- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
ÜMMET’İN SORUNLARINI DÜŞMANA TESLİM ETMEK SİYASİ İNTİHARDIR!
(Tercüme)
HABER
Astana’da düzenlen Suriye barış görüşmelerinin sonunda yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler'in krizi çözmek için verdiği çabalar vurgulandı. Rusya, Türkiye ve İran 8 Şubat’ta Cenevre’de hükümet ve muhalefet arasında doğrudan müzakerelere başlama hususundaki görüşmeleri desteklemektedir. Bu üç devletin Suriye’deki krizin askeri çözümle çözülemeyeceği ve tek çözümün Güvenlik Konseyinin 2254 kararının uygulanması üzerine bina edilen siyasi çözüm olduğu ve toplu olarak “Daeş ve Nusret cephesi teröristlerine karşı savaşmayı ve onların diğer muhalif gruplardan ayrı tutulması gerektiği” hususundaki kararlılıklarını ve inancını bir kez daha teyit etti.
YORUM
Suriye barış görüşmelerinin kapanış konuşmasını yapan Kazakistan Dışişleri Bakanı Abdurrahmanov’un okuduğu metni dikkatlice incelendiğinde aşağıdaki şu hususlar göze çarpmaktadır.
Birincisi: Bu konferans Devrimi yolundan saptırmak, Beşarlı ya da başka bir kukla yönetici ile laik rejimi korumak için uğraşan ABD’nin çabaları doğrultusunda yapılan Cenevre sözleşmesinin bir uzantısıdır. Kapanış beyanında geçen ifade bunu teyid etmektedir. 8 Şubat’ta Cenevre’de hükümet ve muhalif grupların Birleşmiş Milletler himayesinde yapacakları görüşmelere katılmak için silahlı muhalif gruplar tarafından dile getirilen isteklerin ve Uluslararası Toplum ile anlaşılan tüm hususlarda adımların hızla atılması açısından siyasi sürece heyetlerin destek çağrısı.
İkincisi: Müzakerelere katılan silahlı gruplar ile müzakereyi destekleyen grupların Rusya, İran, Türkiye, Amerika ve rejimle beraber müzakereye katılmayan ve desteklemeyen diğer silahlı gruplara karşı savaşta iş birliği yapması gerekir. Özellikle de Şam Fetih Cephesi ve Daeş örgütünü ve ayrıca var olan düzenin korunması dahil olmak üzere tarafların pazarlık için dayattığı Amerika ve Rusya’nın çözümlerini reddeden grupları da teröristler olarak görmesi gerekir.
Üçüncüsü: Müzakereye katılan gruplar Rusya, İran ve Türkiye’nin iradesine teslim oldu ve onları devrimin çıkarlarını koruyanlar olarak itibar etmeyi kabul ettiler. Hâlbuki Rusya, İran ve Lübnan’daki partisi Suriye’de ve özellikle Halep’te acımasız vahşi katliamlar işlemişti.
Son olarak şöyle diyoruz: Bu müzakerelere katılanların, Filistin’de yaşananları görmediği açıktır. Suriye halkını bu devletlere ve rejime bırakarak katillere teslim etmiş oldular. Hâlbuki bu devletlerin ve rejimin arkasında asıl düşman olan Amerika bulunmaktadır. Filistin meselesinde olduğu gibi Suriye krizinin çözümünü de birden fazla düşmana teslim etmek siyasi intihardır. Müzakereciler öncülüğünde yapılan bu anlaşmalar Suriye halkına sefalet ve sıkıntıdan başka bir şey getirmez. Bundan dolayı, bu görüşmelere katılan her müzakereciyi ve müzakerelerin sonucundan memnun kalanların her biri Cehennem ateşini tadacaktır. Bizler Şam halkının hayırlı adamlarından bu meseleyi müzakerecilerin elinden almasını umut ediyoruz ki, hep beraber kurtulalım? Yoksa bu gemi battı mı herkes helak olacaktır.
"وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ"“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (Hud: 113)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Mühendis Ahmed El-Hatib