazır değildir.Artık gerçek düşmanı tanımalarının ve onunla savaşmalarının zamanı gelmiştir.Müslüman kadınlar için tek güvenlik, Allah’tan korkan, O’na itaat eden, Allah’ın emirlerini uygulayan ve İslam’ı yaymak için savaşan Müslüman bir yöneticinin yönetimi altında olacaktır.İslam beldelerindeki kafirlerin ve onların itaatkar hizmetkarlarının hapishaneleri, Allah’tan korkan kalpler için çok ağır hikayeler barındırmaktadır.Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetin kurulması, Allah’ın düşmanlarının kalplerine korku salacak ve Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ümmetine barış getirecek hikâyeler yaratacaktır.
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
“Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir varış yeridir!” [Tevbe 73]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan