13 Mayıs, Özbekistan Tarihinin En Trajik Günü olan Andican Katliamının 12. Yıl Dönümüdür

Haber:

(BBC Özbek) haber sitesi, 13 Mayıs’ta şu haberi yayınladı: “Mirzayev, Andican olaylarına yeniden bakmalı mı?” Devlet Başkanı Şevket Mirzayev’in iktidara gelmesinin ardından Andican katliamının yıldönümünün ilk kez geçtiği haber işte budur. Özbekistan hükümeti, 13 Mayıs 2005 yılında gerçekleşen olayların, “Ekramiye” olarak adlandırılan dini bir gurubun anayasal düzeni yıkmak için çağrıda bulunduğu (terör) eylemleri olduğunu ifade etti. 

Hükümete göre; Andican olaylarında, çoğu (teröristler) olmak üzere 187 kişi öldürüldü. Görgü tanıkları ve uluslararası kuruluşlar ise; hükumet güçlerinin Andican İl İdaresi yakınındaki meydanda ve meydandan ayrılan sokaklarda çoğu silahsız siviller olmak üzere barışçıl protesto temsilcilerini öldürdüğünü söylediler. Dahası Özbek-Kırgız sınırına ulaşan insanları da kurşun yağmuruna tuttular.

Uluslararası kuruluşlara göre Andican’da en az 500 kişi öldürülmüştür. Ayrıca bir takım Batılı ülkeler, çoğunluğunu silahsız insanların oluşturduğu protestoculara karşı aşırı güç kullanması ve olaylarda bağımsız soruşturma açılması çağrısında bulunmasından dolayı Özbekistan hükümetini suçladılar. Özbekistan hükumeti ise bağımsız soruşturma çağrılarını reddetti.

Devlet Başkanı Şevket Mirzayev, Andican katliamının 12. Yıldönümü arefesinde Taşkent’i ziyaret eden Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Bin Raad’ı kabul etti… Andican olaylarının mağdurlarının unutulmaması ve bu olayların objektif olarak değerlendirilmesi gerektiği çağrısında bulunarak “Andican'daki korkunç olayların kurbanlarının sorularının cevap bulması gerektiğini” vurguladı. Peki Mirzayev’in otoriteye geçmesinin ardından Özbekistan hükümetinin Andican olaylarına yönelik tutumu değişecek mi?

Yorum:

Andican katliamı,  12 yıl önce Özbekistan’ın Andican şehrinde gerçekleşti. Nitekim bu katliam, zulmü, fesadı ve hükumetlerinin sorunlarına kulak tıkamasını protesto etmek amacıyla meşru haklarını talep etmek için sokağa çıkan sivil halka karşı uygulandı.

O vakit Batılı tüm demokratik ülkeler, Özbek makamlarını insanlığa karşı bir suç ya da soykırım işlemekle suçladılar. Şimdi soru şu: Bugün mükemmel bir reformcu olduğunu ifade eden Mirzayev zamanında hükümetin bu katliama yönelik tutumu değişecek mi? El-cevap: Asla değişmeyecek; çünkü bu katliam gerçekleştiğinde Devlet Başkanı Kerimov iken Mirzayev de başbakandı.

Ayrıca o vakit başbakan olan Mirzayev, bugün devlet başkanı oldu. Nitekim insanların sıkıntısını çektiği doğalgaz ve elektrik krizi hala devam ediyor. Hatta kendisi, Özbekistan’da yılda yaklaşık 70 milyar metreküp doğalgaz çıkaracağı ve bunun büyük bir kısmının ülke içindeki tüketicilere satılacağı iddiasında bulunmasına rağmen hala nüfusun büyük bir çoğunluğu kışın doğalgaz ve elektrik sıkıntısı çektiklerini belirtiyorlar!

Bu nedenle sözde bağımsız olan bu ülkenin yöneticilerinden hiçbir ümit yok. Çünkü onlar, Batılı ülkelere boyun eğmekte olup halkın endişelerini umursamadıkları gibi onların ihtiyaçlarını da karşılamamaktadırlar. Zira onlar, şu kaideye bağlı kalıyorlar: “Eğer insanlar muhtaç ve aç olarak kalırlarsa, onları idare etmek daha kolay olacaktır.”  

Bunun içindir ki bu ülkenin başına dikilen bu ajan yöneticilere umut bağlamak yerine onların alaşağı edilmesi gerekir.

Raşid Halife Ömer Bin Hattab (r.a), bu gerçeği bize şu sözüyle açıklamıştır: نحن قوم أعزنا الله بالإسلام فإن ابتغينا العزة بغيره أذلنا الله“Biz, Allahu Teâlâ'nın kendilerini İslam ile aziz kıldığı bir kavimiz. ... Eğer izzeti İslam’dan başka bir şeyde ararsak Allah bizi tekrar zelil kılacaktır.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazan

Murad Özbeki (Ebu Musab)