HABER:

MHP yönetimi, Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi'nin olağanüstü kurultay kararının temyizi için Yargıtay'a başvurdu. MHP'li İl Başkanları ile toplantı yapan Bahçeli ise "Korsan ve paralel kurultayın toplanması şöyle dursun, düşünülmesi bile akla ziyandır" açıklamasını yaptı. Kaynak: Ajanslar

YORUM:

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve İl Başkanları Ortak Toplantısı'nın ardından yazılı açıklama yaptı. Toplantıda MHP'yi hedef alan algı ve siyaset operasyonlarının tüm yönleriyle görüşüldüğünü, bundan sonra izlenecek stratejilerin, detaylarıyla değerlendirildiğini bildiren Bahçeli, içi boşaltılmış hukuk anlayışının ve iradesi çalınmış hukukçuların arkasına saklanan bir kısım mihrakların, partinin temel ve tarihi dinamikleriyle oynamaya yeltendiğini belirterek açıklamasına şöyle devam etti. "Okyanus ötesi kaynaklı planlamalardan medet uman, vicdanını kiralayanlara umut bağlayan, böylelikle MHP'yi ele geçirme ve kontrol altına alma amacına ulaşacaklarını sanan gafiller, şüphesiz yanıldıklarını göreceklerdir. MHP'yi kirli emellerine alet etmek isteyen malum çevreler, içimizden devşirdikleri küçük bir grupla zalim gayelerini hayata geçireceklerini hesap etmektedirler."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  1997 yılında o zamanki genel başkan olan Alparslan Türkeş’in ölümünden sonra olaylı bir kurultay sonrasında parti genel başkanlığına seçilmiştir. Alparslan Türkeş ulusalcı-İngilizci- siyaseti ile ön plana çıkan bir siyasetçiydi. Bahçeli ise, genel olarak Amerikan siyasetini takip etmektedir. Hem izlemiş olduğu politika, hem de zor günlerinde AKP’ye vermiş olduğu destek bunu göstermektedir. Bu destekten bazıları şunlardır. 3 Kasım 2002 tarihinde kendisinin de ortağı olduğu koalisyon hükümetini tek başına bozarak erken seçime gitmiş ve seçimlerde AKP’nin tek başına iktidara gelmesine imkân vermiştir. AKP’nin türban yasağının kaldırılması konusundaki çalışmasına destek vermiştir.  Yine 2007 yılında Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinde yeterli oyun sağlanması için gereken desteği sağlamıştır. Dolayısıyla AKP her ne zaman siyaseten sıkışsa, Bahçeli gereken desteği vermiştir.  Hatta 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP tek başına iktidara gelememiş ve Bahçeli aynı gün erken seçimi gündeme getirerek bu konuda AKP’nin önünü açmıştır.   İşte bundan rahatsız olan parti içerisindeki bir takım ulusalcı-İngilizci- unsurlar, MHP’nin 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde almış olduğu başarısız sonuçları da bahane ederek, Bahçeli’ye karşı harekete geçmişlerdir. Muhalif isimlerden Sinan Oğan, Koray Aydın ve Ümit Özdağ ulusalcı-İngilizci- kimlikleriyle ön plana çıkan şahsiyetlerdir. Diğer bir muhalif isim olan Meral Akşener ise, Amerikancı söylemleri ile ön plana çıkmaktadır. Her ne kadar Meral Akşener diğer ulusalcı isimlerle beraber hareket ediyormuş gibi görünse de, aslında MHP’nin ulusalcıların eline geçmesini engellemek için bir proje olarak durmaktadır ve her ne kadar Bahçeli ile arasında bir sıkıntı varmış gibi görünse de, ikisi arasında yaşananlar bir tiyatrodan öteye geçmemektedir. Bunlara bağlı olarak AKP’nin yapacağı yeni Anayasa ve Başkanlık sisteminin referandumdan geçmesi için, Devlet Bahçeli’nin desteğine ihtiyacı vardır. Çünkü şu an AKP hem Anayasayı hem de başkanlık sistemini referanduma götürebilecek bir çoğunluğa sahip değildir. Dolayısıyla bu iki konuda Devlet Bahçeli’nin desteğine ihtiyacı vardır. İşte bundan dolayı parti içerisindeki ulusalcı-İngilizci- unsurlar hemen harekete geçerek Bahçeli’yi partiden göndermek istemektedirler. Ayrıca tüm bunlar yaşanırken, eski MHP’li Mansur Yavaş’ın CHP üyeliğinden istifa etmesi dikkat çekicidir. Büyük bir ihtimalle Mansur Yavaş’ın tekrar MHP’ye dönmesi ve ulusalcı adaylar karşısında genel başkanlığa aday olması kuvvetle muhtemeldir. Mansur Yavaş genel olarak Amerikancı söylemlerle ön plana çıkmaktadır. Şayet böyle bir gelişme yaşanırsa o zaman ulusalcı gurubun partiyi ele geçirmesi zor görünmektedir. Tabi ki ilerleyen günler, bize daha net bir tablo ortaya koyacaktır.

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

YILMAZ ÇELİK