Fas’ta Kadınlar, Yiyecek Almak İçin Ölüyor!

HABER:

Fas'ın Kazablanka şehrinin 250 kilometre güneydoğusunda bulunan Essuira eyaletindeki Sidi Bullam köyünde bir hayır kuruluşu tarafından dağıtıldığı tahmin edilen gıda dağıtımı sırasında meydana gelen izdihamda 15 kişi öldü ve 40’dan fazla kişide yaralandı.

Yerel basında çıkan habere göre, bahsedilen bölgedeki gıda dağıtımı sırasında 1000'den fazla kadının yardımdan faydalanabilmek için toplandığını ve meydana gelen izdihamda bazılarının düştüğünü ve 40’dan fazla kadınında aşırı kalabalıkta sıkışma nedeniyle bayıldığını aktardı.

Hayatlarını kaybedenlerin çoğunluğunu yaşlılar ve kadınlar oluştururken, üst üste yığılmış cesetlerin görüntüleri sosyal medyada yayınlandı.

YORUM:

Halkını korumak ve maişetini sağlamak hükümetin görevi olmasına rağmen, bunu yerine getirmemesi üzerine ihtiyaçların en azından bir kısmını karşılamak adına sorumluluğu hayır kuruluşları üzerlerine almış durumda!  Bir kadının yaşam şekli haline gelen bu aşağılayıcı ve üzücü durum Fas'taki kadınların bir azığa sahip olmak hayatlarını idame ettirmeleri için kaçınılmaz olmuştur.

Fakirlik ve aşırı yoksullukla mücadele eden bu kadınlar ölüm tehlikesini rağmen ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlardı. Değerli madenler bakımından zengin bir devletin, halkının açlık, yoksulluk ve baskı altında yaşaması, Fas’ın kapitalist devletler tarafından sömürülmesinin bir sonucudur.

2009 yılında kurulan “Şirketler Gözlemcisi” kurumu Fas topraklarının dikkatli bir analizini yaptıktan sonra, şunları söyledi: “Ülkede, Fosfat maden kaynakları metallerin toplam üretiminin %95'ini oluşturmasıyla listenin başında yer almaktadır. Ancak diğer madenlerinde önemli miktarda bulunduğu ve gelecek vaad eden çinko, altın ve elmas birer sektör haline gelmiştir.” “Şirketler Gözlemcisi” kurumu, "Kanada Metelix şirketi ülkede yaptığı araştırma sırasında, büyük miktarda altın, uranyum ve elmas madeni keşfetti.” dedi.

Bu kadar büyük maden zenginliği olan bir ülke, nasıl olur da kadınlar yiyeceğe ulaşma uğruna ölüyorlar? Halkını koruma, kalkındırma ve onlara haklarını vermeye çalıştığını iddia eden bir hükümet için yaşanan bu trajediler ayıp değil mi? Acaba bir insan için yiyecek ve yaşamaktan daha büyük bir hak var mı?

Anayasa'nın 31. maddesi, demokrasinin gerçek düzeni ve siyasi süreçte kadının varlığının teşvikinin temel garantörü olarak eşitliği sağlama yoluyla kadınların gelişiminin güçlenmesinin yanı sıra siyasi güçlendirme için en iyi imkanları sağlayacak bir dizi şart öngörmektedir. Hükümetin “Temsilciler Meclisinde” kadın sayısını azaltmaya çalışması ve böylece kadınların temsilciliğini garanti ve bölgedeki çalışmalarını düşürdükten sonra parti düzeyinde eşitlik düzeyi içinde üçüncü olarak kadınların temsil edilmesini sağlamak niyetidir.

Fas'taki kadınların durumu, tüm Müslümanlar ülkelerinde kadınların durumu gibidir. Ülkeleri zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen halk sıkıntı ve fakirlik çekiyorlar. Zira ülkenin zengin kaynakları sömürgeci şirketler tarafından yağma ediliyor. Bu durum bu şekilde devam ederse Kadınların yaşamış olduğu bu sıkıntılı hayat asla değişmez. Ancak Müslüman halk kendi akidelerinden fışkıran nizamı kendilerine nizam edinir ve açgözlü kapitalist sistemi kökünden sökerlerse gerçek değişim olur. İşte o zaman kadınların sıkıntı ve acı durumu düzelir ve İslam’ın gölgesinde kerim bir hayat sürerler.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Zeynep Samet

23-11-2017

http://www.hizb-ut-tahrir.info/ar/index.php/radio-broadcast/news-comment/47832.html