Salı, 01 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Port Sudan Şehrinin Güney Pazarında Yer Alan Hay el-Arap Kulübü Önünde Siyasi Bir Hitap Gerçekleştirdi

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, Port Sudan şehrinin güney pazarında bulunan Hay el-Arap Kulübü önünde 25 Kasım 2024 Pazartesi günü “Mal Allah’a aittir ve insanlar sadece emanetçilerdir” başlıklı siyasi bir hitap gerçekleştirdi.

Siyasi hitabında Hizb-ut Tahrir üyesi Yakup İbrahim, İslam’daki ekonomik sistemin temel ilkelerini ve bu sistemin Sudan’ın ekonomik krizlerini çözme kapasitesini ele aldı. Sudan’ın devasa kaynaklarına rağmen halkının fakirlik çektiğini vurguladı ve bunun nedeninin, Batılı kapitalist ülkeler ve sömürgeci araçları olan IMF ile Dünya Bankası’nın uyguladığı kapitalist ekonomik sistem olduğunu açıkladı. Yakup İbrahim, İslam’ın, servet edinilmesi, harcanması ve geliştirilmesi konularını açıkça düzenlediğini ifade etti. Ayrıca, İslam’a göre ekonomik problemin, kapitalistlerin iddia ettiği gibi kıtlık değil, servetin adil bir şekilde dağıtılması olduğunu dile getirdi. İslam’ın mülkiyet türlerine de değinen Yakup, Sudan’da bolca bulunan kamu mülkiyetini ayrıntılı bir şekilde açıkladı. Sudan’ın yalnızca İslam sistemini uygulayan güçlü bir devlete ihtiyacı olduğunu ve halkının bu şekilde servetlerinden faydalanabileceğini belirtti. Allah’ın izniyle Nübüvvet metodu üzere kurulacak Raşidi Hilafet Devleti’nde bunun yakın zamanda gerçekleşeceğini ifade etti.

Dinleyiciler, konuşmayı büyük bir ilgiyle karşıladı. Hatta Şeyhlerden biri tekbir getirerek ayağa kalktı ve üzerinde “Lâ ilâhe illallah Muhammedîn Rasûlullah” yazılı bayrağı alarak “Biz bu bayrağın dalgalanmasını ve devletin İslam’a dayalı olmasını istiyoruz.” dedi. Başka bir dinleyici ise, “Adalet ve güvenlik sağlamak için bugün devletin neden İslam sistemini uygulamadığını” sordu.

Yakup, gelen tüm soruları ve yorumları büyük bir nezaketle yanıtladı ve nezaketi katılımcılardan büyük beğeni topladı.

Devamını oku...

Dr. Zuheyr Abdurrahman, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Bürosuna Konuk Oldu

25 Kasım 2024 Pazartesi günü ekonomi uzmanı ve medya mensubu Dr. Zuheyr Abdurrahman, Port Sudan’daki Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti bürosunu ziyaret ederek, Sudan Vilayeti Merkez Temas Komitesi Başkanı Nâsır Rıza ve Resmi Sözcü Yardımcısı Muhammed Cami (Ebu Eymen) ile görüştü

Görüşmede, medyanın Müslümanların hayatındaki etkisi ve ümmetin kalkınmasına katkı sağlayacak, ölüm kalım meselesi hakkında farkındalık yaratacak ve Batının medya saldırılarıyla mücadele edecek içerikler üretmek için nasıl kullanılabileceği konuları ele alındı. Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak, varlık yokluk meselesidir. Görüşmede, İslam’ın ekonomik sisteminin günümüz dünyasının, özellikle de Sudan’ın yaşadığı ekonomik sorunları çözebileceği konusu da ele alındı. Üstat Nasır, partinin tüm bu sorunları çözmek için şeri delillerden türetilmiş, özgün ve kapsamlı bir ekonomik vizyona sahip olduğunu ve bu vizyonun Allah’ın izniyle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde uygulanacağını ifade etti.

Ziyaretin sonunda Dr. Zuheyr, partinin ekonomiyle ilgili fikir ve hükümlerini inceleyeceğini ve sonra gelip bu konuda Allah’ın izniyle bir tartışma gerçekleştireceğini söyledi.

Devamını oku...

Bu Lanet Olası Varlık Müslümanları Yok Ediyor, Ordular Onun Kökünü Kazımak ve Bu Dine Yardım Etmek İçin Ne Zaman Harekete Geçecekler?

Filistin Sağlık Bakanlığı, 20 Kasım 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya’da bulunan Kemal Advan Hastanesi çevresindeki bir yerleşim alanına düzenlediği saldırıda yaklaşık 70 kişinin şehit olduğunu ve - kesin olmayan verilere göre de - 100’den fazla kişinin yaralandığını duyurdu. Lübnan Sağlık Bakanlığı, aynı gün çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, “Düşmanın (İsrail) salı günü Lübnan’a düzenlediği hava saldırılarında 14 kişinin şehit olduğunu, 87 kişini de yaralandığını” bildirdi. Bakanlığa göre, bu ölü ve yaralılarla birlikte Yahudi varlığının Lübnan’a düzenlediği saldırılarında toplam şehit sayısı 3.558’e, yaralı sayısı ise 15.123’e yükseldi. Açıklamada, kadın ve çocuklardan oluşan kurban sayısının 902 ölü ve 4.008 yaralıya ulaştığı belirtildi. Resmi Suriye Haber Ajansı (SANA), çarşamba günü Yahudi hava saldırılarının Suriye’nin ortasında yer alan Tedmur şehrindeki çeşitli bölgeleri hedef aldığını, bu saldırılarda 36 kişinin öldüğünü ve 50’den fazla kişinin yaralandığını bildirdi.

Gazze’de, Lübnan’da ve Suriye’de artan şehit sayısı, bu topraklardaki ve diğer Müslüman ülkelerdeki halkların ortak bir düşmanla karşı karşıya olduklarını ortaya koyuyor. Şehitlerin büyük bir kısmını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Dünya, tüm yüce değerleri öldüren bir sessizlik içinde bu olayları izlerken masum insanlar korkunç katliamlara maruz kalıyor. Şiddetli bombardıman nedeniyle sivil savunma ekipleri şehitlere ve yaralılara ulaşamıyor. Bu terörist varlık, mahalleleri, okulları, pazarları ve hastaneleri hedef alarak masumları yok etmeye devam ediyor. Gazze savaşının 412. gününün sabahında, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 66 şehidin hayatını kaybettiği yeni bir katliam gerçekleştirdi.

Bu katliamlar, ümmetin ordularının şerefini, burada ve başka yerlerde dökülen Müslüman kanlarına olan duyarlılıklarını tetiklemedi mi? Hain ve korkak yöneticilerin yüzüstü bıraktığı kadınların feryatları, çocukların ağlayışları ve yardım çığlıklarını neden kimse duymuyor? Allah’ın insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olması için seçtiği böyle bir ümmetin böylesi bir zillet ve zülle razı olması ne kadar garip!

Ey İslam ümmetinin orduları! Kardeşlerinizin, evlatlarınızın ve kadınlarınızın başına gelenler karşısında neredesiniz? Şerefinizin ayaklar altına alınmasını, kutsal değerlerinizin çiğnenmesini ve buluntu bu gayrimeşru varlığın ümmetinizi bir bir yok etmesini kabul mu ediyorsunuz?

Ey İslam ümmetinin âlimleri! Ey peygamberlerin varisleri! Ümmetinizin yaşadıklarına daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Bu sessizlik ve korkaklığınız sizin için utanç verici değil mi? Kardeşlerinize yardım etmediğiniz için Allah tarafından sorguya çekileceğinizi unuttunuz mu, yoksa bilerek mi görmezden geliyorsunuz? Gayrimüslim âlimler bile Yahudilerin soykırımı karşısında harekete geçmiştir. Peki hala siz niye harekete geçmiyorsunuz? İtalyan genetik bilimci Paola Manduca’nın başkanlığında 15 tıp uzmanından oluşan bir ekip, cani varlığın bir yılı aşkın bir süredir Gazze Şeridi’nde işlediği soykırıma karşı küresel sessizliği kırmak amacıyla Gazze’deki Soykırımı Kınama ve Gereken Adımların Atılması” başlıklı acil bir çağrı yayınladı. Ekip, “Bu duruma karşı sessiz kalmayı tercih eden sağlık kuruluşlarının, Gazze’de işlenen suçlara ortak olacağını” vurguladı.

Ey ümmetin bilginleri! Neredesiniz? Bu habis uru kökünden söküp atarak eski sağlığına kavuşturacak ve yeniden insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet yapacak çözüme rehberlik etmede ümmetinize öncü olmanız gerekmez mi? Kendinize sessiz şeytanlar olmayı yakıştırıyor musunuz? Üzerinizdeki zilletin tozunu silkeleyin, hak sözün her yere yankılanmasını sağlayın, ordulardaki çocuklarınızı teşvik edin, onlara dinlerine ve ümmetlerine olan sorumluluklarını hatırlatın ki hemen bu sorumluluklarını yerine getirsinler.

Durum oldukça ciddi; kınamalar, protestolar veya yardımlar bu terörist varlığı durduramaz... Ajan ve hain yöneticilerin tahtlarını devirmek ve yenilmez olduğunu sanan orduyla yüzleşmek üzere orduların kışlalarından çıkması şarttır. Dünya, bu ordunun küçük bir grup mücahit karşısında korktuğunu gördü. Savaşmak için tek bir bayrak altında birleşen bir ordu karşısında bir saat bile dayanamaz.

Ey İslam ümmetinin âlimleri, orduları ve samimi evlatları! Allah, zafer ve yeryüzünde üstünlük vaat etmiştir. Bu vaadi gerçekleştirmek için Rabbinizin sizi kullanmasına vesile olun ki hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa eresiniz, İslam ve Müslümanların izzetine tanık olasınız.

مَن كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعاً إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُولَئِكَ هُوَ يَبُورُ“Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır. O’na ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah’a amel-i Salih ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.” [Fatır 10]

Devamını oku...

İlk Kıbleye Saygısı Olmayanın Haremeyn’e (Mekke ve Medine’ye) de Saygısı Olmaz

Vahyin yurdu ve tevhidin merkezi, Bin Selman’ın 2030 vizyonu adı altında kirletiliyor. Bu lanetli proje, Suudi Hanedanının “yaşam kalitesi” hedefleri doğrultusunda ülkeyi bir turizm ve eğlence merkezi haline getirme amacını taşımaktadır! Bu proje, yalnızca Allah’ın gazabına neden olacak ve buna razı olan ya da katkıda bulunan herkese büyük bir bela getirecektir. Böbürlene böbürlene Genel Eğlence Kurumu Başkanı Türki bin Abdul Muhsin Al Şeyh, 2024 Riyad Sezonu’nun 6 milyon ziyaretçiye ulaşarak yeni bir rekor kırdığını duyurdu! Bu yalnızca hem onun hem de ona uyanların tüm günahlarının kendi günah hanesine eklenmesi anlamına gelmektedir. Böylece hem kendisi sapmış hem de kendisine uyanları saptırmıştır ve yaptıkları işler onlara sadece felaket ve yıkım getirmiştir. Allah’a apaçık isyan eden Bin Selman ve yandaşları, hangi “yaşam kalitesinden” bahsediyorlar? Bu ahlaksız kişi ve yandaşları, Haremeyn diyarındaki gençleri dinlerinden uzaklaştırmak ve inançlarını zedelemek amacıyla eğlence ve yenilik adı altında Batılı projeleri destekliyorlar. Ahlaksızlık, çıplaklık, fuhuş, dans, karma toplantılar, başı açıklık ve haya kırıcı imajlar içeren partiler düzenleyerek Müslümanların değerlerini hiçe saymakta ve kutsal değerleriyle alay etmektedirler.

Bin Selman, sapıklık ve günahta o kadar ileri gitti ki, yönetiminde tüm dini kuralları çiğnedi. Batının en çirkin değerlerini ülkeye getirerek, eşcinselleri Müslüman gençlere örnek gösterdi. Toplumun en aşağılık insanlarını onurlandırarak Haremeyn topraklarına soktu. Buna karşın, hac ibadetini yerine getirmek için gelen hacılar, bu topraklara alınmayarak, kırık kalplerle ve dışlanmış bir şekilde geri dönmek zorunda kaldılar. Cahiliye döneminin ahlak anlayışı bile Bin Selman’ın ahlak anlayışından daha iyi. Müslümanların parası böylesi rezaletler ile çarçur edilirken Gazze’de yaşanan eşi benzeri görülmemiş soykırımla ikinci yılına girmektedir. Bu metamorfoz yaratık, Müslümanların kanını hiçe saymış, Gazze, Lübnan, Sudan ve Yemen’deki güçsüzlere, çaresizlere ve acizlere karşı duyarsız kalmıştır... Hatta onları daha da kışkırtmak için, alçaklığın dibine vurmuş bir eğlence festivali düzenlemiştir. Festivalde Gazze’nin çocuklarının parçalanmış bedenleri, yaslı kadınlarının derin yaraları, ezilmiş erkeklerinin acıları ve yaşlılarının çaresizlik gözyaşları üzerinde dans edilmiştir. Bu ahmak ve aptalın Gazze’de yaşanan trajediye verdiği tepkiler, Dışişleri Bakanlığı’nın birkaç kınama açıklamasından öteye geçmemiştir. Aslında bu ahmak, gasıp işgalcinin dostu, yardımcısı ve destekçisidir. Onu her türlü silah mühimmat ve gıda ile desteklemektedir.

Ey Haremeyn diyarı Müslümanları! Biz, Batı ve Yahudi dostu, hain ve ajan, eli Müslüman kanına bulanmış Bin Selman’a değil size sesleniyoruz ey halkımız ve değerli âlimlerimiz! Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّهُ سَيَكُونُ عَلَيْكُمْ أَئِمَّةٌ تَعْرِفُونَ وَتُنْكِرُونَ، فَمَنْ أَنْكَرَ فَقَدْ بَرِئَ، وَمَنْ كَرِهَ فَقَدْ سَلِمَ، وَلَكِنْ مَنْ رَضِيَ وَتَابَعَ “İleride birtakım emirler (yöneticiler) olacaktır. Tanıyacaksınız ve inkâr edeceksiniz. Kim tanırsa beri olur. Kim inkâr ederse kurtulmuş olur. Fakat kim razı olursa ve tabi olursa.” [Tirmizi] Emri bil-maruf ve nehiy ani’l-munker’i terk etmeyin, çünkü bu sayede ümmet diğer milletlere üstün kılınmıştır. Emri bil-maruf ve nehiy ani’l-munker’in terk edilmesi fesadın yayılmasına, sapkınlığın artmasına ve insanların helakine yol açar. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إِنَّ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ كَانَ إِذَا عَمِلَ الْعَامِلُ فِيهِمْ بِالْخَطِيئَةِ نَهَاهُ النَّاهِي تَعْذِيراً، فَإِذَا كَانَ الْغَدُ جَالَسَهُ وَوَاكَلَهُ وَشَارَبَهُ، كَأَنَّهُ لَمْ يَرَهْ عَلَى خَطِيئَةٍ بِالْأَمْسِ، فَلَمَّا رَأَى اللهُ عَزَّ وَجَلَّ ذَلِكَ مِنْهُمْ ضَرَبَ بِقُلُوبِ بَعْضِهِمْ عَلَى بَعْضٍ، ثُمَّ لَعَنَهُمْ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّهِمْ دَاوُدَ، وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ، ذَلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ، وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ، لَتَأْمُرَّنَ بِالْمَعْرُوفِ، وَلَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ، وَلَتَأْخُذُنَّ عَلَى يَدَيِ السَّفِيهِ، فَلَتَأْطُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْراً، أَوْ لَيَضْرِبَنَّ اللهُ بِقُلُوبِ بَعْضِكُمْ عَلَى بَعْضٍ ثُمَّ لَيَلْعَنَنَّكُمْ كَمَا لَعَنَهُمْ“Sizden öncekiler arasında, bir kimse bir günah işlediğinde onu uyaranlar olurdu, ancak ertesi gün o kişiyle oturur, yer içer ve dün yaptığı günahı hiç görmemiş gibi davranırlardı. Allah, onların bu tutumunu görünce, kalplerini birbirine benzeterek onları cezalandırdı ve Davud Peygamber ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle onlara lanet etti. Bu, onların isyanları ve sınırları aşmalarından dolayıdır. Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki, siz iyiliği emretmez, kötülükten sakındırmaz ve cahil kişiyi doğruya yöneltmezseniz, Allah kalplerinizi birbirine düşürür de tıpkı onları lanetlediği gibi sizleri de lanetler.”

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER