- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
İSLAM AKLA KANAAT VEREN
FITRATA UYGUN BİR DİNDİR
(Tercüme)
HABER
Avusturalyalı profesör; “İslam, içeriği açısından günümüze uygun değildir ve günümüzden çok uzaktır” dedi. Buna paralel olarak Viyana Üniversitesi İslam Pedagojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Aslan, “İslam dinine çeşitli değişiklik (reform) yaparak çağdaş değerlerle yeniden yapılanarak uygun hale getirilmesi gerektiğini” önerdi.
Prof. Dr. Aslan, şu an Avusturya’da iman hakikatı üzerine tüm sorularla ilgili öğrencileri eğitmek ve hazırlamak için ülkenin genelinde verilecek olan İslam Teoloji dersi müfredatını geliştirmek için çalışmaktadır.
Aslan, Corriere basınına verdiği demeçte: “İslam mevcut haliyle dayanılmaz’’ dedi ve şunları ekledi “Biz İslam’ın yüzünü yeniden şekillendirmek istiyoruz, mühim olan İslam’a yeni bir yüz vererek açık bir şekilde günümüze uygun hale gelmesidir, çünkü şu an günümüzden çok uzaktır. Maalesef şu an İslam dini izole edilmiş Türkiye ve Suudi Arabistan’a hicret edenlerin dini olmuştur. Fakat çoğulcu topluma davet eden ve çoğulcu esasa göre çocuklarını yetiştiren Avrupalıların dini değildir. Neden tesettür giyen kadınların görünüşlerine göre İslam’a bakışımızı bina ediyoruz? Neden kuruluşlar bizim İslam algımızı şekillendiriyor, halbuki kuruluşlar sadece küçük bir parçayı temsil etmektedir.” dedi.
Aslan: “Bazı Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde bu tür tartışmalar için gerekli demokratik özgürlüklerin eksik olduğunu ve maalesef İslam ülkelerinde de durumun farklı olmadığını belirterek Mısır, İran ve Suudi Arabistan’da bu tür basit tartışmalara dahi izin vermez. Bundan dolayı İslam’ın imajını değiştirmek için Avrupa ülkelerinin yardımcı ve öncülük etmesi gerektiğini vurgulamasının ardından demokrasi aydınlanma hareketidir.” dedi.
İslam Avusturya’da büyük ölçekte denetlenen savunmasız ikinci dindir ve 2014 yılında yayınlanan bir raporda nüfusun %7 Müslümandır ve Müslümanların çoğu Viyana’da yaşamaktadır. (İndependent)
YORUM
Yeryüzünde iki tip insan vardır. Birincisi, esasi soru olan hayat ve hayatın arkasındaki gayeye cevap bulaninsanlar. İkincisi ise, yoldan sapan insanlar.
Batı bu ikinci tip insanların zihninde “yeniden yapılanma” fikrini laik-kapitalist ve komunizmden etkilenen Yahudilik ve Hristiyanlığa bakarak oluşturdu. Şimdi ise Adnan, oryantalistlerin yüzyıllar boyu İslam’ı “yeniden yapılandırmak” için yaptığı mücadeleyi yapıyor.
Adnan Aslan ve onun selefleri İslam’la alay ederek Batının laik din anlayışını desteklemektedir. Halbuki batılılar, "Yaratıcı var mıdır, yok mudur?" sorusuna akli bir cevap vermediler. Allah’ın varlığına kesin olarak inananlarla onlar anlaşamaz ve Müslümanları asla asimile edemezler. Hoşgörü konusunda Yahudi ve Hristiyanlarla görüşmelerinin yanında, bireylerin Allah’a olan inancını soyutlaması ve bu konunun kendileri için özel bir konu olması gerektiğini şiddetle savunma yoluna giderler.
Adnan Aslan, tüm bunların yerine hakikati ortaya koyması gerekirdi. Avusturya, Fransa, Hollanda, İsviçre, Çek Cumhuriyeti, Danimarka ve Amerika Birleşik Devletleri gibi aydınlanmış (!) batıyı temsil eden devletler, söz konusu İslam ve Müslüman kadınlar olduğunda, tüm eylemleri duygusal ve körü körüne nefrettir. Bunun tersini görmezler. Konu Müslüman kadınlar olduğunda “insan hakları” ve “din özgürlüğü” fikirlerinden nasıl döndüklerini görürsünüz. Fakat rahibelerin giydiği elbiselere ses çıkarmıyorlar. Lezbiyen ve feministlerin, kız çocukların zorla erkeklerle karışık yüzmelerine karşı koydukları tepkiye sözde bu aydınlanmış devletler hiçbir tepki vermedi.
Adnan Aslan, tarafından savunulan fikirler İslam’a göre yanlış, aldatıcı ve batıldır. Eğer Adnan Aslan, Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya iman etmiyorsa “İslam’ı yeniden yapılandırma” sözleri alaycı bir tavırdır. Davet ettiği sözlerin yanlış olduğunu bilerek yapıyorsa da bu yaptığı şeyin, her iki şekliyle de dürüst olmadığı ancak alay etmek olduğunu gösterir.
İslam bir dindir ve yaşam biçimidir. Bu da fıtrata uygun ve akla kanaat veren fikrî temele dayalıdır. Hayr ve şer, hüsn (güzel) ve kubuh (çirkin) değişmeyen sabit şeylerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ bize kişinin onurunu, emanını ve insanlığın refahını garanti altına alacak yolu teşri etmiştir. Hayr ve şer, hüsn ve kubuh hayatın sonuna kadar değişmeyen sabit şeylerdir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Muhammed Hamza