- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Bangladeş Halkı İslam’ın Uygulanmasını İsterken
Laikler, Ölü Demokratik Sistemi Kurtarmaya Çalışıyorlar
(Tercüme)
HABER:
Daily Star gibi Bangladeş'teki önde gelen gazeteler, 27.09.2017 tarihinde Küresel Çatışma Araştırma Ağı’nın (Bangladeş'te de bir şubesi bulunan küresel bir araştırma ağı) Bangladeş'te yaptığı Demokrasi ve Şeriat hakkında bir anket raporunu yayınladı. Rapor Bangladeş'teki entelektüeller ve politikacılar arasında tartışma konusu oldu. Anket, Nisan 2017'de gerçekleştirildi ve Bangladeş'teki 4.067 hane halkının görüşmesine dayanıyordu. Anket verilerinin analiz edildiği raporda, Bangladeşlilerin demokrasi ve Şeriat değerlerini birer iyi yönetim sistemleri olarak açıkça desteklediği vurgulandı.
YORUM:
Rapora göre, ankete katılanların %80'i İslam hukukunun temel ihtiyaçları, güvenlik ve adaleti sağlayacağına inandıklarını ve İslam hukukunun tatbikinde ise ülkedeki yolsuzlukların ortadan kalkacağını belirttiler. Bu sonuçlar Amerikan Araştırma Vakfı Pew Araştırma Merkezi tarafından 2011-2012 yılları arasında yürütülen bir anketi doğruladı. Bangladeş'teki Müslümanların %82'sinin İslam hukukunun uygulanmasını desteklediğini belirtti. Bununla birlikte, araştırmacıların bu raporda, katılımcıların demokratik değerlerin ve şeriatın aynı şekilde uygulanabileceklerine inandıklarını belirtmeleri garip bir durumdur. Araştırmacılar, Bangladeş halkının hem demokrasiyi hem de Şeriatı desteklediğini söyleyerek şaşırtıcı bir sonuca vardılar. Ancak bu mantıksız ve anlamsız bir paradokstur. Anketin nasıl yürütüldüğü ve bu anketin nasıl yapıldığı ve bu çelişkili raporun ortaya çıktığı sonuçlarla ilgili soruları ortaya çıkarmaktadır!
Demokrasi ve İslam hukuku asla uyuşmaz ve de asla eşdeğer değildir ve birbirine kıyaslanmaz. Demokraside egemenlik halkındır ve beşerî akıl teşriîn kaynağıdır. İslam hukukuna gelince, onda egemenlik halkın değil Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya aittir ve Allah Subhânehu ve Teâlâ teşriîn yegâne sahibidir. Sınırlı insan zihni teşri kaynağı olamaz. Öte yandan insan tarafından ortaya konan demokratik sistem doğasında kusurludur. Demokrasi çoğunluğu aldatıyor ve toplumda yalnızca seçkin insanlara hizmet ediyor. Halifeliğin yıkılmasından bu yana demokratik sistem Müslümanların işlerini gütmekte başarısız oldu ve son zamanlarda demokrasinin eksiklikleri dünyadaki Müslümanlar ve gayrimüslimler nezdinde ortaya çıkmış durumdadır. Müslümanlar şeriatla yönetilmeyi istemektedir ve adaletin sağlanması ve yolsuzluğun ortadan kaldırılması için alternatif bir sistem olarak Hilafeti talep etmeye başladılar.
Umutsuz laikler, yozlaşmış rejimi kurtarmak ve halk arasında güvenini yeniden kazanmak için elinden gelen her şeyi yapıyor ve bunun için farklı önlemler alıyorlar. Bu anket raporu yalnızca bu taktiklerin bir parçasıdır. Seküler medya ve sözde entelektüeller, demokratik değerlerin Bangladeş'te köklü olduğunu, aksine tam tersinin doğru olduğunu tasvir etmek istemiyorlar. Müslümanlar her zaman Şeriata güveniyorlar. Çünkü Şeriatla yönetilmek inançlarının bir parçasıdır, aynı zamanda adalet, güvenlik ve refahın oluşmasını garanti eder ve bunu da tarih teyit etmektedir. Demokrasi parlak kapakla kaplansa bile artık Müslümanlar hilelerine aldanmaz. Dürüst bir anket yapılmış olsaydı ve Bangladeş halkı şeriat ve demokrasi arasındaki seçim fikrini ifade edebilseydi, sonuç laikler için çok sinir bozucu olurdu.
Hizb-ut Tahrir Radyo Merkezi Medya Ofisi Adına
Muhammed Kemal