- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
MYANMAR’DA BUDİSTLERLE MÜSLÜMANLAR ARASINDA VEKÂLET SAVAŞI
HABER:
Emareler Myanmar’da çoğunluk olan Budistleri, siyasi kazanç sağlamak için azınlık olan Müslümanlara karşı kışkırtıyorlar.
YORUM:
Irkçılık, bir toplumda fikri uyanıklık derecesinde mevcut olursa çatışır ve tepki alır. Irkçılık hayata ışık tutan aydın bir fikir değildir. Devletler, ırkçılığa, nefrete çağıran ve diğer ırklara karşı hoşgörüsüzlüğe davet eden organizeleri teşvik etmektedir. Bunun sonucunda Suriye'deki Müslümanlara, Bosna’daki İslam'a karşı soykırımda olduğu gibi katliamlara yol açmaktadır. Siyonistlerin ve Nazilerin yaptıkları katliamlar ırkçılığın meyvesidir.
Sistematik yağma ve tecavüz, parçalara kesmek Myanmar devleti tarafından kabul edilmiş ve sadece arazi ve zenginlikleri elde etme umuduyla olmayan, şok eden görüntüler olduğu görülüyor. Bu katliam fitilinin ateşlenmesi Rohinya'lı Müslümanlara karşı içlerinde besledikleri korku ve nefrettir.
Bu organizeli vahşete karşı ne yapabiliriz? Myanmar’ın Arakan eyaletinde işlenen organizeli şiddete karşı ne yapılabilir?
Nerede Müslüman orduları? Myanmar’a komşu olan Bangladeş yöneticileri nerede ve neden ordularını harekete geçirmiyorlar? Müslüman olan Endonezya ve Malezya’lı yöneticiler neden bu devam eden katliamlara karşı sessiz kalmaktadırlar? Cevabı her zamanki gibi; İslami fikirlerimizin akidemizden çıkarılması suretiyle bizler ulus devletlerin ve ülkelerin sınırlarını kabul etmek zorunda bırakıldık ve bu kavramlar bize ateşten gömlek gibi dayatıldı. Çizilen bu sınırlar bize yeter demekle yetinen ve ayrıca yapay sınırlar dışında bulunan devletleri görmek bizim işimiz değildir diyen ve Müslüman olduğunu iddia eden yöneticilerimiz de herhangi bir üzüntü veya keder hissetmezler. Onlar kendilerinin bulunduğu haritanın hatları dışında yaşayan Ümmeti Muhammed'e yardım etmenin kendileri için Şer’i bir vecibe olduğunu bile hissetmezler. Bunların savundukları fikirler İslami fikir değil bilakis küfür fikirleridir.
İslam, Müslümanlara ve insanlığa rahmet olarak geldi. İslam, devletin şeklini ve kurumlarını ortaya koyarak benzersiz sağlam bir sistem getirdi. İslam orduları, adalet ve barışı sağlamak ve ülkenin huzurunu korumak adına hakim olan taassuba, hurafeye ve ırkçılığa karşı savaş başlatır. Bunu Rasul ﷺve ondan sonra gelen Raşidi Halifeler de böyle uyguladı. İslam devleti, bünyesinde yaşayan Müslüman ve gayrimüslim toplum için adalet ve barışı sağlar ve İslam'ın aydınlığıyla aydınlatır.
Bizler yeniden İslam'ın rahmetine muhtacız. Bizlere düşen görev Rasul ﷺ'in davet ettiği şeye bakmak ve Ortadoğu'da hilafet ilan edenlerin bizleri aldatmasına ve kandırmasına izin vermememiz gerekir.
Bizlere düşen görev Rasul ﷺ'in metodu üzere İslam'ı tatbik etmektir. Ancak o zaman Rohinya'lı Müslümanlar kurtulur ve kendimizi Suriye'li, Bangladeş'li, Endonezya'lı, Malezya'lı, Suud'lu ve Yemen'li olarak tarif etmek ortadan kalkar ve sadece Müslüman tarifi olarak kalır. Tek Ümmet, tek Peygamberi olan ve ortağı bulunmayan bir Yaratıcının kulu olduğumuzu anlarız.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Muhammed Hamza