Haber - Yorum

DONALD TRUMP SUÇ VE IRKÇILIK HUSUSUNDA

GEORGE WASHİNGTON’UN YOLUNDAN GİDİYOR

(Tercüme)

HABER

Çarşamba günü ABD Merkez Komutanlığının yaptığı açıklamaya göre; birkaç gün önce ABD güçlerinin Yemen’de düzenledikleri baskında, aralarında çocuklarında bulunduğu muhtemel sivil kayıpların olduğundan bahsetti.

Bir Yemenli yetkili daha önce yaptığı açıklamada, ABD baskını esnasında sekiz kadın ve sekiz çocuk öldürüldüğünü söylemişti. Ancak ABD Merkez Komutanlığı yapmış olduğu açıklamada ölenlerin sayısını bildirmemişti.

Olayda bir ABD helikopterinin Amerikan güçlerine yardım etmeye çalışırken başlattığı saldırı sırasında sivil kayıpların olduğu anlaşılıyor.

Yemen’in ortasında bulunan Beyda ilinde evlerin çoğu hedef alınıp Drone ve helikopterlerle başlatılan saldırıda 30 El-Kaide militanı ve 10 sivilin öldürüldüğünü yerel bir yetkili bildirdi. (El-Halic-El-Cedid) 02.Şubat.2017

YORUM

Yeni ABD başkanı, Donald Trump’un uluslararası politikaları dünya genelinde ve özel olarak İslam âleminde çok konuşulmaya başladı.

Gerçek şu ki; Donald Trump ‘’niteliksel’’ olarak yeni değildir, fakat bu başkanlığı kontrol ve idare etmede yenidir. Başkan ve yönetimi, kurucu babaları olan George Washington’un yolunu takip ediyorlar. Yoksa Trump ve yönetimi çarpık Demokratik Kapitalist ilkesini uygulamamada bir istisna değildir. Bilakis Trump ve yönetimi Liberal Demokrat Kapitalist hadaratın doğal bir uzantısıdır.

Münir Akaş (Başkasını Kurban Etme Hakkı - Amerika ve Soykırım Hakkı/Yıl:1780) kitabında şöyle diyor; “George Washington General John Sullivan'a emirlerini yollayıp Hintli Kızılderililerin evlerini mezarlığa çevirmesini, hatta onların köylerini, kasabalarını ve eserlerini yeryüzünden silmediği müddetçe barış çağrısını dinlememesi gerektiğini emretmişti. General, Washington’un emirlerini infaz edip ona müjdeli haberi mektubunda şöyle anlatmıştı; “bu güzel bölgeyi ve terkedilmiş enfes bahçeleri korku ve tiksinti veren harabeye çevirdik.” Ayrıca Senatör James Dwyane ve Kızılderililerin işlerinden sorumlu eski arabulucusuna yazdığı mektupta George Washington; “Kızılderililerin silah zoruyla kendi yurtlarından sürülmesi, ormandan vahşi hayvanların sürülmesinden farklı değildir.” diye yazmıştı.

Dr. Meseiri ise şöyle demiştir; “Batı insanının maddi bakış ve malları kullanma kabiliyetinden başka hiçbir özelliği yoktur.” Bundan dolayı Batı insanı tarihte yaşanmamış tarihsel yağmalamaları gerçekleştirmiştir. Kuzey Amerika’ya beyaz insan ulaştığında Meksika’nın nüfusu 30 milyondu ve beyaz adam kırmızı ırkı (Kızılderilileri) kitlesel soykırıma uğrattı. Birkaç yıl içinde Kızılderili nüfusu bir milyona kadar düştü.. Aynı olay siyahi insana karşı da uygulandı ve bu hususta Dr. Meseiri bir söyleşide şöyle dedi: “Beyaz adam 10 milyon siyahi insanı kölelik için nakletti. Ancak bunların 9 milyonunu soykırıma uğradı.” (Kaynak: Dr. Abdul Wahab Meseiri ile diyaloglar: laiklik, çağdaşlık ve küreselleşme).

Bu buzdağının görünen sadece bir ucu, bu olaylar elbette anlatılan olaylarla sınırlı değildir. Bu olaylar övülen ve sevilen çağdaş laik demokratik kapitalist fikirlerinin korkunç uygulamasıdır. İşte bunlar Amerika’nın uygulamalarıydı ve onlar bu yeni toplumun ve hadaratın kurucu babalarıydı. Onlar bu mirası ihlasla taşıyıp emanetlerini varislerine teslim ettiler. Aralarındaki fark ise sadece; ırkçılık, suç ve sömürgecilik yöntemlerindeki üsluplardır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Usame El-Suveyni - Kuveyt