HABER-YORUM

(Tercüme)

Mısır Yöneticileri Ve Hakimleri!

Göklerin Ve Yerin Hâkimi Olan Allah’ın Gazabından Korkun!

HABER:

Mısır’da yasal iki yetkili kaynak, 02-01-2018 Salı günü “Üstad Kafr El-Şeyh” olarak bilinen davanın dört sanığına idam cezası infaz edildiğini söyledi. Mahkeme ayrıca, “Kuzey Sina'da subay ve askerlerin öldürülmesi ile ilgili 26-12-2017 Salı günü de sözde terörizm davalarından hüküm giyenlerin 15'ine ölüm cezası verdi. Güvenlik görevlisinin öldürülmesiyle ilgili olarak da yedi şüphelinin idam cezası ile ilgili dosyalarını şeriatın görüşünü almak için Cumhuriyet Müftülüğüne gönderildiğini bildirdi.”  (El-Cezire)

YORUM:

Mısır'daki yargı, askeri rejimin araçlarından biri haline geldi ve yalan beyanla kendilerine muhalefet edenleri çeşitli mazeretler uydurarak intikam almak için kullanıyor ve bunun sonucu olarak masum genç erkekler ve kadınlar idam ediliyor ve bunlardan binlercesi daha cezaevlerinde yatmaktadır. Halbuki onların tek suçu ayeti kerimede de geçtiği gibi Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya iman etmeleridir. ﴿وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ﴾“Onlar müminlerden ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.” (Burûc 8) Beldeyi ve halkları fakirleştirmek suretiyle geçinmelerini zorlaştıran ve insanları demir yumrukla yöneten diktatör zalim bir rejim karşısında dik durdukları için bu zulümleri onlara reva gördüler. Bildiğimiz gibi Mısır’daki yargı, Hüsnü Mübarek ve iki oğlunu ve yıllarca çeşitli işkenceleri halka müstahak gören rejiminin sembolünü akladı hatta onları özgür kıldı. Fakat aynı yargı organı masum muhlisleri suçlu kılıyor!

Saray alimleri bu zulüm karşısında sessiz kaldıkları ve Sisi’nin rejimine ve yönetimine destek olduklarından dolayı bu büyük suçta ortaktırlar. Bunların başında da sanıkların idamlarını şer-i çerçevede onayladığı için Baş Müftü bulunmaktadır. Böylece bu masumların kanını akıtmada onlarla ortak oldu. Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem şöyle dediğinde ne kadarda doğru söylemiştir: «صِنْفَانِ مِنْ أُمَّتِي إِذَا صَلَحَا صَلَحَ النَّاسُ، وَإِذَا فَسَدَا فَسَدَ النَّاسُ: السُّلْطَانُ، وَالْعُلَمَاءُ» “Ümmetimden iki sınıf vardır ki, onlar iyi olduklarında, toplum da iyi olur; onlar kötü olduklarında, toplum da bozulur: Onlar idareciler ve alimlerdir.”

Ey Hakimler: Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın şu ayetini hiç duymadınız mı?﴿وَإِذَا حَكَمْتُم بَيْنَ النَّاسِ أَن تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ﴾  “İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.”(Nisâ 58) İnsanlığınız öldü mü? Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın haksız yere insan öldürmeyi yasakladığı halde sizler nasıl öldürebilirsiniz? Sizin için Sisi’nin rızası Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın rızasından daha mı önemli?

Makalemi Humus şehrinde Said ibni Suvayd'a atfedilen şu sözle sonlandırıyorum. “Ey insanlar, İslam'ın güçlü bir duvarı ve sağlam bir kapısı vardır. İslam'ın duvarı haktır ve kapısı da adalettir. Sultan şiddetli olsa da İslam korumaya devam eder, yoksa sultanın şiddeti kılıçla adam öldürmesi ve kırbaçla vurması değildir, fakat adaletle hükmetmesi ve hakla yönetmesidir.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Beraa Münasıra