Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları,
“Aile: Zorluklar ve İslami Çözümler” Başlıklı Uluslararası Kadınlar Konferansı

Kapanış Konuşması

Kıymetli, saygıdeğer kardeşlerim, konferansımızı sonlandırmadan önce "Aile: Zorluklar ve İslami Çözümler" kampanya ve konferansımızı büyük bir başarıyla tamamlamayı nasip eden Allah Subhanehu ve Teâlâ'ya şükür ve hamd etmek istiyorum. Ayrıca bugün burada bulunan sizlere ve yorulmak bilmeden bu önemli etkinlik için çalışan tüm kardeşlerime, onlarla birlikte Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisine, Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayetine ve Hizb-ut Tahrir'in Emiri, mümtaz Şeyh Ata bin Halil Ebu Er-Raşta'ya da teşekkür etmek istiyorum. Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun, hepinizden sonsuz razı olsun. Amin, Allahumme Amin!

Kıymetli kardeşlerim, ailenin birliği ve ahengi gözlerimizin önünde dağılıp gidiyor. Ailelerimiz paramparça oldu, stres, karmaşa ve hicranla boğuşuyor. Sebebi ise Batılı liberal, maddiyatçı ve feminist değerlerin, hükümlerin, nizamların ve birçok başka gayri İslami inanç ve geleneklerin toplumlarımızda yayılması ve bizi yöneten İslam beldelerimizdeki rejimlerin bunları bize dayatmasıdır. Tüm bunlar erkeklere, kadınlara ve çocuklara sefalet getirdi ve toplumlarımıza dağ gibi sorunlar yükledi. Tüm bunlara rağmen, bu rejimler ailelerimizi daha fazla yıkım yoluna itmekte ısrarlı görünüyor. Hala bu yıkıcı fikirleri eğitim sistemleriyle, medya, kadın kuruluşları ve devlet politikalarıyla beldelerimizde teşvik etmeye ve dayatmaya sıkıca kararlı hatta daha da hararetli görünüyorlar.

Kıymetli kardeşlerim, toplumlarımızda aile hayatımızın dokusunu parçalayan bu pervasız Batılı liberalizmden mülhem sosyal mühendislik deneyinin daha fazla sürdürülmesine ve kötüye gitmesine müsaade edemeyiz. California Chapman Üniversitesi mensubu Joel Kotkin bir yazısında şöyle demiş: "Gelecek on yıllarda ailenin konumunu muhafaza eden kültürler başarılı olacaktır." Kardeşlerim; eğer bu krizi etkin bir şekilde çözmezsek, gelecek nesillerimizin ve toplumumuzun akamete uğrayacağı apaçıktır. Artık gün geçtikçe büyüyen bu sorunu ucundan bucağından düzeltmeye çalışacak veya umutlarımızı eskiyip paçavraya dönmüş, dünyanın her yanında zelil bir şekilde başarısızlığa uğramış stratejilere ve politikalara bağlayacak vaktimiz kalmadı. Hayır! Acilen harekete geçmeliyiz! Ve aile birliğindeki bu krize karşı sahih ve kapsamlı bir çözüm için çalışmalıyız.

Bunun için evvela, Müslümanlar olarak bizler, 'Aile Krizini' giderecek çözümün SADECE İslam dininde, değerlerinde, hükümlerinde ve içtimai nizamında olduğunu ikrar etmek ve benimsemek zorundayız. Zira kadın ve erkek arasındaki ilişkileri ve evlilikteki görevleri güçlü ve huzurlu bir aile birliği oluşturacak ve muhafaza edecek şekilde düzenlemeye muktedir yüce fikirlere sahip olan sadece İslam'dır. Aile yapımızda ve toplumlarımızda benimseyeceğimiz başka her türlü yaşam tarzı sadece hüsranla bitecektir! Bunun için her türlü gayri İslami inancı, geleneği veya yaşam tarzını reddetmek zorundayız. Kendimizi, ailelerimizi, gençlerimizi ve toplumlarımızı evlilik ve aile hayatıyla ilgili İslami ilkelerle ve içtimai nizamlarla yoğun ve kapsamlı bir şekilde eğitmeliyiz. Bununla birlikte yuvalarımızda, okullarımızda ve toplumlarımızda elimizden geldiğince takva ve Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın emir ve hudutlarına karşı muhabbet ve itaat oluşturacak, Onun rızasını her şeyden üstün görecek ortam oluşturmaya çabalamalıyız. Zira Mü’mini en iyi eş, ebeveyn, evlat ve Müslüman olmaya iten şey budur.

İkincisi kardeşlerim, ister uluslararası kurumların, kadın kuruluşlarının veya hükümetlerin girişimleri olsun, İslam beldelerimizde evliliği ve aile kanunlarını laikleştirmek veya toplumlarımızda Batılı idealleri daha fazla yaymak isteyen ve aile yapısını daha fazla parçalamaktan başka bir şey kazandırmayan her türlü girişime karşı gelmeli ve sesimizi yükseltmeliyiz. Yine İslam'ın hükümlerini kadın, aile ve toplum için zararlıymış gibi göstermeye çalışan laiklerin ve feministlerin İslam'ın içtimai ve aile hukukuna dair yalanlarına, çarpıtmalarına ve öcüleştirmelerine bir son vermeliyiz. Ektikleri laik, liberal ve feminist fikirlerle oluşturdukları ahlaki ve toplumsal kaosu, salgın boyutta aile dağılmasını, aile içi şiddeti ve çocukların haklarının ihmal edildiğini işlerine geldiği gibi görmezden geliyorlar.

Ve son olarak kardeşlerim, aileyi harap olmaktan sadece evlilik ve aile hayatının dokunulmazlığına gerçek anlamda değer veren bir nizamı ikame ederek kurtarabileceğimizin farkına varmalıyız. Ve Nübüvvet Metodu üzere Raşidi Hilafetten başka bu fikirleri, değerleri ve kanunları içeren görüşü benimsemiş veya mutlu evlilikler ve güçlü, ahenkli aile birlikleri oluşturacak bir vizyonu ve kapsamlı ve ayrıntılı planı olan hiçbir devlet, hiçbir liderlik ve hiçbir sistem yok. Öyleyse kıymetli kardeşlerim, Hizb-ut Tahrir'li kardeşleriniz olarak sizleri bu yüce davada bize katılmaya davet ediyoruz. Bu daveti tüm cehtinizle tanıdığınız herkese taşıyın ve Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın sizlere bahşetmiş olduğu tüm etkinizi kullanarak bu şanlı devleti, ailenin muhafızı ve kalesini kurun. Bu devlet; aile birliğindeki ayrılıkları gidermek, onu her yönden korumak ve ailelerimizin gücünü ve ahengini yeniden hepimiz için saadet kaynağı ve İslam Ümmetinin belirgin özelliği yapmak için elindeki tüm imkânları kullanacaktır. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

﴿وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَخۡشَ ٱللَّهَ وَيَتَّقۡهِ فَأُوْلَـٰٓٮِٕكَ هُمُ ٱلۡفَآٮِٕزُونَ﴾

"Her kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar başarıya ulaşanlardır." [Nur 52]

Dr. Nazreen Nawaz
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları Müdiresi

Kampanya Sayfası İçin TIKLAYINIZ