Şam, Komplocuların ve Suçluların Uğrak Yeri Haline Geldi!
- Kategori Haber ve Yorum
- |
Haber-Yorum
Şam, Komplocuların ve Suçluların Uğrak Yeri Haline Geldi!
Onları Kabul Ederken Onların Suçlu Olduklarını Aklınızdan Çıkarmayın
Haber:
Aralarında Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) başkanı İbrahim Kalın’ın da bulunduğu üst düzey bir Türk heyeti, Suriye'nin yeni yönetimiyle görüşmek üzere 12 Aralık Perşembe günü Şam'a gitti ve bu, Esad rejiminin devrilmesinden sonra Şam’ı ziyaret eden ilk uluslararası heyet oldu;bu da Türkiye’nin, Suriye konusunda ve bir sonraki aşamada oynadığı rolün etkin olacağını teyit etmektedir.Başka bir bağlamda, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika Departmanı Direktörü Stephen Hickey ve İngiltere’nin Suriye elçisi Anne Snow başkanlığında İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir heyet, Esad rejiminin devrilmesinden bu yana Batılı bir heyet tarafından gerçekleştirilen ilk resmi ziyaret kapsamında başkent Şam’ı ziyaret etti.
Yorum:
Biz bu iki haberi vermekle yetindik ama sahada çok daha fazlası var; zira Fransa da bir heyet gönderdi ve Almanya, Katar, Amerika’da aynı şekilde... zaman zaman istihbaratlarını da gönderiyorlar ve izlenimlerini aktarıyorlar; yani her saat başı bir heyetin ziyaretine dair haberler geliyor; dolayısıyla onların hepsi Suriye dosyasıyla meşgul olmakta, komplo kuranların hepsi dosyayla ilgilenmekte ve suçlunun suçlarına ortak olanların hepsi, meseleleri çözmek, ülkeyi sakinleştirmek ve insanları rahatlatmak istediklerini iddia etmektedirler. Böyle beyan ediyorlar ve böyle görünüyorlar ancak onların kirli geçmişlerine dönüp baktığımızda, bunun istediklerinden dolayı değil de ancak işlerin on yıldır çalıştıkları gibi gitmeyeceği korkusundan kaynaklandığını yakinen anlayabiliyoruz. Dolayısıyla ülkelerin yapmış oldukları ziyaretler, bir istek ya da bizimle ve devrimimizle dayanışma içerisinde olduklarından değil, ancak işlerin kontrolden çıkacağı korkusundan kaynaklanmaktadır; bu yüzden tüm imkanlarını ortaya koyuyorlar, gece gündüz çalışıyorlar ve beklenmedik bir durumun olmaması için nöbetleşe bu ziyarete dahil oluyorlar.
Evet, Beşar kaçtı ve onun bir zorba olduğu gibi ülkelerin, kendisine verilen rolü bittiğinde onu bir çöp gibi bir kenara attığı bir çalışan olduğu gerçeği ortaya çıktı.Dolayısıyla bu, ibret almak isteyenler için bir ibret ve gün gibi açık ve net olan yakın ve canlı olan bir deneyimdir; o halde ibret alın!Beşar, Şam halkının yaklaşık on buçuk yıl süren fedakârlıklarının ardından kınanmış ve kovulmuş olarak kaçtı, devrim halkının sebatından kaçtı, onların kararlılığından kaçtı, bir kıyamet gibi üzerine gelen kalabalıklardan kaçtı ve zelil ve hor görülmüş bir şekilde kaçtı.
Başa geri dönecek olursak Suriye’ye gelen heyetler, bizim için herhangi bir iyilik istemiyorlar; zira biz daha önce onların komplolarını ve suçlarını tecrübe ettik; o halde feraset sahibi olalım ve onların tuzaklarına düşmekten sakınalım. Zira onlar, Şam’ın kendi nüfuzları altında kalmaya devam etmesi için ciddiyetle çalışıyorlar. Bu yüzden onların izini takip etmekten aman ha sakının. Şu atasözü, tam da bize intibak etmektedir: Sanki sen hala akıllanmadın ey Ebu Zeyd! (Bir kimse büyük bir çaba harcayıp istenilen faydayı elde edemeyerek yaptığı iş boşa gittiğinde söylenir)
Bizim devrimimiz için belirlediğimiz sabitelerimiz vardır; bu sabiteler, kaprislere ve vesveselere dayalı olarak değil, gerçekliğin incelenmesinin ardından ortaya çıkmıştır; nitekim bu sabitelerimizde, Batı’nın ülkemizdeki elinin koparılması gerektiğini söyledik; zira onların bir bela ve suçlu olduklarından eminiz. Buna göre bu sabiteyi uygulamamız ve onların suçu işlemelerinin ardından kapıdan çıkıp pencereden geri dönmelerine izin vermememiz gerekir.
Şayet fedakarlıklarla, kanla ve diğer şeylerle devraldığımız ağır mirası korumak istiyorsak, Batı’nın ülkemizdeki elinin koparılması sabitesinin, asıl ve zaruri olan bir sabite olması gerekir…
Suçlu devletlerin kirli hedefleri ve kötü niyetleri vardır; o halde bizim onlara cevabımız, özgür bir kadının Sednaya hapishanesinde verdiği cevap gibi olmalıdır; “Şimdi mi geldiniz, (kaç senedir) neredeydiniz?!” Salladığı ayakkabının dili, onlara ve yıllarca süren komplolarına oldukça uygundu.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della - Suriye