Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
LAİK DEĞERLER ZORLA EMPOZE EDİLİYOR

بسم الله الرحمن الرحيم

LAİK DEĞERLER ZORLA EMPOZE EDİLİYOR

26 Haziran Salı günü, Hollanda Parlamentosu Senatosu okullar, hastaneler, hükümet binaları ve toplu taşıma araçları gibi bazı kamusal alanlarda yüzü örten İslami peçeleri giymeyi yasaklayan yasayı kabul etti. Peçe takan herkes, 400 Euro para cezasına çarptırılacak.

Bu kısıtlamaların yalnızca Müslüman kadınlara yönelik olduğu gerçeğini kamufle etmek adına, bu yasağın kayak maskesi ve kasklar da dahil olmak üzere tüm yüz kaplamalarını içerdiğini açıklamışlardır. En az 8 Avrupa ülkesi, İslami peçeye yasak getirdi. Bunların çoğu Hollanda gibi, bu yasaların kendi liberal değerlerine (inanç özgürlüğü gibi) bir çelişki yaratmaması adına Müslüman topluluğuna yöneltilmiş olmasına rağmen, bu gerçeği gizlemek için böyle bir girişimde bulunmuşlardır.

Hollanda “özgürlükleri” ile tanınmakta olan bir ülkedir. Hemen hemen her “arzunun” kanunla yasalaştırıldığı, gençlerin uyuşturucu kullanımına izin verildiği, kadının fahişelikle ilgili gelir vergisi ödediği ve ötanazinin yaşlılar arasında tercih edilebilirliğinin serbest ve yasal bir yol haline geldiği yerdir Hollanda.

Ancak, Müslümanlar ve İslamiyet söz konusu olduğunda, özgürlük bir anda durma noktasına gelir ve bir kadının peçe giyme seçeneği, geçilmesi yasak olan kırmızı bir çizgi haline gelir.

Peçenin yasaklanması, liberal toplumlarda saldırıya uğrayan ilk İslami sembol değil. Buna rağmen kendilerini bireylere, sözde “inanç özgürlüğünü” bahşeden, bireyler arasındaki farklılıkları kucaklayabilen ve diledikleri gibi yasama özgürlüklerini sağlayan tek toplum biçimi olarak gösterip, bununla gurur duyuyorlar. Ancak söz konusu İslam toplumu olunca, istisnai bir durum sergilenir.

Tıpkı liberal toplumların çoğunda olduğu gibi, Hollanda’da da Müslümanların inançlarının gereğini uygulamada, kendilerinin izin verdiği şeklin dışına çıkıp çıkmadıkları konusundaki denetlemelerini giderek arttırmaktadırlar. Bu toplumlarda laik değerleri zorla kabul ettirmek için büyüyen bir kampanya var. Örneğin, kadınların dini inançlarına göre giyinmeleri suç sayıldığından dolayı, ya o şekilde giyinmezler ya da giyinmeleri halinde suçlu olurlar.

Hollanda'daki aşırı sağcı partinin (PVV) senatörlerinden Alexander Van Hattem, İslami peçenin giyilmesini “Batı toplumuna karşı bir orta parmak” olarak gördüğünü saklamaya çalışmamıştı. Görünüşe göre, liberal toplumların kendi laik çerçevesine aykırı olan ve toplumun bütünlüğünü sağlamadaki yetersizliklerini açığa çıkartan kırılgan doğası, şimdi akıllarında seküler yaşam tarzının sağlamlığına karşı bir duruşa sahip olan her şeye baskı yapma ihtiyacı duymaktadır. Bunu, toplum içinde İslami duyguları bastırmayı umdukları baskıcı yasalar oluşturarak yaparlar.

Ama Müslümanlar olarak, Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın planlayıcıların en iyisi olduğunu çok iyi biliyoruz.

وَاِذْيَمْكُرُبِكَالَّذ۪ينَكَفَرُوالِيُثْبِتُوكَاَوْيَقْتُلُوكَاَوْيُخْرِجُوكَۜوَيَمْكُرُونَوَيَمْكُرُاللّٰهُۜوَاللّٰهُخَيْرُالْمَاكِر۪ينَ

“Ve o inkâr edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek (çıkarmak) için tuzak kuruyorlardı. Ve onlar, bu tuzağı kuruyorlarken; Allah da tuzak kuruyordu. Ve Allah, tuzak kuranların (karşılık verenlerin) en hayırlısıdır.”(Enfal: 30)

Hükümetin sosyal-kültürel düşüncesi olan SCP tarafından yürütülen yakın tarihli bir raporda, dinin, son 10 yıl içinde Hollanda'da ikamet eden Müslüman topluluğu için daha önemli hale geldiğini ortaya çıkardı. Hollandalı vatandaşlara Türkiye ve Fas kökenli bireylere odaklanan raporda, Müslümanların 10 yıl öncesine göre namaz kılmalarının daha muhtemel olduğu, camiye gitme oranında yüksek artış olduğu ve başörtüsünün takılmasının önemli ölçüde yaygınlaştığı görülmüştür.

Bu olumlu büyümeyi desteklemek için, liberal toplumlarda yaşayan Müslüman toplulukların inançlarında güçlü kalmaları ve bu tür zorlukların İslam tarihinde nasıl ele alındığını öğrenmek ve araştırmak için zaman ayırmak gerekmektedir. Onların imanları, geçmişteki asil yöneticilerimizin, Halifelerimizin, İslam’ın bizlere emrettiği şekilde hem Hıristiyanların hem Yahudilerin haklarını nasıl koruduklarını öğrendiklerinde daha da güçlenecektir. لَٓا اِكْرَاهَ فِي الدّ۪ينِ “Dinin [kabulü] konusunda bir zorlama yoktur.” (Bakara: 256)

Yasmin Malik

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi için yazdı

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER