- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
TÜRKİYE VE KATAR İSLAM'A VE MÜSLÜMANLARA HANGİ HİZMETİ YAPTI?!
HABER:
Katar'daki temasları kapsamında Doha’da Dünya Müslüman Alimler Birliği Merkezi'ni ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Dr. Mehmet Görmez, orada açılış konuşması yaptı. Ardından Müslüman Alimler Birliği Başkanı Doktor Kardavi ise konuşmasında; Türkiye’nin İslam âlemindeki rolünün önemine işaret etti. Özellikle Türkiye ve Katar’ın Arap ve Türkleri bir araya getirip yeniden bir ümmet olmaları için çalıştıklarını vurguladı. Kardavi, Katar’ın İslam Ümmetinin yararına önemli rol oynadığını ayrıca âlimlerin ve İslam Alimler birliğinin Büyük İslam Risaletini taşımadaki rolünü övdü.
El Kardavi; “Eğer Türkiye ve Katar olmasaydı İslam Dünyası kaybederdi.’’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti; “İslam’ın başlangıcında Arapların rolü önemliydi fakat daha sonra Haçlı saldırılarına karşı İslam beldeleri kaybederken, ortaya Selçuklu Türklerinin çıkması ve Haçlılara karşı zafer kazanmaları İslam tarihi açısından önemliydi ve böylece Allah’u Teala Selçuklu Türkleriyle İslam beldelerini korudu’’ dedi ve konuşmasını bitirdi. (Şark)
YORUM:
Dr. El Kardavi, Türkiye ve Katar’ın Arap ve Türklerin yeniden bir ümmet olmak için çalışmalarını övdü, El Kardavi’nin “tekrar ümmet olmak için’’ sözü, aslında önceleri ümmet oldukları anlamına gelmektedir ve bu ifadesi doğrudur. Bu yaklaşık 14 asır önce kurulmasından bu yana İslam ümmetinin tarihi boyunca bu böyleydi. Ancak sadece Türklerle Araplar vahdaniyeti oluşturmuyordu. Ümmetin tümü Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in kurduğu İslam devletinin gölgesinde bir devlet, bir raye ve bir kelimede birleşmişti, ayrıca savaşları ve barışları da birdi. Bu süreç Hilafet’in 1924’te yıkılışına kadar sürdü. Sorulması gereken soru ise; Türkiye ve Katar İslam ümmetini yeniden birleştirmek için ne yaptı veya ne yapıyor?! Türkiye ve Katar Müslümanların devletlerini, toplumlarını ve yaşam biçimlerini İslamî yaşam biçimine çevirmek için ne yapıyorlar?! Türkiye ve Katar Müslümanların vahdaniyetini sağlayacak olan Nübüvvet minhacı üzere Râşidi Hilafet Devletini kurmak için çalışıyorlar mı?! Zira Hilafet’in vacibiyeti hakkında şer’i ve akli deliller sabittir. Türkiye ve Katar; Müslümanları, tek devlet, tek raye, tek Halife’nin nasbı uğranda çaba sarf ediyorlar mı?! Ayrıca barış ve savaşlarında tek çatı altında birleşmeleri için ne yapıyorlar?! Cevabı kesinlikle, olumsuzdur. Osmanlı Hilafet Devleti’nin yıkılmasından sonra, özellikle ikisi de sömürgeci kâfir Batı’nın çizdiği Sykes-Picot sınırlarını kutsuyor ve Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yasakladığı ulusal devlet anlayışını bizlere dayatıyorlar. Peki o halde; Dr. Yusuf El Kardavi’nin övdüğü “ümmeti yeniden birleştirmek için’’ çalışan Türkiye ve Katar’ın rolü ne?!!
Katar’ın İslam Ümmetinin yararına oynadığı büyük rol nerede?! Katar İslam’la mı yönetiliyor ve İslam’ı mı tatbik ediyor?! Tabi ki hayır. İslam akidesinden fışkıran İslam nizamıyla yönetmekten daha büyük ve daha faziletli maslahat İslam ümmeti için var mı?! Ayrıca Katar, ordusunu Filistin’i ve Mescidi Aksa’yı Yahudi pisliğinden kurtarmak için hazırladı mı?! Yoksa, Filistin topraklarının %80’inden fazlasını gasp eden Yahudi varlığını tanımadı mı?! Eğer sözle kabul etmiş değilse bile fiili olarak kabul etmedi mi? Filistin yönetimini, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’ü Filistin olarak tanıması fiili olarak Yahudi varlığını kabul etmesi anlamına gelmektedir. Müslümanların ve İslam’ın yararına Katar’ın oynadığı büyük rol Filistin halkına Katar tarafından sağlanan yardım kırıntıları mı?! Ya da Katar; Myanmar’ı, Keşmir’i, Afganistan’ı, Irak’ı, Türkistan’ı, Orta Afrika’yı ve diğer beldelerde Müslümanlara zülüm edenlere, inançlara ve kutsal yerlere saygısızlığı ve Müslümanların onurlarına yapılan saldırılara karşı onları kurtarmak için ordularını mı seferber etti?!
Bu Katar değil mi ki; Amerika’yla haçlı ittifakı sağlayan ve Suriye’de Nübüvvet Metodu üzere Râşidi Hilafet Devletinin kurulmasını önlemek ve devrimi bozguna uğratmak için silahlı gruplara kirli siyasi parasını veren?!
Evet Katar önemli bir rol oynamaktadır, fakat bu rolü İslam’ın ve Müslümanların yararına değildir. Ancak, sömürgeci Batının Katar’a çizdiği role göre İslam’a ve Müslümanlara karşı mücadele etmektir. Katar’da İslam ümmetine karşı bu poker’i mükemmel ve sadakatle oynamaktadır.
Türkiye’ye gelince; Dr. Yusuf el Kardavi’nin dediği gibi gerçekten 400 yıl boyunca İslam’a vakarla büyük hizmetler yapmıştır. Ancak bu hizmetler Osmanlı Hilafet Devleti zamanında olmuştur. Hilafet Devletinin yıkılmasından sonra durum değişti ve değişen koşullar Türkiye’yi laik sisteme ve anti-İslam’a dönüştürdü. Mücrim Mustafa Kemal zamanından günümüz Erdoğan zamanına kadar Katar için ne dediysek harfiyen Türkiye için de aynısı geçerlidir. Buna ek olarak Türkiye Yahudi varlığını alenen tanımış ve Yahudilerle üst düzey siyasi ve diplomatik ilişkiler kurmuştur.
Türkiye bir NATO üyesidir. NATO ise, Müslümanlara karşı duyduğu nefreti Afganistan’da göstermektedir. Amerika’nın emriyle NATO Suriye halkına karşı savaşmak ve onları Amerika’nın projelerini kabul ettirmek için Suriye’ye girdi. Türkiye Katar’dan daha fazla malzeme ve güce sahiptir ve Suriye halkına karşı işlenen adaletsizliği ve zulmü ortadan kaldırmaya gücü yeter. Velakin bunu yapmayıp NATO’yu desteklemektedir. Ayrıca Filistin’i tümüyle kurtarabilir olmasına rağmen bunu yapmıyor fakat gaspçı Yahudi varlığını tanıyor ayrıca onlarla üst düzey dostluk ilişkileri kuruyor. Türkiye’nin önemli rolü ne yazık ki İslam’a ve Müslümanlara tuzak kurmaktır. Müslümanların yararına ve vahdaniyetine değil.
Büyük İslam Davasını taşıyan âlimlerin yapmaları gereken fiiller ile “Din Âlimler Birliği’nin” yaptıkları işler, takındıkları roller aynı değildir. Çünkü büyük İslam Risalet’i ancak insanların hepsine Rablerine karşı sorumlu oldukları kulluğu içine alacak şekilde kapsamlı inancı ve yönetimi anlatmakla olur. Bu sadece otorite İslam’a ait ise ancak mümkün olur. İslam Devletinin kurulmasıyla ancak otorite İslam’a ait olur. Bu nedenle, şu an âlimlere de vacip olan büyük İslam Risaletini taşıma sorumluluğu ancak Nübüvvet Metodu üzere Râşidi Hilafet Devletinin kurulmasına yönelik davetle olur. Aksi takdirde Risalet’in tebliğ edilmesi boyunlarında borç olarak kalır ve emaneti eda etmemiş olurlar. Allahu Teala da onları kıyamet gününde bundan dolayı hesaba çeker.
Sözlerimi şöyle bitirmek istiyorum: Allah’ın Yüce rahmeti Müslümanların üzerinde olmasaydı, Türkiye ve Katar gibi devletçikler yüzünden, İslam zarar görürdü. Fakat sözle değil, fiili olarak gecesini gündüzüne katarak hızlı bir şekilde tekrar Arap ve Türklerin yeniden birlikte ümmet olmaları için çalışan Hizb-ut Tahrir'in kurulması Müslümanlar adına memnuniyet vericidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Muhammed Abdulmalik